18. Bölüm: Aile

208 28 110
                                    

Yağmur yağıyordu bir ormandaydım. Aslında ormanları çok severdim ama bu orman nedense ürkütücüydü. Hava karanlıktı ben ise yalnız başıma yürüyordum. Biraz sonra bir şeye çarptım sert bir şeydi. Başımı kaldırıp baktım bu Aydın'dı Gülümsedim o da bana gülümsedi.

Bir anda beni göğsüne bastırarak içine aldı bir karanlığın içine düştüm nerdeydim ben burası çok karanlıktı yürümeye başladım bir yandan da Aydın'a sesleniyordum yoktu.

Burası karanlık bir depo gibi bir yerdi su sesi geliyordu bir yerde su damlıyor olmalıydı.

Sesi takip ettim.

Biraz sonra ayağıma bir sıvı değdi, eğilip elimi sıvıya dokundurdum.

Sıvı olan şey kıpkırmızı kandı.

Elimde bulaşmıştı.

Korkuyla etrafıma baktım ben bu depoyu hatırlıyordum.

Gerçek babamı bulduğum depoydu.

İleride küçük bir ışık vardı ışığa doğru yürümeye başladım.

Küçük bir lambadan sızlıyordu bu ışık. Biraz daha yaklaştım.

Küçük bir masada bir. Kadın oturuyordu sırtı bana dönük bir şekilde kağıda yazı yazıyordu.

Yüzünü göremiyordum.

Kadının üzerinde beyaz bir elbise vardı saçları beline kadar uzanıyordu.

Kadın yüzünü bana döndü bu benim annemdi.

- anne
- kızım Mina sonunda gelebildin

Korkuyla ve şaşkınlıkla anneme bakıyordum.

O ise hiç bir şey yokmuş gibi ayağa kalkıp yanıma gelmeye başlamıştı.

Boynuma sarıldı elinde ki mektubu bana verdi.

- Benim sana bıraktığım mirasımı bul kızım.

- anne ne diyorsun ben seni anlamıyorum dedim.

Gözyaşlarım etrafı bulanıklaştıyordu.

Annemin üzerinde ki beyaz elbise de kan lekesi vardı.

Eteğine doğru kan akıyordu.

- anne bulucam söz veriyorum bulucam gel hastaneye gidelim lütfen.

- beni hiç kimse kurtaramaz kızım bu halde olmamızın tek sebebi yanlış insanın beslediği yanlış duygular tek sebebi Nicolas kızım.

- anne Korkuyorum ben o kim.

- zamanı geldiğinde öğreneceksin, baban bizi koruyamadı, beni koruyamadı ama sen kendini çok güzel koru kızım sen çok güçlüsün bunu sakın unutma tamam mı?

- anne lütfen gitme yapayalnızım...

Anne diyerek uyanmıştım.
Yatakta biraz doğruldum bu bir kabustu.

Sırtımı yatağa yasladım yastığım gözyaşlarımdan ıslanmıştı gerçekten de ağlamıştım.

Neden böyle bir kabus görmüştüm ki annem ilk kez rüyama gelmişti.

Aynı o gün ki gibi...

Telefonumu alıp saate baktım saat daha 05:36 dı.

Ayağa kalktım Peri hala uyuyordu onun üzerini örtüp balkona çıktım.

İçime Rize'nin kuru soğununu ve çam kokusunu doldurdum.

Masaya oturup bakışlarımı ormana çevirdim.

AKREP'İN ZEHRİDove le storie prendono vita. Scoprilo ora