1. BÖLÜM ADI HİRAM OLSUN

741 10 0
                                    

 Birinci bölüm

  

 "AdıHiram olsun"

  

  

 istanbullular, 1932 yılının sert geçen kış aylarını uzun sûre hafızalarından silememişlerdi...

 Kalın ve pahalı paltosuyla heyecan içinde içeri giren 62 yaşındaki Mübarek Galip Eldem, kızı Roksan'ı yanakların-dan öpüp, titreyen elleriyle torununu kucağına aldı ve gür sesiyle, "Bunun adı Hiram olsun" dedi...

 Hiram Abas'ın dedesi Mübarek Galip Eldem arkeologdu. Viyana imparatorluk Gimnasionu'nda arkeoloji ve filoloji okumuş, arkeolojiye ait birçok eser yazmıştı. Moskova, Lon-dra. Paris, Berlin, Viyana arkeoloji akademilerine fahrî üye olmuş, fahri doktorluk unvanı kazanmıştı. Hars ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Telif ve Tercüme Heyeti azalığında bu-lunmuştu. Yıllarca, müzeler genel müdürlüğü yapmıştı. Anadolu Millî Mücadelesi'ne iştirak eden Dede Mübarek Galip Eldem, çevresinde çok sevilen ve sayılan bir bilim adamıydı.

 Dede Eldem'in diğer bir özelliği ise mason olmasıydı. To-rununa "Hiram" adını koymasının nedeni buydu.

 Hiram adı, masonluğun kurucusu olan duvarcı ustası Hiram Usta'dan geliyordu.

 Küçük Hiram Abas'ın adını aldığı mason ustasının so-yadıyla olan büyük benzerliği de dikkat çekiciydi: Hiram

  

 Abiff î1Mübarek Galip Eldem torunu Hiram'ı, alnından öpüp, iki eliyle havaya kaldırdıktan sonra kızı Roksan'ın kucağına verdi.

 Roksan Hanım, istanbul'un tanınmış ve köklü ailelerin-den Eklemlerin kızıydı.

 Eldem ailesi, Sadrazam Koca Hüsrev Paşa, Sadrazam Et-hem Paşa ve Girit Valisi Müşir Şakir Paşa'ya dayanıyordu. Meşhur ressamlardan ve Türk müzeciliğinin kurucusu Os-man Hamdi Bey, Mübarek Galip Eldem'in amcasıydı.

 Roksan Hanım, Atatürk'ün Balo Tertip Heyetleri'nde yer alan, kültürlü bir istanbul hanımefendisiydi. Atatürk'le dans ederken çekilmiş fotoğraflarını evinin en müstesna kö-şesinde, yularca kıymetli mücevherler gibi saklamıştı...

 Uzun boyu, yakışıklılığı ve kibarlığıyla Roksan Hanım'ın gönlünü fetheden Abbas Hilmi, Yugoslavya'nın Üsküp ili, Palanka ilçesinde, 1910 yılında doğmuştu. Büyükbaba Sü-leyman Nadir (Abazoviç) geniş arazisi olan varlıklı bir kişiydi.

 Birinci Dünya Savaşı ve arkasından gelen Millî Mücadele yıllarından sonra, artık Balkanlar'da

BAY PİPOWhere stories live. Discover now