Sabah olduğunda hazırlanıp kahvaltıya inmek için Cassandra ve Harry'nin kapısının önüne geldik. Kapıyı çalıp beklemeye başladık. Cassandra açtı. Küpesini takarken onu seyrettim. Hayran olunacak bir kadındı.

"Tanrım! Harry hasta oldu ve bugünkü toplantıya gelemeyecek yani-" Sam bir çırpıda konuşan Cassandra'nın lafını kesti. "Öyle mi? Nesi var?" Beraber içeri geçtik.

Harry yatakta yatıyordu. Gözleri kapalıydı. Uyuyor muydu? "Doktor sıcaklık değişiminden olduğunu söyledi. Ciddi bir şeyi yok ancak kusup duruyor. Bu arada Harry'nin yanında durabilir misin Dorothea? Aklımın onda kalmasını istemiyorum." Başımı salladım.

"Elbette. Siz işinize odaklanın." dedim gülümseyerek. Cassandra bana sarıldı. "Teşekkür ederim."

"O zaman biz kahvaltıya inelim. Dorothea ve Harry için de odaya söyleriz. Geç kalacağız yoksa." dedi Sam. Cassandra çantasını aldıktan sonra çıktılar.

Harry hala kıpırdamamıştı. Yanına yaklaşıp elimi alnına koydum. Biraz ateşi vardı. Üstündeki örtüyü beline kadar indirdim. "Harry?" dediğimde gözlerini aralamaya çalıştı. "Dorothea?" Hasta olduğundan mıdır bilmiyorum ama sesi boğuk geliyordu. Bir insan hasta olduğunda bile nasıl böyle olabilirdi?

"Nasıl hissediyorsun?" Doğrulmaya çalıştı. "Hasta gibi." Gülümsedim. "Çok şaşırtıcı. Oldukça sağlıklı görünüyorsun aslında." Ona bir bardak su getirmek için arkamı döndüğüm sırada bileğimi tuttu. "Yanımda kal." Diğer elimi, bileğimdeki elinin üstüne koydum. "Sana su getireceğim."

Bir bardak suyu ona götürdüğümde birkaç yudum alıp bardağı kenara koydu. "Bünyen hassas galiba." Başımı olumsuz anlamda salladı. "Normalde böyle olmaz."

"Demek ki oluyormuş." Biraz oturduktan sonra kahvaltı yaptık. Daha doğrusu ben ona zorla bir şeyler yedirmeye çalıştım. Üstüme kusmakla tehdit edince bırakmak zorunda kalmıştım.

"Sen biraz dinlen istersen."

"Yanıma uzanır mısın?" Sorunun garipliğiyle yerimde bir müddet öylece durdum.

Sen evlisin Dorothea. Evlisin ve yanlış yapıyorsun.

Yanlış olduğunu bile bile adımlarımı yatağa yönlendirdim. Yan tarafına uzansam da birbirime herhangi bir temasta bulunmadık. Sadece birbirimize dönüktük ve öylece bakıyorduk.

"Gözlerini kapat Harry." diye mırıldandım. Sözümü dinleyip gözlerini kapattı. Öyle güzel görünüyordu ki, içim kıskançlıkla doldu. Cassandra her gün bu manzarayla mı uyanıyordu? Eminim ki onu öpücüklere boğuyordur. Çünkü bu manzarayla uyansaydım onu öpmeden duramazdım.

Nefes alışverişleri düzene girene kadar bekledim. Ardından ara sıra Harry'ye bakarak telefonumla uğraşmıştım. Ta ki kolları karnıma dolanana dek. Gülümseyerek yüzüne gelmiş saçları çektim. O sırada ateşinin fazlasıyla yükseldiğini fark etmiştim.

Hasiktir. Doktoru mu çağırdaydım acaba?

"Harry?" Omzundan hafifçe dürttüm. Birkaç mırıltı çıkardı. "Harry hadi kalk."

Ayağa kalkıp banyoya gittim ve küveti ılık suyla doldurmaya başladım. Birkaç dakika sonra dolduğunda Harry'nin yanına gittim. "Hadi kalk. Banyoya gidelim." Hafifçe gözlerini araladı. "Uyuyacağım." dedi geri kapatırken. "İlk önce ateşini düşüreceğiz." Sırtından ve kolundan tutarak kaldırmaya çalıştım. Neyse ki yardımcı olmuştu. Vücudunu bana yasladığında onu banyoya götürdüm.

Aynaya baktım ve nerdeyse ayakta uyuyacağını gördüm. Çok tatlı görünüyordu. "Şimdi izin ver tişörtünü çıkarayım." Dümdüz durup kollarını yukarı kaldırdı. Tişörtünü çıkartıp kenara koydum. Eşofmanının belinden tutup indirdiğimde sıcaklamaya başlamıştım.

Bıraksana aptal, gerisini o halleder.

Sadece iç çamaşırı kaldığında onu küvete yönlendirdim. "Biraz soğuk gelebilir." diye uyardım. Zorla küvete girdiğinde biraz üzülmüştüm. "Siktir." O kadar sessiz mırıldanmıştı ki zor duymuştum.

Yanına çömelip avcuma su alarak yüzünü ıslattım. "İyi gelecek." Yüzüne dokunduğum için bana baktı. Göz gözeyken "Gelecek." dedi.

Biraz açılmıştı. "Senin de mi ateşin var? Kıpkırmızı olmuşsun." Yüzündeki sırıtışa bakarak gülümsedim. "Az önce ayakta duramayan birine göre iyileşmiş gibisin." Yüzündeki sırıtışı silmeden üstüme biraz su attı. "Savaş mı istiyorsun? Hasta olmana acımam."

"Öyle mi?" Başımı salladım. "Ancak şimdi çıkıp üstünü giyin yoksa daha beter olacaksın." Asılı olan havluyu ona götürdüm. Küvetten çıkarken üstüne yapışmış iç çamaşırını görmüştüm. Düşünme Dorothea. Düşünme.

"Ben içerideyim." Bileğimden tuttuğunda ona döndüm.

"Teşekkür ederim Dorothea."

Bu, onun için yapacaklarımın yanında hiçbir şeydi.

Selamlarr
Keyifler yerindedir umarim <3

BİR DE ARKADASLAR DOROTHEA NEDEN BU KADAR GUZEL😭❤️

BİR DE ARKADASLAR DOROTHEA NEDEN BU KADAR GUZEL😭❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
false art | styles Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin