Utanç

18 2 0
                                    

Gözlerim net görüyordu hatta hayatımda daha önce deneyimlemediğim kadar lakin bulanıklıktan kurtuluyormuş gibi hissettim, bulanık olan gözlerim değildi demek ki. Sonunda kendime gelişim ve arkamda bıraktığım bu yıkım... Hiçbir ruhun görmemesi yaptığım şeyleri hafifletir mi acaba? Şimdi düşününce bazı insan toplulukları hayvanların da ruhu olduğunu söyler. O zaman bu ormandaki gördüğüm her cesedin içindeki bir zamanlar barınan ruhlar son anlarında benim sapkınlığıma tanık oldular. Duyduğum duygular: utanç, aşağılanma, kendime olan nefret ve kendime olan acıma. Hayır bunların suçlusu ben değilim, ben olamam. Hepsi o lanet olası insanlar yüzünden sadece onlar var olmasaydı. Onlar; hayatıma, ailemin hayatına karışmasalardı. Ah ailem! Annemin kokusu, babamın sesi sanki hâlâ yanımdalarmış gibi.

Obrev korkuyla dizlerinin üstüne düştü, bedenin titremesini durdurmak için kendine sarılıyordu. Ailesinin hatıralarını çağırdığında o korkunç geceyi ve anılarındaki nefret dolu insanların hayaletlerini de çağırdı. Annesinin sıcaklığını hissettiği anı; insanların kiniyle kirleniyor, geçmişinin güzelliklerini bile çağıramayacak kadar geçmişinden korkuyordu. Obrev gözleri dolu halde yumruğunu sıktı.

Nefret ediyorum. NEFRET! Kendimin güçsüzlüğünden ve insanların varlığından. Beni kurtarabilecek biri bu dünyada var mı? Yoksa yine beni kurtaracak olan acınası olan ben mi?.. Anne... Baba... Özür dilerim. Yüzlerinizi her hatırladığımda yüzünüz kirleniyor, değişiyor ya cansız cesedinize ya da bana nefretle bakan bir insanın suratına dönüşüyor. Umarım bu beni sizin öğretilerinizle yaşamama engel olmaz ve umarım ruhlarınız birlikte sonsuz mutluluğa ereceğiniz Amraganda geri doğar.

AmraganWhere stories live. Discover now