a6

349 32 24
                                    

Bahçeye çıktıklarında havanın serinlemiş olduğunu fark ediyorlar . Adımladıkça müziğin sesi daha da kısılıyor ve huzur yayılıyor. İkisinin arasında sessizlik var ve ikisi de bunu bozmak istemiyor.

Yeterince uzaklaştıklarında Steve yürümeyi kesip Bucky'e çevirdi bedenini.

-İçeride...-

-Bana bir açıklama yapmak zorunda değilsin. Bucky gülümsedi.

Steve rahatlayarak kendisini serbest bıraktı. Daha fazla tutmak istemiyordu yaşlarını. Kafasını tekrardan Bucky'nin omuzuna koydu ve onun sıcak kollarının arasına girdi.

-Kendimi önemsiz hissediyorum diye inledi acıyla. Sanki bir fazlalık gibi.

-Hayır, hayır. Böyle düşünme. Steve, sen çok önemlisin. Bucky onu daha çok sarıp sarmaladı.

-Artık hiçbir şey eskisi gibi hissettirmiyor. Steve'in sesi gittikçe boğuklaşıp kısılırken, Bucky onun saçlarına minik öpücükler bırakıyordu. Sanki eski ben daha mutluydu.

-Eski sen ne kadar uzakta?

-Bilmiyorum, belki Tony ile tanışmadan daha önce veya tanıştığımız ilk zamanlar.

-Steve, seni yoran hayat değil, verdiğin kararlar. Seni yoran bu ilişki.

-Biliyorum, biliyorum. Steve yüzünü Bucky'nin omuzundan çekti. Denedim, ondan ayrılmayı çok denedim ama yapamıyorum. En zor zamanlarımda o vardı benim yanımda.

-Seninki aşk değil, minnettarlık.

Steve sessiz kaldığında Bucky doğru bir yere parmak bastığını anlamıştı. Nazikçe Steve'in yüzünü ellerinin arasına aldı, çok fazla olmayan göz yaşlarını baş parmağı ile silmeye başladı.

-Bunu karışmak benim haddime değil ama her gün görüyorum seni. Üzüntünü, hayal kırıklığını. Belki bu ilişkiye başlamadan önce birçok şey hayal ettin ve hiçbiri olmadı. Ama bu senin suçun değil Steve. Tony'nin de değil. Bazen iki insan birbirini sever ama ilişki yürümez.

-Biliyorsun, biz yakında evleneceğiz. Steve yüzünü Bucky'nin ellerinin arasından çekip nefes aldı. Onun evlenme teklifini kabul ettim. Şimdi ise onu yarı yolda bırakmak istemiyorum. O bunu hak etmiyor.

-Sen de hak etmiyorsun. Bir ilişkiyi iteleyerek götüremezsin, Steve. Durduğu yerde durur. En fazla nereye kadar gidebilir itelemeyle?

Steve kabullenir gibi salladı başını. Bucky'den birkaç adım uzaklaştı.

-Belki de Tony ile konuşmam en doğrusu olabilir. Güçsüzce mırıldandı.

-İçeriye geçelim. Hava serinledi.

Steve itiraz etmeden Bucky'nin dediğini yaptı. İçeriye girdiklerinde Tony'nin telaşla sağa sola gittiğini gördüler.

Steve kaşlarını çattıktan sonra Bucky'i bekledemen koşar adım sevgilisinin yanına gitti ve kolundan tuttu.

-Tony, sorun ne?

-Steve, her yerde seni arıyorum ben! Tony'nin gür ve sinirli sesi arkada çalan melodiyi bastırmaya yetmişti. Telefonunu açmıyorsun, her tarafa baktım yoksun. Bir anda kayboldun!

bodyguard ༄ stucky ✓Where stories live. Discover now