a3

375 31 29
                                    

Steve derin uykusundan bildirim sesleri ile uyandı. İlk saniyeler kendine gelmek için avucunun içiyle gözlerini kaşıdı. Daha sonra şifonyerin üstündeki telefonunu aldı. Oysa ki en son telefonunu yatağının üzerine attığına emindi.

kaydedilmemiş numara:

steve, bana dargın mısın?
tanrı şahidim onu demek istemedim.

steve rogers:

hayır, dargın değilim.
fakat artık bir konuda ciddileşmemiz lazım.
benim sevgilim var.
bana böyle mesajlar atman doğru değil.

kaydedilmemiş numara:

dönüp dolaşıp aynı konuya geliyoruz.
sen tony'i sevmiyorsun.
ona karşı en ufak bir şey bile hissetmiyorsun.

steve rogers:

madem bugün yardım gecesine geleceksin.
o zaman seni bekliyor olacağım.
karşıma çık.
üst katta.
saat 20.30
kabul mu?

kaydedilmemiş numara:

orada olacağım, rogers.

steve rogers:

bekleyeceğim.
-okundu (19.15)

Steve ekrana bir süre baktıktan sonra hazırlanmak için kalktı. Giyeceği kıyafeti çoktan hazırladığı için oyalanmadı. Mavi, vücut hatlarını belli eden smokinini düzenli bir şekilde yatağın üzerine bıraktıktan sonra duş almak için banyoya adımladı.

Bu sırada da Bucky elindeki telefonu pencerenin kenarına bırakıp siyah takım elbisesini giydi ve silahı ile elektroşok makinesini beline yerleştirdi.

Yardım gecelerinde daima bir şeyler olurdu. Magazinciler, para avcıları, düşmanlar...
Bucky de Steve'i korumak için daima önemlerini alırdı.

Bay Stark'ın korumalığını yaptığı zamanı hatırlardı. Ölüm gibiydi aynı. Adam hiç yerinde durmaz, daima bir yerlere girderdi ve Bucky de onun peşinde koşturur dururdu.

Steve ise sevgilisine göre çok daha pasif biriydi. Bir yere gitmeden önce mutlaka Bucky'e haber verir ve uygun olup olmadığını sorardı.

Steve, Tanrı'nın yeryüzüne göndermiş olduğu bir melekti Bucky'nin gözünde.

Kendisine aynada bir kez daha baktıktan sonra pencerenin kenarına koymuş olduğu telefonunu aldı. Sık ve sert adımlarla Steve'in kapısının önüne gelip iki kez kapıyı tıklattı.

-Bay Rogers. Hazır mısınız efendim?

-James, gelebilirsin. Hazırım.

Bucky usulca kapıyı açtıktan sonra içeriye girdi. Aynadan kendisine bakan Steve'i gördüğünde kalbinin teklediğini hissetti.

-Nasıl olmuş? Steve arkasını döner ve kollarını iki yana açar. Sence siyah mı giymeliydim? Ya da daha sade bir elbise. Sanki böyle düğüne gidiyormuşum gibi hissediyorum.

-Hayır, bu çok güzel. Gözlerini daha çok ortaya çıkartıyor. Ayrıca abartı da değil. Bugün önemli bir gün.

-Pekala. Sana güveniyorum.

Steve bir kez daha aynaya döndü. Saçlarının ucunu parmaklarının yardımı ile havaya kaldırdıktan sonra yatağın üzerindeki papyon ve kravata baktı.

-Sence hangisi? Papyon mu kravat mı?

-Kravat diye mırıldandı Bucky yatağın üzerindeki mavi kravatı alırken. İstersen yardımcı olabilirim.

bodyguard ༄ stucky ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin