Giriş Salonu'nda ki banklardan birisine oturup iksirle gelmelerini bekledi. Komik bir şey olacaktı, bunu kaçırırsa çok üzülürdü. Yanına birisinin oturduğunu hissettiğinde o tarafa döndü. Hermione idi, elinde bir kitap tutuyordu.

"Violet, iksir iyi olduğunu biliyorum. Bana bu iksiri açıklayabilir misin?" Hermione'nin gösterdiği sayfaya baktığında gülümsedi. Onun için kolay olacaktı ama aslında zor bir iksirdi. "Tabii, Hermione."

Elindeki kitabı alıp iksiri sakin sakin anlatmaya başladı. Sırasıyla yapılması gerekenleri yanlarına Hermione için not olarak yazdı. Kitaptaki yanlış olmayan ama zor olan her talimatın üstünü çizdi. Etraftaki gürültü artınca kafasını kitaptan kaldırdı. Fred ve George, insanların çekilmesinden faydalanarak koşa koşa geliyorlardı. Üstelik coşkuyu arttırmak için bağırıyorlardı da. "EVEETT!" Tamamen şovmenlik peşindeydiler.

Aklına gelebilecek bütün kötü ihtimaller geldiğinde kitabı kapattı. Sayfayı kaybetmemek için aradan elini çekmemişti. "Bir saniye, Hermione. Şov başlıyor ve bizim izlememiz lazım."

"Evet arkadaşlar sonunda iksirimiz hazır! Minik yardımcımıza teşekkür ederiz." Kalabalığa karşı yaptıkları konuşmaya gözlerini devirdikten sonra kulağına sıkıştırdığı asasını eline alıp onlara doğru fırlattı. "Minik sizsiniz! Getirin o asayı buraya!"

George gülerek asayı verdi. "Hani nerede naziklik?"

"Minicik kaldı." Hermione kahkaha atmamak için tuttu ama Fred katıla katıla gülüyordu. Onun gülmesi bittiğinde Hermione, "Bunun işe yaramayacağını biliyorsunuz değil mi?" dedi ciddiyetle.

Fred kaşlarını kaldırıp yanlarına oturduğunda George diğer tarafa oturdu. "Öyle mi dersin? Bu yüzden mi iksirimizi yapan kişi şu an sana iksir anlatıyor?" Hermione gözlerini devirdi. "Evet, bunu sana düşündüren nedir Granger?" Hermione ikisine de baktı. Sonra Violet'e, "Cidden bunlar ile arkadaş olduğun için sana üzüldüğüm nadir anlardayız sanırım." Violet gülümsedi. "Nadir mi? Ben hep üzülüyorum."

"Hey!" İkizler aynı anda konuştuğunda tekrar onlara döndüler. Hermione, "Bahsettiğim şey iksir değil zaten. Violet'in onu mükemmel yaptığına eminim ama siz bu işi başaramayacaksınız." Eliyle yaş hattını gösterdi. "Bunu görüyor musunuz? Bu bir yaş hattı. Bunu bizzat Dumbledore çizdi."

"Yani?" Violet, George'un sorusu ile kafasına vurdu. Kim anlatırsa anlatsın, ne kadar anlatırsa anlatsın anlamamak için uğraşıyorlardı. "Yanisi şu, Dumbledore gibi bir dahi Yaşlandırma İksiri gibi zavallı ve ahmak bir hile ile kolayca kandırılamaz." Sesinden pes ettiği, anlamayacaklarını kabullendiği çok belliydi.

"Bu yüzden akıllıca ya zaten."

"Bu kadar zavallı ve ahmak olmasından dolayı."

"Boşver Hermione. Ben de denedim. Anlamamak için uğraşıyor kuş beyinleri." Hermione onu onayladı. O da sanırım güleceği bir sonuç çıkacağı için heyecanlanmıştı.

İkizler aynı anda Violet'in saçını karıştırıp kaçtığında tekrar asasını fırlatmak üzereydi. Onun yerine dil çıkardı.

İkizler onu takmayıp şişelerin kapaklarını açtılar. Birbirlerine baktılar, "Hazır mısın, Fred?" dedi George.

"Hazırım, George." Kollarını birbirlerine geçirdiler. "Fondip!" İksiri içip yaş hattının öteki tarafına zıpladılar. Ve... Hat onları fırlatmadı... Komik bir şey olmadı?

"Evet!" Birbirlerine çaktıktan sonra Violet ve Hermione'ye dönüp sırıttılar. Hermione fısıldayarak, "İksiri fazla güzel mi yaptın yoksa aptal şansı mı?" dediğinde güldü. Gösterilerine devam eden ikizleri izlerken, "Hala bir şey olmasını bekliyorum. Tamam, gururum okşandı. İksiri güzel yapmışım ama işin eğlencesi kaçtı."

Violet BlackWhere stories live. Discover now