Simit Kokusu

1.5K 86 24
                                    

Bir hafta sonra

Sonunda bu hastahane odasından kurtulduğum için gerçekten çok mutluydum.Yaşadığım o talihsiz geceden sonra hastahanelik olmamdan daha çok şüpheliyi elimden kaçırmış olmama deliriyordum belkide.

Nasıl bu kadar ihmalkar davrandığımı kendime defalarca sormadım değil.Ama bir türlü o soruya cevap bulamıyordum.Sonuçta ben bir polistim.İç güdülerime göre hareket etmeyi öğrenmiştim akademide.Bunca yıldır mesleğimi bu şekilde icra ederken hiç yanılgıya düşmemiştim.İlk defa evet ilk defa o gece iç güdülerim yada beni dürten şey yarı yolda bırakmıştı beni...Kafama yediğim silah darbesi değilde gecenin karanlığında gözlerim kapanırken duyduğum ses hatta ses bile değil benimle dalga geçercesine atılmış o kahkaha yaralamıştı benliğimi

Üstelik duyduğum ses bir kadın sesiydi.Kendi kendimi hırpalamaya devam ederken aslında bu cinayetleri işleyen şüphelinin kadın olduğunu öğrenmiş olmam biraz olsun rahatlamama sebep oluyordu...

Sevgili şüphelimin kafama geçirdiği silah kabzasından dolayı ufak çaplı bir beyin sarsıntısı geçirmiştim.

Ben taş kafa Kerem bildiğin beyin sarsıntısı geçirmiştim.

Hani hemen hemen her olayda şüphelilere attığım taş kafamla meşhur ben.

Gerçi zavallı kafa tasımında bir sınırı vardı tabiki ama bunu bana bir kadının yaşatmış olması çizilmiş olan karizmamı bir daha toparlayamayacağımın en büyük kanıtıydı...

Taburcu olmak için hazırlanırken odanın açılan kapısı ve gördüğüm manzara ister istemez yüzümde arsız bir gülümsemeye ancak yüreğimden süzülen gözyaşlarına sebep olmuştu.Yiğit komser ve Emir komiser önlerinde duran tekerlekli sandalye ve arkalarında dikilen Eymen Amir beni almaya gelmişlerdi.

Dikkatinizi çekerim beni hani yalnızlıklar prensi olan beni....

Sessizliğimi bozmam gerekiyordu sanırım...

''Ama sizin ne işiniz var burada?''

Yiğit dayanamamış ve hemen atlamıştı.

''Biricik Başkomiserimizin hastahaneden tek başına taburcu olmasına izin vermemizi beklemiyordunuz heralde Kerem komiserim....''

Bu çocuğu gerçekten sevmeye başlamıştım...

''Buna bineceğimi düşünmüyorsunuz heralde değilmi?''

Eymen amirin gözleri çakmak çakmaktı.Hatta bu adamın gözlerinin öyle bir yeşili vardıki resmen bukalemun gibi renk değiştiriyordu.Hele ses tonu muazzamdı.Adam ağzını açtığı anda söylediği hiçbir kelimeye karşı gelmeniz mümkün olmuyordu.Ben asi laf dinlemez Kerem komiser'i bile dize getirmişti.O kadar dı yani.Yiyorsa cevap verindi...İşte başlıyorduk

''Kerem komiser sana otururmusun demedik oturacaksın dedik.Anlaşılmayan?''

Bana düşen tek şey itaat etmekti

''Emredersiniz Amirim!''

Çaresiz oturduğum tekerlekli sandalye ile hastahane koridorlarında ilerlerken arkamda beni ittiren üç tane erkeğin oluşu, koridordaki hemşirelerin gözünden kaçmamış hatta best model of the Turkey den fırlamış 4 erkek manken edasıyla bizi süzüyor olmaları nedense gururumuzu okşamıştı.

Şu anda egolar tavandı...

******

Üç gün sonra

KANIT  #Wattys2016Where stories live. Discover now