Bölüm 10

438 39 5
                                    

Johnny kapıyı açıp Mark'a döndüğünde Mark ofladı.

"Ben senin canın sıkkın diye evi boşaltmaya çalıştım, biliyorsun değil mi?" bir yandan yere eğilmiş, spor syakkabılarının bağcıklarını bağlıyordu.

"Biliyorum, basketbol oynamak modumu düzeltir!"

"Modun şu an gayet yüksek!"

"Hadi!" Johnny sesini yükseltip Merdivenlere adım attığında Mark oflayarak ayakkabılarını son kez kontrol etti ve kapıyı kapatıp çocuk gibi zıplayan abisinin arkasından merdivenleri inmeye başlamıştı.

Apartman kapısına vardıklarında ilk Johnny çıkmış, arkasından çıkan Mark şapkasını daha çok eğip yüzüne gelen güneşi engellemeye çalışmıştı.

''İlk biz inmişiz.''

''Bir şey olmaz, ver topu bana.'' Johnny Mark'ın elindeki topu alıp binanın karşısına geçmiş, ardından topu yere bırakıp üzerine oturmuştu. Saçlarını geriye itip Mark'a döndü, o etrafı inceliyordu.

''Pişt, bana bak. Biz gidince ne yaptınız evde tek başınıza?'' Mark tüm dişlerini göstererek gülen ağabeyine baktıktan sonra gözlerini devirdi.

''Eşyaları yerleştirdik, ne yapacağız? Fesatlaşma.'' bina kapısı açıldığında Mark arkasına bakmış ve Jaehyun'a bina kapısını açık tutan Donghyuck'a bakmıştı. Abisinin dedikleri aklına gelip hafifçe kızarırken bir şey olmamış gibi önüne döndü, Johnny de yerden kalkmıştı.

''Forma yakışmış.'' Jaehyun Johnny'e köpek dişlerini göstererek gülümsedi.

''Teşekkürler, sana da yakışmış, NBA oyuncusu gibi duruyorsun.'' Johnny kahkaha attığında Mark yanındaki Donghyuck'u süzdü çaktırmamaya çalışarak. O normal bir şort ve tişört giymişti. Mark da ise basketbol şortu ve sıfır kollu tişört vardı.

''Benimle muhattap olma, sen ben yerdeyken bana can basmadın.''

''Sana elli kere oraya gitme dedim. Hemen okula gidiyorsun! Hem sende arabayla yanımdan geçerken durup beni almadın.''

''Benim arabam zenginler için, sen fakirsin.''

''Benim senden daha fazla eşyam var.'' Sarı saçlı Chenle elindeki dondurmayla Jisung'a bakmış ve göz devirmişti.

''Gerçekten bahsediyorum, aptal!''

''Chenle!'' Jaehyun marketten konuşarak onlara ilerleyen çocukların konuşmalarına müdahale edip yukarıyı işaret ettiğinde hepsi oraya dönmüş, balkonda telefonla konuşan Taeyong'u görmüşlerdi.

Chenle dudak büzüp Jaehyun'un yanına geçince Jisung da Mark'ın yanına ilerlemiş ve beklemeye başlamılardı.

''Chenle, dondurmanı versene. Sen yemişsin, kalanını versene!'' Donghyuck tatlılık yaparak Chenle'ya yaklaştığında Mark yüzünü buruşturmuş, gözlerini onlardan çekerken ona sırıtarak bakan abisiyle göz göze gelmişti.

Oflayıp dikkatleri üzerine çekerken etrafa bakındı.

''Saha nerede?''

''Diğerleri gelsin gidi- he geldiler! Hadi, buradan düz ilerleyeceğiz.'' Renjun önden Jaehyun ve Johnny ile ilerlerken Chenle, Donghyuck ve Jaemin arkalarından, Mark, Jeno ve Jisung ise en arkada ilerliyorlardı.

''Suları başlamadan mı alırız yoksa bitince mi?'' Mark Jeno'ya döndü.

''Bence arada ya da bitince alalım.'' Jisung da Mark'a 'bence de' diyerek onaylamıştı.

''Siz Chenle ile ne zaman çıktınız?'' Mark Jisung'a sorduğunda Jisung cevap verdi.

''Ben aşağıda oyun oynuyordum, 'markete gideceğim gel' dedi. Hızlı hazırlanmışız.''

Three Men One Love  JohnJaeYongWhere stories live. Discover now