Bölüm 1

1.1K 55 9
                                    

Taeyong aynadaki görüntüsüne baktıktan sonra rujunu sürdü, her ne kadar birkaç dakika sonra bozulacağına inansa dahi.

Kocası için her zaman hazırlanırdı, zaten günlük hayatındaki genel planı hep eşine bağlıydı.

Sabah arkadaşlarıyla buluşmuş, ardından eve dönüp baştan aşağı, dip köşe temizlik yapmıştı. Akşam saatlerine yaklaştıklarında ise dinlenmesine ara verip makyaj malzemelerini kapmış, aynasını alıp oturma odasına kurulmuştu.

Duvardaki saate göz gezdirdi, Jaehyun yaklaşık beş dakika sonra kapıda olacaktı. Hızla makyaj malzemelerini mini çantasına tıktı ve aynasını güvenli bir yere kaldırdı. Zarar görmelerini göze alamazdı.

Yatak odasına koşup dolabını açarken gülümsüyordu, transparan gömleğini ve deri siyah şortunu aldı. Dayanamayıp yatağın altından kelepçelerini ve kedi aksesuarlarını aldı. Kelepçelerin iki kısımlarından birini yatağa bağlamış, diğerlerini boş bırakmıştı. Ardından kedi kulaklarını saçlarının arasına geçirdi ve kuyruğunu biraz da olsa zorlanarak içine aldı. Kıyafetlerini de giydikten sonra hazırdı, duvar saatine bakarak saniyeleri saymaya başladı, bir dakikanın yarısındayken kapı zilinin çalmasıyla kapıya koştu.

Kapıyı açtığında Jaehyun'un ilk ona bakakalacağını, ardından onu kucağına alıp yataklarına taşıyacağını hayal etmişti. Ama kapıyı sonuna kadar açıp çantasını almak için Jaehyun'a yaklaştığında Jaehyun onu hızla içeri itip kapıyı biraz çekmişti. Ardından arkasına dönmüştü.

Taeyong da şaşkın suratıyla bedenini kapının arkasına saklamış ve kahverengi saçlı kafasını uzatıp eşine bakmıştı. Apartmanlarının her katında karşılıklı iki daire vardı, karşı dairelerinin açık kapısında siyah saçlı ve oldukça uzun boylu bir adam duruyordu. Taeyong dudağını yalayarak adamı süzdü. Sıcak yaz gününde giydiği kırmızı basketbol şortundan kaslı bacakları, beyaz tişörtünden ise kol kasları gözüküyordu. Taeyong onun yüzüne baktı ve adamın da kendisine baktığını gördü, adam ona bakarken gülümsüyordu.

''Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa biz genelde erken yatıyoruz, diğer komşulara gidersiniz. Kolay gelsin, iyi günler.'' Jaehyun hızla evine girmeye çalışırken lafını tamamlamış ve Taeyong'a içeri geçmesini fısıldamıştı.

''Bu eşiniz mi? Parmağınızdaki yüzüğün sahibi...?'' Jaehyun Taeyong'un kedi kulaklarını çıkartırken Taeyong öne atılmıştı.

''Evet, ben Taeyong.''

''Taeyong eve girer misin lütfen?'' karşı komşusu elindeki minik kutuyu yere bırakmış ve Taeyong'a yaklaşmıştı. Bir elini uzatırken bir yandan Jaehyun'a bakıyordu. Sinirden kulakları kızarmış, bir elini yumruk yapmıştı.

''Seo Youngho, Johnny Suh... istediğini kullanabilirsin canım. Sanırım bundan sonra karşılıklı yaşayacağız, ha?''

Taeyong gözleri kısalacak şekilde gülümsemiş ve mırıldanmıştı.

''Peki Johnny, tek mi oturacaksın?''

''Evet, tek oturacakmış Taeyong. İçeri geçmelisin artık, üşüyeceksin.'' Taeyong elini çekmiş ve Johnny'e el sallayıp evine girmişti. Jaehyun ise iyi günler dileyip kapıyı kapatmış, elindeki kedi tacını eşinin saçlarına geçirip derin bir nefes vermişti.

''Onunla çok konuşma, biraz yavşak birine benziyor.'' Taeyong onun dediğini umursamadan eşine yaklaşmıştı, Jaehyun onun tüm komşularıyla samimi olduğunu ve Johnny ile olacağını da biliyordu.

''Aç mısın?'' Jaehyun gülümsedi.

''Yemek anlamında mı seni anlamında mı?'' Taeyong da kollarını eşinin boynuna sararken sırıttı.

''Her iki anlamda.''

''ilk seni, sonra yemeği.'' Taeyong gülümseyip eşinin kulağına yaklaşmış ve kısa bir sesle miyavlamıştı. Karşılığı ise hemen ayaklarının yerden kesilmesiydi.

Jaehyun onu duvara yaslayıp dudaklarına kapanırken Taeyong öpüşüne karşılık vermiş gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı.

"Takımın içinde çok seksi gözüküyorsun aşkım."

"Senin kadar değil bebeğim, sikeyim görünüşüne bak." Taeyong'un kırmızı ruju ikisinin de dudaklarına ve dudak çevrelerine bulaşmıştı.

Jaehyun bir elini Taeyong'un bacağına atıp okşamaya başlamış, şortundan bacağına çıkarttığı kuyruğa dokunduğunda ise istemsiz inlemişti. Eşine bayılıyordu.

"Ya-yatağa."

Jaehyun kucağındaki kedisiyle birlikte yatak odasına ilerlerken öpüşmeye devam ediyorlardı, Taeyong onun gömleğini çözerken Jaehyun onun göğüs uçlarıyla ilgileniyordu.

Ve birkaç dakika sonra çoğu eve gidecek sesleri çıkartmaya başlamışlardı. Sırf günün her vaktinde çıkartabildikleri sesler yüzünden Taeyong babasına apartmandaki iki evi aldırmak zorunda kalmıştı. Bunun yüzünden kiracı haline gelen komşuları ondan nefret ediyor ama babasından korktukları için de iyi davranıyorlardı ve ikisi de bunun farkındaydı.

Ama bu gece tuhaf bir şey olmuştu, en ateşli ve zevk dolu anlarında kapıları çalmıştı.

''Bo-boşver, kimse çalar çalar gider. Bi-biraz bana yaklaş bebeğim.''

Taeyong bedenini Jaehyun'a yaklaştırıp kolları ve vücuduyla yatak arasında kaldığında inlemesini salıvermiş, Jaehyun'un hırıltılı sesini duyduğunda sırıtmıştı.

''Daha sert!'' Jaehyun kendini Taeyong'a daha fazla itmeye başlamasıyla kapının daha çok çalması eş zamanlı olmuştu.

''Siktir et kapıyı!'' Jaehyun Taeyong ile ilgilenmeye devam ederken çalan kapıyla derin bir nefes aldı.

''Ge-geliyorum!'' alacaklı gibi çalan kapıyla Jaehyun ikisinin de sona yaklaşmasını umursamamış ve Taeyong'un içinden çıkıp hızla kumaş pantolonunu üzerine geçirmişti. Kapıya sert adımlarla gidip açarken Johnny onun yüzüne bakıyor ve beyaz dişlerini göstererek sevimli olduğunu düşündüğü şekilde gülümsüyordu.

''Ne var orospu çocuğu? İşimiz var anlamıyor musun seslerden!''

Johnny gülümsemesini silip kafasını iki yana salladı.

''Çok ayıp, terbiyesiz çocuk! Annemi niye katıyorsun işin içine? Gariban annem Miami Sahili'ne bakan evinde oturuyor masum masum.''

Jaehyun dudağını ısırıp sinirle bastırırken tekrar Johnny'nin yüzüne bakmıştı, bu arada Johnny bedenini süzüyordu.

Kırmızı ve terli yüzü, ıslak saçları ve tırnak ve dudak izleriyle dolu göğsü... Johnny sadece onların gecesini kıskanmıştı.

''Ne istiyorsun?!''

''Ne oluyor Hyunnie?'' Jaehyun Johnny'nin bakış açısına göre sağına bakıp mırıldanmıştı.

''Geliyorum hemen, sen dön yatağa.''

Johnny dudağını yaladı, cinsel isteği tavan yapmıştı ama bunu göstermeyi hiç düşünmüyordu.

Üstelik... onlar evlilerdi.

''Ne istiyorsun dedim, hey!'' Johnny düşüncelerinden çıkıp tekrar dünyaya dönünce Jaehyun'a gülümsedi.

''Acaba yemeğiniz var mı diye sorayım dedim. Biliyorsunuz yeni taşındım, ev de toz içinde-''

''Yok, yemek yapmadık. Yapmayı da düşünmüyoruz. İyi geceler!'' Jaehyun kapıyı Johnny'nin yüzüne kapatıp mırlayan bebeğine döndü.

Bir saat sonra yemek masasında birlikte oturuyorlardı.

Three Men One Love  JohnJaeYongDonde viven las historias. Descúbrelo ahora