İki hormonları tavan olan hamile arkadaş birbirimizle tartışıyorduk ne güzel.

"İkiniz de susun kızımı zor uyuttum ben. Zaten babasının değişik masal  mutasyonlarından uyuyamıyor."

Bir an kıza acımadım değil. Alex hâlâ pek türkçesini düzeltebilmiş değildi. Tabi bu da ister istemez kızına geceleri okuduğu masallara yansıyordu.

Bestenin keyfi yerine gelmişti,"Kalburabastı saman içinde demişti o bir kere değil mi!" diye anırarak gülmeye başladı Beste. (Kalburabastı samanın asılı Kalbur zaman.)

Bende en sonunda dayanamayarak ona katıldım. Gamze ilk başta kızsa da o da gülmeye başladı.

Bir saat kesintisiz süren konuşmamızdan sonra telefonu kapatarak koltuğa koydum. Tam ayağı kalkacakken içeri giren oğlum bana doğru koştu ve bir anda kollarını karnıma sardı. Onu bacaklarıma dikkatlice oturtup kollarımı boynuna sardım.

"Ne oldu anneciğim?"

Cevap vermek yerine daha çok göğsüme sokulunca bunun ikinci kardeş sendromlarından biri olduğunu anladım ve gülümseyerek saçlarına öpücük kondurdum. Kardeşinin olacağını öğrendiğinden beri bana ve babasına fazla düşkün olmuştu.

Ne kadar o şekilde oturduk hiç bilmiyordum. Kafamı geriye yaslamış tavana bakarken Barının açık gerdanımı okşayan düzenli nefeslerinden uyuduğunu anlamıştım.

Cem gelip onu odasına taşıyana kadar böyle bekleyecektim.

Bir süre sonra gelen kapı sesi ile kafamı yasladığım yerden kaldırdım ve dik bir şekilde durdum.

Ensemde hissettiğim nefes ve hemen ardından aynı bölgeyi öpmesiyle huylanıp kafamı geriye doğru attım ve kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Otuz bir yaşına geldin hâlâ şunu yapmaman gerektiğini öğrenemedin mi Cem!"

O benim aksine fısıldayarak yüzüme doğru eğildi, "Hayatım," dudaklarıma hızlı bir öpücük kondurarak geri çekildi, "Oğlumuzu uyandıracaksın ama."

"Öpme beni sinirliyim sana."

Kaşlarını çatarak tekrar dudaklarımdan öptü.

Elimi dudaklarıma sürterek öptüğü yeri sildim.

Bu sefer ellerini iki yanağıma koydu ve yine öptü, bende yine sildim.

"Çocuklaşma Eylül! Sinir etme beni, silme şu dudaklarını! "

"Cem, hayatım bağırma ama oğlumuz uya-"

Lafı ağzıma tıkan yine dudakları oldu ama bu sefer çekilmedi. Gözlerim hızla kapanırken dudaklarım dudaklarına eşlik etti. Tecrübeli ebeveyinler olarak iş çığrından çıkmadan geri çekildik.

"Sen yine her zamanki gibi feleğimi şaşırttın yavrum."

"Var öyle huylarımız."

"Zaten ben de bu huylarına ve sana aşığım ya," diyerek göz kırptı ve beni öylece bırakarak Barını kucağına alıp salondan ayrıldı.

Kendi kendime fısıldarken bende ayağa kalkarak mutfağa gittim, "Hâlâ niye aniden  söylediği bu şeylere alışamadım ben?"

Ben mutfakta atıştırmalık bir şeyler hazırlarken mutfağa giren kocam hemen kollarını karnıma sardı. Ellerini karnımın üzerinde gezdirerek
bebeğimizi de sevmeyi ihmal etmedi.

ÇİÇEK MAHALLESİ|✅Donde viven las historias. Descúbrelo ahora