8.BÖLÜM

83.3K 3.3K 627
                                    

Medya:Eylül YILDIRIM

Evet üç gün üst üste bölüm serüveninin 1.gününe oşgeldiniz beya!

Tamam dövmeyin, gidiyorum...

🥀

Cem'den

"Anne, çek şu balı ağzımdan iyiyim diyorum sana." deyip yüzümü buruşturarak anneme baktım.

"Sesin de aynen öyle diyor zaten Cem bey. Ne yaptın da bu hale geldin sen! Ye şunu. Valla rahat bırakmam."

Oflayıp annemin elindeki kaşığı alıp zencefilli balı yedim. Yüzümü acıyla buruşturdum.

"Bana bak sakın maça gideyim deme. Sütümü helal etmem sana." diyerek işaret parmağını önümde salladı.

"İyiyim diyorum sana anne. Gideceğim ben o maça bir kere söz verdim ben gideceğime."

Gözlerini devirip iki elini de beline koyarak bana baktı. Tam da anne moduna bürünmüştü. "Sözmüş bak bak laflara. Allah bilir yine nerede unuttun da montunu giymedin üzerine. Evladım sen hassas bir çocuksun hemen alırsın şifayı bilmiyor musun? "

Oflayarak. Oturduğum koltuğa daha çok yayıldım. Ne yapsaydım vermeseydim de Eylül mü hasta olsaydı. Hem ne de güzel sinmişti kokusu monta. Acaba benim kokum da onun üzerine sinmiş midir?

"Ben kime diyorum ki beyefendi dalmış yine bir yerlere! Zaten ben kimim ki onu düşüneyim . Sen gel 9 ay karnında taşı yeme yedir içme içir gelsin seni üzsün. Olacak iş değil."

Gözlerim kısıp baktım ona. Ben bilmez miyim bu lafları. Yavaş yavaş girer içine tam kalbinin ortasına otururdu bu sözler. Sonra vicdan azabıyla dediğini yaptırdı. Ama bugün olmazdı. O maça gidecektim. Bir kere Eylül de gelecekti. İki arada bir derede de olsaydım gidecektim. Bir anda tüylerim ürperdi. Ben ne ara bu kadar sevmiştim onu. Her şey ona çıkıyordu, ya da ben alem edip kallem edip ona bağlıyordum.

"Anne ya bırak şunu sen." diyerek odaya sevgili abim Burak girdi. Ne de sevgili abi ama.

"Sen gidip karınla ilgilensene. Yarın bir gün fırlatı verir Ayça yengem bebeği. Şaşırmam."

Annem kulağını çekip elini dişlerine vurdu, "Allah korusun oğlum o nasıl söz."

"Bunun çocuğundan beklerim ben anne." deyip abime baktım.

"Senin çocuğunu da göreceğiz." diyerek gözlerini kısrak bana baktı.

"Ha ken-"

"Evlendin," derken abimi, "Evlenme çağındasın," deyip beni gösterdi babam "Hala çocuk gibi didişmeyin eşşek herifler."

Abimle susup birbirimize kısık gözlerle baktık. Telefonumun çalmasıyla elimi cebime attım.

Telefonu aldığımda Can'ın aradığını gördüm. Telefonu açarken koltuktan kalkıp salondan çıktım.

"Alo?"

"Sevgili hayatım neler yapıyorsunuz?"

"Ah hayatım sensiz ne yapabilirim ki?" deyip oyununa devam ettim.

"Seni o kadar özledim ki hayatım." deyip iç çekti manyak. Arkadan gelen ses ile yutkundum, "Midemi bulandırıyor sunuz ya git başka odada konuş."

"Sanane kızım kıskanma bizim dostluğumuzu." diyen Can ile  içim bir an cızlamadı değil. Can, sen bir bilsen o dostunun kimlere gönül verdiğini.

ÇİÇEK MAHALLESİ|✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin