güzel omega değil mi?

451 57 50
                                    

"ne yani, daha bugün tanıştığın bir alfa sana kur yapmaya mı başladı?" Yoongi şaşkınlık ile gözlerini aralamış ve derin uykusuna biraz olsun ara verebilmeyi başarmıştı.

"Evet." Jimin umursamaz bir şekilde omuz silkip tezgaha yaklaşıp kahve bardağına sıcak su ekleyip kaşık ile karıştırmıştı.

Bir süre düşündü, en son kurduğu cümle onu oldukça etkilemişe benziyordu.

"Eğer benim omega'm olsaydınız, sizi yuvamızdan asla çıkarmazdım."

Omega'm demişti, onun omegası, alfa jeon jungkook'un omega'sı park jimin...

Yuvamız demişti, ikimizin yuvası, ikimizin kokusu sinerdi o eve, ne güzel kokardı. Ah, kokusunu ne çok merak etmişti şuan. Kendi çilek kokusu ile hangi kokunun karışacağını düşünmek onu iyiden iyiye meraklandırmıştı.

Ama bu düşüncelerini yoongi'nin uykudan yeni uyandığının kanıtı olan pütürtülü sesi bölmüştü.

"Sana aşık olabilme ihtimali var mı?" Dirseğini masaya yaslamış ve üzerine de yanağını yaslamış tezgahta ki kahveyi karıştıran ev arkadaşına bakıyordu. Oldukça dalgın görünüyordu, yoksa bunun sebebi bahsettiği alfa yüzünden olabilir miydi?

"Bilmiyorum ki, güzel sözcükler söylüyordu." Omuz silkip kahve bardağını eline alarak masada oturan yoongi'nin karşısına geçip oturdu ve masa örtüsünün desenlerini izleyip, saymaya başladı.

"Ne yani? Aldandı mı kalbin o sözlere?" Yoongi bu sefer kızgınlık ile kaşlarını çatmış ellerini masanın üzerinde birleştirerek arkadaşının kuracağı cümleye dikkat kesilmişti.

"Aldanmadım tabi ki, niye her seferinde böyle söylüyorsun!" Hevesi kırılmış bir şekilde daha bir yudum bile almadığı kahve bardağını alıp lavabonun içine bir hışım ile dökmüş ve tezgaha bırakarak oturma odasına geçmişti, arkasından da arkadaşı gelip karşı koltuğa oturmuştu.

Jimin derin bir nefes verip arkadaşına dil çıkararmıştı, yoongi ise bu harekete karşı göz devirmek ile yetinmişti.

Arkadaşı bildiği omega'lardan daha hassas, daha kırılgan bir yapıya sahipti. Ufacık bir şeylerde canı acır ona ağlardı, kaç senelik ev arkadaşıydı biliyordu nasıl tepkiler vereceğini, üzülsün istemiyordu.

Kalbi kırılsın istemiyordu, bu yüzden arkadaşı birinden bahsetse hemen o alfa'yı ya kötüler yada arkadaşına imâda bulunur hevesinin kırılmasını sağlardı. Amacı kötü değildi ama arkadaşı bunu kötü algılıyordu.

Jimin'in telefonu çalmaya başladığında ikisi de oturdukları yerden eğilip sehpanın üzerinde duran telefona bakmış, ardından da gözlerini kısarak birbirlerine burun karıştırıp oturmuşlardı. Telefon tekrar tekrar çalmaya devam ettiğinde jimin farkına varıp ayağa kalktı ve telefonu alarak aramayı cevapladı.

"Evet bayan kang, siz numarasını mesaj olarak atabilirsiniz. Bir daha ki oyunumuz da bay jeon yer alacak o hâlde?"

Jimin bayan kang'ın söyledikleri ile bir yandan seviniyor bir yandan da içinde anlam veremediği korkusuna yenik düşüyordu.

"Tamam, ben ona seneryonun fotoğrafını atarım." Jimin bir yandan havalara uçarken bir yandan da kötü hissediyordu, bu durum yoongi yüzündendi büyük ihtimal ile, çünkü ne zaman birisi hakkında küçücük bir şeylerden bahsetse kötüler hevesini kırardı.

Bayan kang ile olan telefon görüşmesini sonlandırıp telefonuna gelen mesaj bildirimi ile mesajda ki numaraya baktı. Ezberlemek ister gibi bir hâli vardı, silersem aklımda kalsın gibisinden.

Numarayı kaydedip mesaj bölümüne girip mesaj attı.



Jimin:
*Fotoğraf*
*Fotoğraf*
*Fotoğraf*
*Fotoğraf*
*Fotoğraf*
*Fotoğraf*
Bir daha ki oyunumuzda, replikler bunlar.

Tırnak yemezdi normalde ama stres diye mi adlandırsaydı? Yoksa endişe? Korku? Neden korksundu ki? Aniden telefonun elinde titremesi ile ellerini üzerinde ki eşofmana silmiş telefonu açarak mesaj bölümüne tekrar giriş yapmıştı.




Jungkook:
Teşekkür ederim.
Bu arada kimsiniz? Numaranız kayıtlı değildi.

Jimin:
Alfa? Siz böyle kibar ve resmi bir şekilde konuşabilir miydiniz?
Beni oldukça şaşırtıyorsunuz.

Jungkook:
Ah evet tanıdım, güzel omega değil mi?

Jimin:
Omega olduğum doğrudur, fakat güzel olduğum muamma.

Jungkook:
Nasıl böyle dersiniz güzelliğiniz hakkında?
Size kızmak isterdim, ama buna da aldanır mı gözleriniz?

Jimin:
Söylediklerimi unutmuyorsunuz bakıyorum da alfa.

Jungkook:
Unutmak mı?
Genelde önemsiz şeyleri unuturum.
Siz gözüme pek bir önemli geldiniz :)

Jimin:
Amacınız ne alfa?
Beni baştan çıkarmak mı?
Eğer böyle ise bir sürü sürtüklük yapan omega var, onlara gidebilirsiniz.

Jungkook:
Nasıl böyle düşünürsünüz?
Kırıldığımı bilmenizi isterim lakin böyle düşünmemiştim, sizi baştan çıkarmak gibi bir eylemim yok.
Sadece hoşlantı mı denir buna?
Aşk olabilir mi, size karşı hissettiklerim?
Yoksa hayat bana oyun mu oynuyor?

Jimin:
İyi geceler alfa.
Seni kırdığım için üzgünüm.

Jungkook:
Uykun mu var, omega?

Jimin:
Evet, bugün çok yoruldum.
Oyuna oldukça çok çalışmıştım.
Güzel oynadım mı sence?

Jungkook:
Güzel mi?
Omega dalga geçme benim ile lütfen, güzel ne kelimedir? Harika, mükemmelsin.
Kendini yorma, ılık duş al ve uyu.

Jimin:
Alfa...
Göründüğünüzden daha mı düşüncelisiniz?
Yoksa bana karşı mı böylesiniz?
Dışarıdan bir bakış atınca, umursuz, hayatta hiçbir amacı olmayan ve kaylesiz birine benziyorsunuz.

Jungkook:
İnan bana senin kadar naif bir kalbim olmasa da kendi çapımda sevebildiğim bir kalbim vardır.
Sana karşı böyle omega, nasıl başkasına böyle davransın benim kalbim, hislerim.
Hadi yorma kendini, uykun güzel geçsin.



Jimin okuduğu son mesaj ile tebessüm ederek telefonu kapatıp kafasını geriye attı, iki saniyelik bir zamanda gözlerini araladığında yoongi'nin gözlerini kısarak ona baktığını gördü. Ne kadardır orada, onu izliyordu?

"Ne yapıyorsun ya! Gözetmencilik mi yapıyorsun!" Jimin sesinin tonunu ayarlamadan bağırdığında yoongi yüzünü ekşiterek, kafasını hızlı hızlı 'hayır' anlamında salladı.

"Bu kadar güzel güldüğüne göre sende boş değilsin..." Yoongi'nin söylediği cümle ile jimin ayağa kalkıp etrafında ne kadar yastık varsa koşarak üst kata çıkan arkadaşına fırlattı.

pains / jikookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora