2.0

261 24 3
                                    


Jungkook'un anlatımından

Hastaneden çıkmıştım ve kendi evimize sürüyordum. Telefonuma bir numaradan konum gelmişti.

Bilinmeyen numara: *Konum* lalisa burda.

Hemen konumu açtım ve arabanın yönünü değiştirdim. Arabanın motorunu kapattım silahımı da belime koydum ve arabadan indim. Etrafa göz gezdirdim, ancak kimse yoktu. Sehun bu kadar gerizekalı mıydı? Tam karşımda bir depo vardı koşarak oraya gittim. Kapının kilidine bir kere silah sıktım. Açıldı. İlk başka sağa sonra sola sonra tekrardan sağa baktım.(Sanki dersin yolda arabalar geçiyorda DNDKEINDDKDLJELSJDSKDO)

Karşımda kapsül gibi bir şey gördüm. Lisa da onun içindeydi.. Ve içine su doluyordu.. Koşarak yanına gittim ve bağırdım ancak beni duymuyordu..

"Lalisa! Seni kurtaracağım! Korkma tamam mı?"

Duymuyordu. Elimi yan tarafa geçsin diye salladım. Yana geçti ama kafasını olumsuz anlamda sallıyordu. Silahı kaç kere sıktığımı bilmiyorum ancak bir çatlama bile yoktu.. Su ise lisa'nın karnına kadar gelmişti. Cama vurmaya başladım. Olmuyordu.. Kapsülün üzerine çıktım ve kapağına kurşun sıktım. Olmuyordu.. Silahı bıraktım kendi ellerimle açmaya çalıştım. Olmuyordu.. Tüm gücümü kullanıyordum. Ama bir işe yaramıyordu.. Kıpkırmızı olmuştum. Ama olmuyordu.. Açılmıyordu.. Birden içeri sehun denen piç girdi. Koşarak yüzüne bir tekme attım. Yere düştü. Konuşmaya başladım, Daha doğrusu bağırmaya.

"Sehun çıkart onu! Ona bir şey olursa varya seni paramparça ederim! Duydun mu? O masum! Onu çıkart beni koy!?"

Hareket dahi etmiyordu. Konuşmuyordu. Lisa kapsülün camına vurunca oraya döndüm. Su artık boynuna kadar gelmişti.. Koşarak onun yanına gittim. Cama vurmaya başladım.. Hiç bir şey olmuyordu.. Silahı alıp tekrardan vurmaya başladım. Nalet gelsin ki olmuyordu!? Hiçbir şey olmuyordu.. depoda yürümeye başladım. Belki bir yerde bir şey vardır.. Ancak hiçbir şey yoktu.. Ve su artık lisa'nın boyunu geçmişti.. Elimi camın üzerine koydum. Oda koydu. Ve ağzını oynattı. Bende aynı şekilde oynattım. Birbirimize şunu söylüyorduk;

"Seni çok seviyorum.."

Bir anda sehun'un bağırması ile ona doğru döndüm.

"Boruları kes!?"

Boru mu? Etrafa bakmaya başladım. Kapsülün iki yanındaydılar. Silahı alıp iki boruya da bir kaç el ateş ettim. Boruların içinden su çıkıyordu. Daha fazla sıktım, paramparça olmuşlardı. Lisa ise artık nefes alabiliyordu. Sehun ise elime birden bir anahtar verdi ve elimdeki silahı alıp kendi kafasına dayadı. İlk önce lisa'ya daha bana baktı ve konuştu..

"Özür dilerim.. Çok özür dilerim.. Bilmiyordum.. Sadece gözüm de hırs vardı.. Birbirinizi ölesiye sevdiğinizi bilmiyordum.. Beni affedin..."

Bu son sözleriydi. Çünkü kendi kafasına sıkmıştı. Çok kötü bir haldeydi. Aslında kardeş olduğumuzu bilmiyordum. Yani jisoo söylemişti. İlk başta şok olsam da babam olacak piç. Ona da çok çektirmişti. Ne kadar öz kardeşim olmasa da üzülmüştüm. Çünkü pişmandı.. Bence en büyük ders, bir hata yaparsın o hatanın bedelini ağır ödersin. İşte o zaman anlarsın, pişman olursun. Ve o hatayı bir daha yapmamak için elinden gelenin fazlasını yaparsın. Sehun'da hatasını anlayınca kendine bir ders verdi. Bu ders onun hayatıydı.. Aklımdan bunlar geçerken, elimdeki anahtarı alıp kapsülün üzerine çıktım. Daha sonra kilidini açtım. Açtığımda lalisa baygın yatıyordu. Onu kollarından tutup kaldırdım ve kucağıma aldım. Sonra ise koşarak arabaya bindim ve motoru çalıştırdım.

Hastaneye geleli nerdeyse 30 dk oluyordu. Doktorlar bir şey demiyordu. Sadece bazen gelip iyi olduklarını söylüyorlardı. Jennie ve Taehyung yanıma gelince durumunu sordular. Bende bildiğim kadarıyla anlattım. Taehyung da nasıl bulduğumu sordu. Aslında kolay olmuştu ama en zoru lisa'yı o şekilde görüp de elimden bir şey gelmemesiydi. Doktor odadan çıkınca hemen yanına gittik.

"Durumu nasıl doktor?"

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"İlk öncelikle bunu lisa hanıma da sordum ama kendisi reddetti. Lisa hanım hamileymiş ama yaşadığı şeyler yüzünden hamileliği riske girdi. Hem hamileliği hemde kendisinin hayatı tehlikesi var. Bebeği alırsak lisa hanım için daha iyi olur."

Ne diyordu bu?

"Doktor açık konuş, lisa ve bebeğimiz iyi mi?"

Yine derin nefes aldı.

"Bakın şu anlık lisa hanım iyi, ancak doğum yaparken hayatı tehlikeye girecek. Yani biraz daha açayım. Lisa hanım doğum yaparsa %51 hayatını kaybedecek.."

Yine koruyamıyorum! Benim yüzümden çok acı çekti, çekiyor. Ben nasıl bir adamım!? Ya lisa ölecekti bebeğimiz yaşayacaktı. Ya da bebeğimiz ölecekti lisa yaşayacaktı. Tanrım neden bana böyle bir seçim sunuyorsun! Neden?! Ne yapmalıydım? Lisa yine kendi hayatını riske armayı tercih etmişti. Lisa'yı bundan vazgeçirmem gerekiyordu..





"Sen benimsin, Ben senin, Bebeğimiz ise bizim.."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 23, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

 Different Worlds LiskookWhere stories live. Discover now