1.9

155 12 0
                                    

Lisa'nın anlatımından

Nerdeyse 1 haftadır buradaydım. Yaralarımdan akan kanlar artık donmuştu. Midem bulanıyordu sürekli. Kollarımda sırtımda bacaklarımda çok fazla çizik vardı. Bazen bütün ümidimi kaybediyorum ve ölmeyi bekliyorum. Bunu neden yapıyordu? Benden ne istiyordu? İntikam diyip duruyordu sadece? He birde jungkook ile sehun kardeşmiş ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Acaba jungkook bunu önceden biliyor muydu? Günde bir kere yemek getiriyorlardı. Ancak bazen onu bile yiyemiyordum. Zayıflamıştım. Birden odanın kapısı açıldı içeri giren sehun'du. Bağırdım.

"Ne yapacaksın? Yine yüksek voltta elektrik mi vereceksin?"

Başını hayır anlamında salladı ve kelepçeleri açtı. Ama sonra ellerimi arkada birleştirip tekrar kelepçeledi.

Sehun
"Seni içi dolu havuza koyacağım. Ama havuz dediğime bakma kapsül gibi. Seni oraya koyunca da kapacağını kapatacağız anahtarı da sadece bende olacak veee kurşun geçirmez. Bakalım o çek sevdiğin sevgilin seni kurtarabilecek mi?"

"Sehun?"

Bana baktı.

Sehun
"Hm?"

"Neden beni öldürmek istiyorsun?"

Sehun
"Aslında seni öldürmek istemiyorum. Ama öldüremem gerekiyor. İntikamı mı almam gerekiyor."

"Ne intikamı?"

Histerikçe gülümsedi.

Sehun
"Babam yani biyolojik babam. Bütün mal varlığını jungkook'a bıraktı. Anneme sürtük muamelesi yaptı. Babam da..Beni kaç kere sokaklara attı. Hatta bir ara beni dilendirmeye bile kalkıştırdı. Orda çok güzel bir kız vardı. Ama ona tecavüz ediyorlardı. Kızı kaç kere kurtarmaya çalıştım ancak her kurtarmaya çalıştığımda beni 3 saat sopa ile dövüyorlardı. O kıza çok üzülüyordum. Bir kere tek konuşmuştuk. Kim bilir şimdi nerdedir? Ne haldedir?"

O benden bahsetiyordu..

O kız çocuğu bendim..

Şimdi hatırladım! O sehun bu sehun! Ahh tanrım bunu ona söylemem gerekiyordu. Hem o zaman bana da zarar vermezdi.

"O kız be-"

Lafımı kesti ve ağzımı da bant ile bağladı. Ahh tanrım! Hayır ya! Bu kadar da şansız olamam. Değil mi?!

"Yeter artık lalisa. Üzgünüm ama ölmen gerekiyor. Jungkook ancak o zaman benim ne hissettiğimi anlayacak."

Diyip anlımı öptü. Bazen onu anlamıyordum. Beni seviyor gibi davranıyordu. Ancak beni öldürüyordu. Bir insan sevdiği kişiyi intikam için bile olsa öldürür mü?. Sehun kolumdan tutarak beni boş bir depoya getirdi. Gözüme gelen güneş ışıkları ile gözlerimi kıstım. Dediği gibi içini gösteren ve kapağı olan büyük bir kapsül gibiydi. İki yanında ise boru vardı bu borular kapsülün içine girmişti. Sanırım bu borulardan su girecekti içine. Korkmuyordum. Sadece arkamda bıraktıklarım beni çok özleyecekti. Buna üzülüyordum. Hatta ben mutluydum; bebeğime, anneme ,babama ve rose'ye kavuşacaktım sonuçta. Değil mi? Mutlu olmam gerekirdi? Ama jungkook.. sevgilim.. hayatım.. bitanem.. jennie.. taehyung.. jisoo.. namjoon.. onları bırakıp gitme vakti gelmişti demek ki?. Ben bunları düşünürken sehun beni çoktan o kapsülün içine koymuştu. İtiraz etmiyordum. Gücüm yoktu. Sadece kafamı olumsuz anlamda sallıyordum. O ise sadece gözlerime bakıyordu. Aslında beni öldürmek istemediği o kadar belliydi ki. Bunu yapmak zorundaymış gibiydi. Eğilip ellerimi çözdükten sonra kapsülün kapağını kapattı. Direk ağzımı açtım. Bağıyordum ancak beni duymuyordu. Tanrı kahretsin ya.

Yaklaşık 10 dakika olmuştu. Kimsecikler yoktu, bense bağırmaktan sesim kısılmıştı. Birden ayaklarımın ıslanması ile irkildim. Borulardan içeriye su giriyordu. Birden deponun büyük kapısı açıldı. İçeri giren kişi jungkook'du.. elinde silah ile etrafa baktı daha sonra gözleri beni buldu. Koşarak yanıma geldi ancak ne ben onu duyuyordum. Ne de o beni duyuyordu. Sadece ağızlarımız hareket ediyordu sanki. Onun gözünün önünde ölmek.. Bunu unutamazdı.. Su dizimin biraz üzerine gelmişti. Jungkook bunu fark edince, bana yan tarafa geçmemi işaret etti. Ama boşuna yapıyordu. Silahı sıkmaya başladı. Belki 20 tane kurşun sıkmıştı ancak kapsülde bir çatlama bile yoktu. Daha sonra da kapsülün üstüne çıktı ve kapağını açmayı denedi ama işe yaramıyordu. Ne kadar silah sıksa da işe yaramıyordu. Su artık karnıma gelmişti. Ben ise sadece onu çok sevdiğimi söylüyordum. Onun ise bu çaresiz halini görünce gözyaşlarım akıyordu.. Bir anda içeri sehun girdi. Eceline felan mı susamıştı? Ya da görmeyeli yemekte yürek felan mı yemişti? Jungkook koşarak yüzüne tekme attı. Yere düştü. Sonra duyduğum çaresizlik beni yerle bir etti..
Jungkook..

"Sehun yapma. O masum. Onun bir suçu yok anla. Onu çıkart beni koy? Lütfen! Çıkart onu."

Sehun ise hiçbir şey yapmıyordu. Ne konuşuyor.. Ne tepki veriyordu.. Tuhaftı..
Su artık boyuma gelmişti. Nefes almak için yukarıya doğru başımı kaldırdım ve kapsülün camına vurmaya başladım. Jungkook birden buraya döndü. Koşarak yanıma geldi. O kadar çaresiz bakıyordu ki. Birden yüksek sesle bağırınca korkmuştum. Belki de son nefeslerimi veriyordum.. Onun gözünün önünde.. Deponun içinde yürümeye başladı. Etrafa bakıyordu. Ben ise artık nefes alamıyordum. Vücudum titriyordu.. Sarsılıyordum.. Nefesim kesiliyordu.. Ve gözlerim kapanıyordu.. Jungkook'a son bir kez baktım ve onu çok sevdiğimi söyledim..Ellerini kapsülün camına vuruyordu..  Oda beni çok sevdiğini ve dayanmam gerektiğini söylüyordu.. O güzel yüzüne son bir kez baktım.. Ve gözlerim kapandı..


'Uyuyan güzel, gözlerini sonsuza kadar kapatmıştı. Taki prensi onu kurtarana kadar...'









Selammm🌼
Nasılsınız?
Ya baya heyecanlı bir bölüm yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz. Çok mutluyum. Bana destek olan herkese çok çok teşekkür ederim🖤🌼 Tabii bazıları sadece okuyup oy vermiyor ama önemli değil🤗 Sadece şunu bilin ki her Wattpad'dan bildirim geldiğinde çok mutlu oluyorum. Sizler çok değerlisiniz.. Kimsecikler için kendinizi değersiz veya çirkin hissetmeyin. Benim bir sözüm var;

'Aslında herkes güzeldir. Size çirkin diyen kişiler sizin güzelliğinizi kıskanır. Aslında onlarda güzeldir, ama kalpleri çirkin olduktan sonra gerisi boş.. Sizin hem kalbiniz hem de yüzünüz her şeyden güzel. Bunu asla unutmayın..'

850 kelime🌸

 Different Worlds LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin