24.Bölüm

147 24 88
                                    

Herkese sellamı hellow

Nasılsınız?

Bölüm geç geldi kusura bakmayın.

~Kendimden Hallice- Böyle gitme

İyi okumalar.

~~~

Banka yaslı bir şekilde denizi izliyodum, zihinim dün gece olanları canlandırıp durmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Telefonum bilmem kaçıncı kez çaldı, sonunda cebimden çıkardım ve kimin aradığına baktım, 'Can' yazısı belirdi telefonun ekranında, derin bir nefes aldım ve telefonu kulağıma götürdüm. "Buyur" dedim çatlamış sesimle.

"Nerdesin lan sen, dünden beri seni arıyoruz, kafayı yiyecek olduk." Can'nın sesi sertti.

"Denizdeyim."

"Eve gel seni bekliyoruz." Dedi ve kapatı bana söz hakkı tanımamıştı.

Yerimden kalktım ve ellerimi birbirine vurarak sirkeledim. Yavaş adımlarla ev yolunu tuttum.
Uzun sürmeyen bir yürüyüşün ardımdan eve gelmiştim, kapıya üç, dört kere tıkladım, uzun sürmeyen bir süre sonra kapı açıldı.
Can geçmem için yol verdi. Derin bir nefes aldım ve içeri geçtim.

Oturma odasının kapısının önünde durdum, "sonra anlatıcam ama bir süre verin bana yorgun hissediyorum."

Neydi en zoru beden yorgunluğumu yoksa zihin yorgunluğu mu?

Yankı kafa salladı, odama yöneldim. Odama girip kapıyı kitledim. Duş alsam belki bedenen biraz rahatlardım. Üstümdekikerden kurtulup kendimi duşa bıraktım.

Duştan çıkıp üstüme elime ilk gelen şeyleri üstüme geçirdim. Ama hâlâ rahatlama yoktu. Yatağıma uzandım ve gözlerimi kapatım.

~~~

1 hafta sonra;

Ayza'yı görmeyeli tamı tamına bir hafta geçmişti. Hani derler ya bir ömür gibi geldi diye, hiçbir zaman inanamıştım o cümleye ama fazlasıyla doğru bir cümle.

Berkin, Can ve Yankı'ya olanları anlatmıştım. Yankı ağlamıştı, duygusal biriydi.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp telefonu elime aldım.

Ege Engin: Sende kaybediyorsun Korel.

Korel: Ne saçmaliyosun yine Ege.

Ege Engin: Benim kaybetiğim gibi sende kaybediyorsun Korel.

Korel çevrimdışı*

Uzandığım yerden hızlı bir şeklide kalktım, 'benim kaybetiğim gibi' hayır hayır Ege sadece piskolojik baskı yapıyor.

Hızlı şekilde odadan fırladım. Salona baktığımda kimse yoktu, ama masanın üstünde Berkin'in araba anahtarı vardı, hızlı şekilde anahtarı aldım ve kendimi dışarı attım. Merdivenlerden elimden geldiğince hızlı indim.

Ayza'nın evine geldiğimde arabadan indim, apartmanın kapısını ittirdim ama açılmadı, sinirle bütün zillere bastım ama herhangi bir kapı açılma sesi duyulmadı. "Hayırdır evladım kime baktın" arkamdan gelen sesle arkama döndüm. Yaşlı bir teyze bana dikkatle bakıyodu. "Ayza- Ayza Işıl."

"Ahh kuzum Ayza'yı iki gün önce hastaneye kaldırdılar, yavrucağın durumu kötü sanırım." Teyzenin dedikleri zihnime bir yük gibi oturdu.

"Hangi hastane biliyor musun teyze?"

"Buraya en yakın olandı sanırım evladım." Arabaya geri dönüp burdaki en yakın hastaneye sürmeye başladım.

~~~

Bölümün sonu.

Nasıl buldunuz bölümü?

Yazım hatası olursa kusura bakmayın.

Diğer bölümde görüşmek üzere. 🌊🔥

Kaset || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin