22.BÖLÜM: GİTMEK Mİ KALMAK MI

Começar do início
                                    

Gözlerimin önüne o kendi kendine sayıklayarak ağladığı hali gelince başımı hızla iki yana salladım, içime dolan sıkıntıyla birlikte pikeye daha sıkı sarıldım. Bunları neden düşündüğümü bilemiyordum, artık buradaydım ve her şey geçmişte kalmıştı...Öyle olamayacağını inatla aklıma düşen görüntüler sayesinde anladım, belliydi ki adlarını anmak bile istemediğim o iki insandan kurtulmuş olsam dahi uzun süre onların anılarından kurtulamayacaktım. Bende tekrardan istemediğim anılar yaratmış olmalarına, yine kabuk bağlaması zaman olacak yaralar açmış olmalarına karşın kızgınlıkla doldum, çok geçmeden bu his yerini bir yakıcı bir üzüntüye bıraktı.

Üzüntümün nedeni onlara değil, kendimeydi. O iki insanın benden aldıkları kadar benim onlardan hiçbir şey alamamış olmama, onlara da unutmayacağı anılar verememiş olmama içerleniyordum. Ben bu haldeyken, o evde değilken bile oradan ve onlardan kurtulamıyorken onların rahatlık içinde günlerini geçirmelerini hazmedemiyordum. Babam şimdi ne yapıyordu? Belki Nejat'ı azarlıyor, neden böyle bir şeye izin verdiğini anlayamıyordu. Onun, ucunda ölümüm olmasına rağmen bile böylesine umursamaz cümleler kurabilme ihtimali pek de düşük olmadığı için buruk bir şekilde güldüm, bu adama bana dair unutamayacağı tek bir acı dolu anı bile veremeyeceğimi zorlanarak da olsa kabullendim.

Nejat'ın da çok kısa süre sonra kendisine geleceğini, hatta onun da beni bıraktığı için pişmanlıkla dolacağını ve yetmezmiş gibi bir de peşime yeniden düşeceğini biliyordum. Çatıda, kendinden geçecek kadar bir keder içine girmiş olabilirdi ama o da babam gibiydi; bana karşı tek bir olumsuz şey bile onu durdurmaya yetmezdi. Onun, şimdiden kendisine gelmiş ve bildiği tüm gerçekler doğrultusunda benim ve Çağan'ın peşine düşmüş olma ihtimali korku içinde dolmama neden olurken yeniden dönüp odanın kapısına bakındım. Evde tek miydim? Eğer öyleyse Çağan neredeydi? Onu görmeyi delice bir arzuyla istiyor ama karşıma çıkma ihtimali bile bana ağır geliyordu. Garip bir çekingenlik hissiyle yeniden önüme döndüm, içimi titreten bir anıyla daha yatağın içinde büzüldüm.

Amacım ne olursa olsun, şu anda açık bir zihinle o gün çatıda ne yapmaya niyetlendiğimi daha iyi görüyor, bunun doğuracağı sonuçları şimdi çok daha iyi bir şekilde fark edebiliyordum. Eğer durdurulmamış olsaydım, burada olmasıydım ve Çağan bir şekilde artık hayatta olmadığım haberiyle yüz yüze gelseydi, ne yapardı? O anı düşünmeye çalıştım ama ne kadar zorlarsam zorlayayım, bunu yapamadım. Daha düşünmeye bile içimin el vermediği bir anı, onun yaşamasını sağlayacak kadar kendimi kaybetmiş olduğuma inanamayarak kendime şaşırdım, böylesine bir bencillik içine düşmüş olduğum için kendimden utandım.

Neyi neden yaptığımı biliyor olsam da sevdiğim insanlar aklıma düştükçe o haklı sebeplerim bana eskisi kadar haklı gelemiyordu. Kendimi durup da onların yerine koyunca hepten düşünmeyi kesiyor, hayatta olduğuma sadece onlar adına seviniyordum. Nefes alabilmek güzel olsa da bunun sevinci içinde değil, kimseyi bir keder içinde bırakmadığıma memnun şekilde iç geçirdim, bir an sonra bu düşünce ezici bir hisle dolmama neden olsa da gerçekleri değiştirmezdim.

Yeniden nefes bıraktım, kasılan bedenimle orada öylece uzanmaya devam ederken birden yatağın üstüne Beyaz çıktı, korkuyla irkilip geriye kaçındığımda kedi arka ayaklarının üstüne oturarak bana tepeden bakmaya başladı.

O kararsız mavi gözleri yüzümü incelerken, onu karşımda gördüğüme o kadar sevindim ki titreyen dudaklarımla birlikte yeniden öne doğru kaydım ve ona yaklaştım. Sanki hangi hislerde olduğumu biliyormuş gibi kedi de hareketlendi, ardından yanımda açtığım boşluğa doğru gelerek uzandı. O, yumuşak başını çenemde gezdirirken ben de elimi kaldırıp onu sevdim, başına küçük bir öpücük bıraktığımda bu yakınlığı karşısında beklemediğim kadar kendimi iyi hissettiğimi fark ettim. Onun sayesinde kendimden birkaç dakika da olsun uzaklaşabildim, aralıklarla başını bana sürten kediyle birlikte yatakta vakit geçirirken odayı daha belirgin bir karanlık sarmaya başladı, bir an sonra ise ayak sesi kulaklarıma doldu.

MESELOnde histórias criam vida. Descubra agora