On Altı, şehirler arası okul turnuvaları. [part3]

1.1K 143 11
                                    

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum; iyi okumalar, iyi eğlenceler.

On beşinci bölüm:

"O kibirli UA köpeklerine ne kadar ezik olduklarını öğreteceğim!" biraz önümdeki turuncu saçlı oğlan karşısındaki birkaç çocuğa hava yapmak için saçma sapan konuşmaya başlamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"O kibirli UA köpeklerine ne kadar ezik olduklarını öğreteceğim!" biraz önümdeki turuncu saçlı oğlan karşısındaki birkaç çocuğa hava yapmak için saçma sapan konuşmaya başlamıştı. Ama galiba arkasında bizim olduğumuzun farkında değildi.

"Dostum bence senin öğrenmen gereken tek bir şey var; haddin." arkasından ona dik dik bakarak konuştum. Şuanda üzerimizdeki UA üniforması ile bir çete görünüyor olabilirdik ama umrumda değildi. Bu salak kendi kendine saçmalıyordu işte.

"Ne diyorsun sen?" kaşlarını kaldırdı ve sinirle üzerime yürüdü daha doğrusu üzerime yürümeye kalkıştı ama Bakugou-san onu kolundan tuttu ve biraz geriye doğru asıldı. Gözlerim Bakugou-san'a kaydığında sıktığı çenesinden sinirlendiği belli oluyordu. Beni koruması hoşuma gitmedi desem yalan olurdu. "Yerini bil!" bağırdığında bu sefer az önce konuştuğu çocuklardan birisi ellerinden mor ışıklar çıkartarak bize doğru geldi.

"UA'desiniz diye kendinizi bir şey sanmayın, elini çek." Katsuki'nin çocuğun kolunu tutan elini gözleriyle işaret etti. "Bizi değil ama sizi baya rahatsız etmişiz. Daha tanışmadan bile gözünüz bu kadar korktuysa." Todoroki-san galesizce konuştuğunda herkes şaşırdı. Genelde böyle laf işlerine karışan birisi değildi. Çocuk bir şeyler diyecekken bize doğru gelen birkaç gözetmen yüzünden o çocuklar ve bizi ayrıldık.

Az önce giriş merasimi yapılmıştı ve yarım saat içinde birinci müsabaka yapılacaktı. Bu yarışmanın yapılmasının amacı geçmişteki kahramanları anma amaçlı olduğunu açıkladılar. Her yıl yapılan bir merasimmiş. Ve geliride devlete bağışlanacakmış.

Evet baştan almak gerekirse; sabah, geçen yıl lisans sınavlarının yapıldığı yere gelmiştik ve yaklaşık bir saattir maçların başlamasını bekliyorduk geniş sahada. Bizimle beraber on okul vardı. Toplam yüz kişiydik ama bu sefer seyirciler vardı ve maç televizyonda yayınlanıyordu. Her şehirden bir, iki ya da üç okul gönderilmişti.

Sahada spor üniformalarımız ile beklerken derin bir nefes aldım. Az önceki davranışım için özür dilemem gerekiyordu. "Gereksiz yükseldiğim için özür dilerim." İida-san gülümsemiş ve omzumu patpatlamıştı. "Sorun yok İndela-san." gözlerim Bakugou-san'a kaydığında dikkatlice bana baktığını fark ettim. "O eziği iyi bir patlatacağım."

Orada biraz daha oyalandıktan sonra okullar kendilerine belirlenen sıralara geçti ve birinci yarışma açıklanmaya başladı. Okullar arası olduğu için ilk maç takım oyunu olacaktı. İkili maraton yapılacaktı. Beş tur olacaktı ve her tur kimlerin olacağını takımlar kendi karar vereceklerdi.

Çizgiden çıkmamak kaydıyla herkes özgünlüğünü kullanabilirdi. Tek şart çizginin dışına çıkmamaktı. On beş dakika hazırlanma süresi verilmişti. Bu el dört takım elenecekti. İkinci el de dört takım daha elenecekti. Kalan son iki okul müsabaka yapacak ve kazanan belli olacaktı.

Ben ve İzuku-san üçüncü turdaydık. İkimizde zıplayarak ilerleyeceğimizden uyumlu olur diye düşünüyorduk. İlk turda İida-san ve Tokoyami-san vardı, o ikisi sayesinde arayı açacağımızı düşünüyordum ama tamda emin olamıyordum. Sonuçta diğerlerinin özgünlüklerini bilmiyorduk.

İkinci tur bittiğinde Katsuki'den elimizde tuttuğumuz ve tur sonlarında birbirimize verdiğimiz obje kılıklı şeyi aldım. "İzuku-san hazır mısın?" kafasını tereddüt etmeden aşağı yukarı salladığında Venom bacaklarımı ele geçirdi.

İzuku-san ile ayak bileğimizdeki demir kelepçe yüzünden zaten beraber ilerliyorduk, aynı anda zıpladık. Üçüncü sıradaydık şu anda. Hızla ilerlediğimizde, önümdeki Uraraka-san'a birinci olarak vermiştim objeyi. Kazanacağımızı ümit ediyordum, öylede oldu. Birinci olarak bitirdik ama nedense pek sevinesim gelmedi. Sanki diğer okullar hala kozlarını oynamamışlardı.

Yeniden bekleme alanına geldik, okulumuza ayrılan kısma geçtik. "Harikaydınız, başarabileceğimizi biliyordum." İida-san moral verircesine konuştuğunda kafamı salladım ve beni rahatsız eden düşünceleri onlarla paylaştım. "Hâlâ ellerinde birkaç tane iyi kart olduğunu düşünmüyorum. Bence bizde bazı özelliklerimizi saklamalıyız."

Yarım saat sonra ikinci turun açıklaması için herkesi topladılar. Altı okuldan, altmış kişi kalmıştık. Herkes kendi okulunun tezahüratını yaparken gözlerim bizimkileri aradı. Onları solumda gördüğümde kıkırdadım ve el salladım. Mina başta olmak üzere tüm sınıf ve Aizawa-sensei bizi izliyordu. Mina elindeki bizim okun bayrağını sallıyordu. Gerçekten dünyadaki en samimi insan falan olabilirdi.

Yanımdaki Uraraka-san'ı dürttüm, hafifçe bizimkileri işaret ettim. Oda onlara el salladığında spiker adam ikinci maçın arama kurtarma olduğunu söyledi. Açıkçası bunu pek istemiyordum çünkü ne zaman insanlar Venom'u görse korkuyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. Geçen yıl lisans sınavlarının yapıldığı yerdeki büyük sahadaydık. Herkesin okulunun numarası vardı ve sırtında asılıydı. Biz bir önceki el birinci olduğumuz için numaramız birdi. Bize yeniden on beş dakika hazırlanma süresi verdiler. Kostümümü düzenlerken Venom'u devreye sokmadan halletmeye çalışacaktım.

İndela'nın soktuğu laflar >>> her şey.

canavar | boku no hero academia | bakugou katsuki Where stories live. Discover now