Oflayarak derin bir iç çekti ve yüzünü sertçe ovuşturdu. Bu konuyu fazlaca takmasına rağmen düşünceleri hiçbir sonuca çıkmıyordu. Yine de fazla takıp kendisini yıpratmak istemiyordu. Sonuçta sevgilisi olan Hyunjin'di, kendi değil. Bu konuyu takacak olması gereken kişi oydu.

Düşüncelerini şimdilik bir kenara kaldırmaya karar vererek eline telefonunu aldı ve aklına gelen kişinin numarasını tuşladı. Telefon kısa sürede birkaç çalışta açılmıştı.

"Seungmin?" Sadece adını bile Yeonjun'dan duymak heyecanlanmasına yetmişti.

"Evet benim. Bugün müsait misin diye soracaktım." Yeonjun birkaç saniye sessiz kalmış ardından tereddütle yanıtlamıştı. "Öğlen saat ikide dersim var onun dışında boşum, neden?"

Seungmin gülümserken saçlarını karıştırdı. "Haberin vardır bizimkiler bugün birlikte takılacakmış, biliyorsun ben de yalnız yemek yemekten falan hoşlanmıyorum. Bu yüzden birlikte takılabileceğimizi düşündüm."

"Sormana gerek olmadığını biliyorsun Seungmin. Kafeterya da buluşuruz." Yeonjun'un mutlu çıkan sesiyle rahat bir nefesi dışarı verdi. Yeonjun'la konuşurken geriliyordu ve istemsizce onu bunaltacağından korkuyordu.

"Pekala, kafeteryada görüşürüz." Seungmin ne demesi gerektiğini bilemeyip veda ettiğinde Yeonjun da aynı şekilde karşılık verip telefonu kapatmıştı.

Hazırlanmak için dolaba ilerlerken üzerine yakışacağını düşündüğü rastgele bir dar siyah kot pantolonu giyinmiş, üstüne de yarım ama bol kesim kolları olan gömleği giyip fazlalıkları pantolonunun içine tıkıştırmıştı. Pembe, gri beyaz renklerin ağırlıkta olduğu sıfır kol süveteri de üzerine geçirip aynadan görüntüsüne baktı.

Görüntüsünden memnun olup kumral saçlarını düzeltirken gülümsedi. Bu kadar basitti işte. Hiçbir zaman Hyunjin'in hazırlanmak için bu denli yaygara çıkarmasını anlayamıyordu.

Son kez çilek kokan parfümünden sıkıp yine aynı aramodaki lipbalmını sürdükten sonra çantasını alıp odadan ayrıldı.

Seungmin o gün içinde olan derslerine girip kafeteryaya doğru ilerlemeye başladığında heyecandan avuç içlerinin terlediğini fark etti.

Gerginlikle derin bir nefes alıp yanaklarını şişirirken tiksinerek çantasından hızlıca bir ıslak mendil almış, terleyen avuç içlerini temizlemişti. Bir yandan da gözleri varmış olduğu kafeteryanın içerisinden Yeonjun'u arıyordu.

Biraz daha etrafına bakındığında gördüğü Yeonjun ile gülümseyecekken aynı masada oturan Hyunjin ve Jeongin'i gördüğünde kaşları çatıldı.

Hyunjin de onu fark etmiş, gergin bir gülümseme sunmuştu. Seungmin gülümsemesini karşılıksız bırakırken üçlünün yanına ilerledi.

Jeongin gelen arkadaşına karşı ayağa kalkarken Seungmin'e sarılmış, yanağına küçük bir öpücük kondurup geri yerine oturmuştu. "Hoş geldin."

Seungmin de Jeongin'e karşı küçük bir gülümseme sunarken Hyunjin ve Yeonjun'un arasında kalan sandalyeye oturdu.

Yeonjun ve Jeongin yarım kalan sohbetlerine geri dönerken Seungmin Yeonjun'a üzgünce baktı, uzun zamandır ilk defa ona karşı bir adım atabilmişti ama sanırım yalnız kalma planları geri tepmişti.

Sinirini diğerlerine belli etmeden Hyunjin'e döndüğünde göz göze gelmişlerdi. Dikkat çekmemek adına hafifçe yaklaştı. "Bana bugün tüm gün Jeongin'le gezeceğinizi söylemiştin."

Hyunjin başını salladı. "Öyleydi ama Jeongin son anda girmesi gereken önemli bir baraj dersinin olduğunu hatırladı. Bu yüzden planı bu geceye ertelemeye karar verdik."

Seungmin kaşlarını çatarken yanlış anlayıp anlamadığını sorguladı. "Bu gece mi?"

Hyunjin heyecanla başını salladı. "Evet. Ben başka bir gün buluşabileceğimizi söyledim ama Jeongin buna gerek olmadığını, geceyi birlikte geçirecebileceğimizi söyledi."

Seungmin tepkisizce karşısındaki bedene baktığında Hyunjin masanın altından Seungmin'in elini tuttu. "Hadi ama sadece bir gece. Biliyorsun Jeongin pek atak yapan birisi değil, tabii ki de böyle bir teklifi geri çevirmeyecektim."

Seungmin bir müddet Hyunjin'in yüzündeki mutlu ifadeyi izledi. O Jeongin'le gerçekten mutluydu ve onu istiyordu.

Yutkunurken elini Hyunjin'in elinden çekti. "Ne sikim yaptığınız veya ne haltlar yediğiniz umurumda değil, bizim odamızdan uzak durun yeter."

Hyunjin Seungmin'in bunu diyeceğini tahmin ettiği için gülümsedi. "O zaman biz Yeonjun ve Jeongin'lerin odasına gideriz sen de bir gün Yeonjun'la bizim odada kalırsın, sana uyar mı?"

Seungmin duyduğu ile gözlerini büyütürken Jeongin'le derin bir tartışmanın içerisine giren Yeonjun'a baktı.

Her ne kadar ikilinin geceyi birlikte geçirmesi hoşuna gitmese de bu geceyi Yeonjun'la geçirme fikri cazip gelmişti.

Yine de Hyunjin'i kullanmak için eline bir fırsat geçmişken bunu değerlendirecekti.

Yüzündeki yan gülümseme ile yanındaki bedene biraz daha yaklaştı ve kulağına fısıldadı. "Bunun bedeli ellerin bağlı bir şekilde seni tatmin etmem için bana yalvarman olur."

Hyunjin'in şaşkınlıkla aralanan dudaklarına bakıp küçük bir gülümseme sundu Seungmin. Hyunjin'in bu teklifi geri çevirmeyeceğini biliyordu.











დbölüm sonuღ

Birkaç bölüm bu şekilde durağan geçebilir, aslında bu bölüm de çok şey değildi ama uzun bir geçiş bölümü gibiydi :/ emin olamasam da yazarken hoşuma gitti msmmxdosispsm

Sanırım uke hyunjin geliyor yuh. Bu ficte seme uke kavramı pek yok demiştim <3

 Bu ficte seme uke kavramı pek yok demiştim <3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bunnymeow | hyunminWhere stories live. Discover now