4.Bölüm | Tanrısal Ses Tonu

2.5K 121 88
                                    

Dilara, saçına son kez şekil verildikten sonra çekime hazır olduğu için ayağa kalktı. Bugün şehirde son günleriydi bunun sabahında da tiyatro kurumu için bir çekimi vardı. Bu çekimde kendisi ve bir at olacağı için oldukça heyecanlıydı daha önce hiç ata binmemişti. Atları çok sevmesine rağmen çokta korkardı. Bu yüzden biraz da gergindi.

"Çok dert etme, çok iyi geçecek duyduğumda göre at çok sakinmiş."

Tolga, hazırlanan arkadaşını odanın kenarından izliyordu. Dilara, arkadaşına döndü.

"Ya beni sevmezse?"

Tolga, kaşlarını çattı.

"At mı?"

Dilara, kafasını salladığında genç adam gülümsedi.

"Öyle bir ihtimal yok seni gören, tanıyan herkes sana hayran kalıyor. Bunun at için bile geçerli olduğuna eminim."

Dilara, duyduğu cümleyle hafifçe gülümsedi. Ardından karşısındaki genç adama tekrardan baktı.

"O herkesin arasında sen yoksun ama." Dedi.

Tolga, hafifçe iç çekti. Aslında o kişilerin en başında yer alıyordu. Sadece bunu hiçbir zaman Dilara'ya belli etmemişti. İş yerinde özellikle tiyatro kurumunda kendi aralarında aşk yaşamanın yasak olduğunu biliyordu. Her iki oyuncu da işten atılırdı. Tolga, bunun olmasını istemediği için duygularını hep gizli tutmuştu.

"Çekimler için son beş dakika, herkes dışarı!"

Dilara ve Tolga, dışarıdan gelen yönetmenin sesini duydular. Dilara endişeyle derin derin nefes almaya başladı. Tolga, onun bu halini fark ederek yanına ilerledi ve ellerini kızın iki kolunun yanına koydu.

"At seni sevecek, buna eminim. İstersen binene kadar elini tutabilirim."

Dilara, bunu istediğini fark etti. Tek başına bir atın yanına yaklaşmayacağını biliyordu. Tolga'ya güveniyordu, arkadaşına güveniyordu. Onunla beraber atın yanına gitmek çok daha iyi olacaktı.

Tolga ve Dilara, beyaz atın yanına ilerlemeye başladı.

"Seni sevmeye başladı, sakin ol."

Dilara, Tolga'dan cesaret alarak biraz rahatladı. Ellerini atın bedenini koyduğunda at hiç beklenmedik bir anda kişnemeye ve huysuzlanmaya başladı. Dilara, korkuyla bir kaç adım geriye gitti. Çekim ekibi atı sakinleştirmeye çalışırken Tolga'da, Dilara'yı uzağa çekti.

"İyi misin?"

Tolga, endişeyle Dilara'nın kollarına, bacaklarına baktı. Atın ona bir şey yapıp yapmadığını kontrol ediyordu. Dilara, korkuyla kafasını salladı. Tam ağzını açacaktı ki ileriden kendisine doğru koşan River'ı gördü. Denizlerin ve atların tanrısı olan Poseidon koşarak yanına geliyordu.

River, omzuyla Tolga'yı iterek Dilara'yı kollarının arasına aldı. Dilara'nın gözleri onun okyanus gözlerine değince her zaman denizi görünce rahatladığı için rahatladı. Derin bir nefes çekti.

"Sana bir şey yapmadı değil mi?"

Dilara, kendisine sorulan soruyla kafasını iki yana salladı.

"Sadece kişnedi ve huysuzlandı merak etme bir şey yapmadı. Ben sadece çok korktum."

Dilara'nın küçük bedeni hala korkudan titriyordu. River, onu kendine çekerek sardı. Tanrı özelliklerini kullanarak onun ruhunu rahatlatmayı başardı. Bir süre sonra ayrıldıklarında Dilara çok daha iyi olduğunu fark etti.

Posedion'un Dileği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin