+Kahvaltı için mi rezervasyon yaptırdık yoksa? Hem de havaalanına? derken gülüyordum..

-Biraz sabırlı ol. Göreceksin. Gittiğimiz yeri görünce mutluluktan ağlayacaksın... Başka da bir şey söylemiyorum. Diyip gülümsemişti.

İnmiş arabayı park ettikten sonra uçuş işlemlerinin yapıldığı alana girip işlemleri yaptırmıştık. Elimizde bilet yoktu. Ve nereye gideceğimizi de Fahri hala söylememişti. Aklıma ilk gelen şeyle gözlerim sonuna kadar açılmış Fahri'nin işlemleri halletmesini beklemiştim.

Nihayet işlemler hallolmuş, havaalanının yemek bölümüne geçmiştik.

+Fahri, yoksa beni Malezya'ya geri mi gönderiyorsun?

-evet...

+Benim adıma nasıl kendin karar verebilirsin? Evinde rahatsız ettiysem otele giderdim. Zaten otelde kalmak için gelmiştim buraya ben... 4 gün sonra da dönecektim. Hem benim valizim nerede?

-Eylül, Eylül sakinleş lütfen. Tek gitmiyorsun bende geliyorum. O valizin içinde hepsi.

Dediğinde küçük bir çığlık atmıştım.

+Sen ciddi misin? Şaka yapmıyorsun değil mi?

-hayır şaka değil. Birlikte gidiyoruz. Birlikte gezeceğiz ve sonra ne yapacağımıza artık kesin olarak karar vereceğiz tamam mı?

+Emin misin? Bunca zamandır kaçıyordun.

-Artık kaçmayacağım. Ama senden tek bir şey için söz vermeni istiyorum.

+Neymiş?

-Bu gezeceğimiz bir buçuk hafta boyunca ayrılmaktan, davadan, ondan bundan bahsetmek yok tamam mı? Sadece içimizden geldiği gibi geçirelim.Kalbimizin sesini dinleyelim yalnızca. Gerçek bir tatil olsun. Hiç bir şey için tartışmayalım olur mu?

+Peki tamam, öyle olsun.

-Teşekkür ediyorum. Anlaştığımıza göre kahvaltımızı edebiliriz, uzun bir yolculuk bizi bekliyor. Enerji toplamamız lazım. dediğinde gülüyordu..

+Tamam tamam ne dersen kabulüm. Dönüyorum dedin ya ben daha başka ne diyebilirim ki.

Tuhaftı ama çok sevinmiştim.. Daha düne kadar dönmenin d'sini bile söyletmeyen adam bugün kendi kararıyla dönüyordu. Evet belki temelli değildi ama 1 yıl aradan sonra dönüyor olması bile bir mucizeydi...

+Sofia ablanın haberi var mı döneceğinden.

-evet var.

+Çok mutludur şimdi.

-evet diyip tebessüm etmişti...


~~~~~

Uçağa binmiştik. Bir süre sonra daha fazla dayanamayıp uzun bir süre uyumuştum.

-Eylül, canım uyan.

+Efendim? Ne oldu? diyip yavaşca gözlerimi açarken uçakta olduğumuzu anımsamıştım...

-iniyoruz kemerini bağla...

+Nasıl yani bu kadar çabuk nasıl gelmiş olabiliriz? Ben 14 saattir uyuyor olamam değil mi?

-hayır, hayır diyip kendini tutamayıp kıkırdamaya başlamıştı. Başka da bir şey söylememişti...

Uçaktan inmiştik ve gördüğüm şey karşısında gözlerim dolmuştu.




AŞK / Hayallerin Ötesinde Where stories live. Discover now