Çağatay güldüğünde ona baktım sinirle. Bir de gülüyor ya!

"Bakacaksın yani bana."
"Çağatay? Ne diyorsun sen ya?"

O hala gülmeye devam ederken teyzeler kendi arasında konuşup ne yapacaklarını tartışıyorlardı.

"Yahu adam sapasağlam ayakta işte. Siz sağlamı da hasta edersiniz, konuşmaya bak."
"Kızım ne sapasağlam olması, görmüyor musun? Yürüyemiyor bile."

Sonu sessiz söylese de Çağatay tabii ki duymuştu.

"O kadar da değil aslında."
"Yürü yavrum yürü, ben bir çorba yapayım size, yorgun gelmişsiniz siz bir de. Ben gördüm seni geçen gün koştur koştur geldin, hemen çıktın gittin. Kaç gündür yoksunuz siz."
"Kabul et yoksa sabaha kadar buradayız."

Çağatay yaklaşıp konuştuğunda ofladım ve Sevil teyzeye döndüm.

"Peki tamam."

Üçümüz beraber Çağatay'ın evine girdik. Çağatay'ı koltuğa bırakıp hemen yanına oturdum.

"Öldüm öldüm! Kaç kilosun be adam?"
"Çok ayıp, sevgiline..."
"Ya!"

Hemen arkaya bakıp Sevil teyzenin nerede olduğunu görmeye çalıştım.

"Söyleme öyle ulu orta."
"Niye? Herkes anlayacak sonuçta."
"Ne yapacaksın da anlayacaklar acaba?"

Yanında olduğum halde beni belimden tutup kendi bedenine yapıştırdı ve yanağımdan öptü.

"Örnekti sadece."

Bir süre yaptığını anlayamadığım için donup kalmışken kendime gelince koluna yapıştırdım bir tane.

"Yapma şöyle şeyler aniden."
"Niye, utandın mı?"
"Ya Çağatay."
"Bir daha öpeyim mi?"
"Hayır."
"Sen öp."
"Hayır dedim."
"O zaman ben öpeyim."
"Çağatay..."

Gülmeye başladığımda beni kendine yaklaştırıp sarıldı.

"Gerçekten şu an bulunduğumuz durum çok acayip. İlk günü çok iyi hatırlıyorum. Bana sinirli bakışlarını."
"Ben de hatırlıyorum. Yaptığın atarı."
"Kapıyı suratıma çarpmasaydın daha çok sinirlenebilirdim."
"Tabii canım. Ertesi gün öldürmeyip süründüren bendim sanki."
"Anladın mı sen onu ya?"
"Herhalde anladım Çağatay! Normal bir timin bu çeşit antrenman yapması olası bir şey miydi sanki?"
"Hiç bir şey yok gibi gülüyordun ama."
"İntikam almaya çalışman komik gelmişti. Tam şınava başladık yanımda Timur komik komik konuşuyor, az kalsın bırakıyordum kendimi yere. Yani üstüme özel olarak gitmeyeceğini bilsem kahkahalarla gülerdim."
"Timur varoluş sebebi ile komik zaten."

Söylediğine gülerek ayağa kalktım.

"Ben eve çıkıp geliyorum."
"Neden?"
"Duş alacağım, kıyafetlerimi falan değiştirip gelirim."
"Açelya beni bir başıma bırakma."
"Sevil teyze var ya."
"O yüzden bırakma diyorum zaten."
"Saçmalama Çağatay. Hem hemen gelirim zaten."
"O gidince gidersin."
"Ya olmaz, duşa girmem lazım."
"Of Açelya."
"Hemen geleceğim bak gerçekten."
"Çabuk ol."
"Tamam tamam."

Mutfağa gidip sevil teyzeye haber verdim ve evime çıktım.

•••••

"Oldu mu?"
"Evet."

Televizyonun karşısındaki koltuğu açıp Çağatay için yatak yapmıştık. O yatınca gidebileceğim ben de. Nihayet. Sevil teyze gideli ise bir saat oldu.

"Hadi yat, uyu."
"Uykum yok benim."
"Ne demek uykum yok? Hastasın sen erken uyumam lazım hadi."
"Bu ne saçma bir bağlantı ya?"
"Çok konuşuyorsun Çağatay. Hadi uyu."
"Uykum yok diyorum."
"Televizyon falan izle o zaman. Ben gidiyorum."
"Nereye?"
"Evime."
"Bırakıyor musun beni bu hasta halimle bir başıma?"
"Şu hallerine inanamıyorum. Ben elimi kullanamıyorken bile yalnız yaşıyordum Çağatay?"
"Aynı yollardan ben de geçtim Açelya hanım. Ama insan biraz duygusal olur değil mi? Biraz der, benim sevgilim vuruldu, perişan, ayağa bile kalkamıyor! Ben odun muyum da onu bırakayım? Der bunları insan!"
"Odun mu dedin bana az önce?"
"Sadece buna mı takıldın?"

Bir şey söylemeden yanına gidip oturdum.

"Neden kalmam lazım yanında peki? Madem sen de geçtin o yollardan?"
"Çünkü artık bir sevgilim var. Benimle ilgilenmesini istediğim bir sevgilim."

Sevgilim dedikçe gerilsem de ona belli etmeden konuşmaya başladım.

"Çağatay bak, ben insanlara çok çabuk ısınan ve samimiyet kuran biri değilim. Tamam komşular ile iletişim kuruyorum ama o çok başka bir şey. Alışkın değilim böyle şeylere ben."
"Ben de alışkın değilim Açelya. Sen nasıl askersen ve hayatına birini almak istememişsen ben de aynı senin gibiyim. Birbirimize samimi olmazsak ısınmayı nasıl öğrenebiliriz? Sence benim mizacım gerçekten çok eğlenceli gibi mi görünüyor? Deniyorum. Senin yanında en az nasıl seni rahatsız edebilirim diye elimden geleni yapıyorum. Ama sen gerçekten bana hiç yardımcı olmuyorsun."

Bir süre düşünüp ona baktım. Hafif bir tebessüm edip yanına gittim ve kollarımı beline doladım.

"Senin nasıl biri olduğunu o ilk hafta çok net öğrendim. Seni tanıyorum. Özür dilerim, senin ne kadar çabaladığını şimdiye kadar göremedim. Yardım etmek istiyorum. Seninle gerçekten ciddi bir ilişki kurmak istiyorum. Nasıl ilerler bilmiyorum ama birbirimiz ile öğreneceğiz artık."

O da kollarını belime dolayıp saçlarından öptü bir kez.

"Birbirimize yardım edelim Asena'm."

Bölüm sonuu~~
Oy ve yorumları bekliyorum 💕💗💞







Bordonun AşkıWhere stories live. Discover now