Rose: Klaus,kes şunu.

Beni duymamazlıktan geldi,ondan uzaklaşmayı çalıştım ama başaramadım. O sırada ayak sesleri duyuldu,Klaus beni bıraktı ve kapıya döndü. Kapı yavaşça açıldı ve Five içeri girdi.

Five: Hey,ikinizin burada ne işi var?

Five kapıyı kapatıp yanımıza geldiğinde boş gözlerle duvara bakıyordum.

Klaus: A-araştırma yapıyorduk.

Five: Başınızı belaya sokacaksınız.

Klaus: Peki ya sen? Senin burada ne işin var.

Five: Ben de bilgi toplamaya geldim.

Klaus: İyi o halde,elimizi çabuk tutalım.

Klaus hemen kitaplığın yanına gitti ve kitapları incelemeye başladı.

Five: Hey,iyi misin?

Rose: Ş-şey sanırım.

Five: Hiç iyi gözükmüyorsun.

Rose: Siz devam edin ben odaya gidiyorum.

Five: Peki sen bilirsin,ben de birazdan gelirim.

Tam gidecektim ki çekmece de bulduğum defter aklıma geldi.

Rose: Five,kırmızı defteri kontrol etmeyi unutma.

Five: Tamam git hadi.

Ofisten sessizce çıktım ve Five'ın odasına gittim,çıldırmak üzereydim. Neden Klaus'a engel olmadım!? Lanet olsun delireceğim. Yatağa oturdum ve sakinleşmeyi çalıştım. Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum,Five odaya geldi.

Five: Ben geldim,nasıl oldun daha iyi misin?

Kendimi suçlu gibi hissediyorum,yüzüne bile bakamıyorum.

Rose: Sanırım evet.

Five: Pekâlâ,senin dediğin defteri inceleyecek vaktim olmadı ben de beraber bakarız diye buraya getirdim.

Rose: İyi yapmışsın.

Yanıma oturdu ve defteri açıp incelemeye başladı.

Rose: Klaus nerede?

Five: Sen gittikten birkaç dakika sonra o da gitti.

Rose: Anladım.

Five: Garip davranıyordu açıkcası.

Kafasını kitaptan kaldırdı ve bana dönüp şüpheci bir bakış attı.

Rose: N-ne?

Five: Neden oradaydınız?

Rose: Bilgi toplamak için.

Five: Yani değişik şeyler olmadı öyle mi?

Bana bakışları içimde bir korku oluşturdu,sanki her şeyi biliyor gibi.

Rose: Klaus sana bir şey mi söyledi?

Five: Hayır,söylemeli miydi?

Rose: Hayır tabi ki,neden garip sorular  soruyorsun anlamıyorum. Hadi şu deftere bakalım.

Defteri Five'ın elinden aldım,tam kapağını açacaktım ki alıp masaya bıraktı.

Five: Bir şey olduğu belli,anlatmak ister misin?

Ne diyeceğimi bilemiyorum,kendimi suçlu gibi hissediyorum. Bir yandan olanları Five'a anlatmak istiyorum bir yandan da her şeyi mahvetmekten korkuyorum.

Five: Evet seni dinliyorum?

Öylece yerdeki halıya bakıyordum,bana iyice yaklaştı ve ellerimi tuttu.

Five: Hadi anlat bana.

Daha fazla dayanamadım ve Five'a sarıldım.

Rose: Çok özür dilerim.

Five: Ne saçmalıyorsun,Klaus sana zarar mı verdi yoksa?

Rose: B-ben nasıl diyeceğimi bilmiyorum.

Five: Beni korkutuyorsun Rose.

Tam olanları Five'a anlatacaktım ki vazgeçtim,eğer her şeyi ona anlatırsam benden ayrılacak. Bunun olmasını istemiyorum.

Five: Hey,Rose?

Rose: Yani şey,sana haber vermeliydim.

Five: Bu muydu cidden? Kötü bir şey oldu sandım.

Rose: Hayır,olmadı.

Five: Sorun değil,dışarıda işlerim vardı zaten. Her neyse şu defteri inceleyelim.

Rose: Tamam.

Derin bir nefes aldım ve olanları unutmayı çalıştım.

Five: Defterde hepimizin bilgileri var,Tanrım inanamıyorum seninle ilgili şeyler de var.

Rose: Ne,ciddi misin?

Five: Evet.

Five yazanları okuduktan sonra bana döndü,yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

Rose: Ne?

Five: İnanamıyorum,özel gücün varmış...

-------------------

Bölümü oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ♡

Discord sunucusuna katılmak isteyenler bana özelden yazabilir.



Boyutlar arası yolculukTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon