Bölüm 19

12.3K 631 38
                                    

Asya sabah kuş sesleriyle uyandı. Ne kadar acıydı ki bu kuş sesleriyle uyandığı mutlu bir sabah değildi. Gece sessiz gözyaşları dökerek ve üşüyerek uykuya dalmıştı ama artık üşümüyordu. Bora'nın şömineyi yaktığını fark etti. Başını çevirdiğinde onu gördü. Bora bir elini duvara dayamış camdan dışarı bakıyordu. Asya'ya arkası dönüktü. Asya'nın içi uyuşmuş gibiydi. Ne düşüneceğini, ne hissedeceğini bilemez durumdaydı. Gece Bora ona hiçbir yere gidemeyeceğini söyledikten sonra şömineyi yakmaya başlamıştı. O sırada ağlayan Asya gözyaşları arasında uyuyakalmış olmalıydı. Keşke hiç uyanmasaydı. Bunun bir kaçış uykusu olduğunu biliyordu aslında. Yavaşça kalkarak yatakta doğruldu. Bora onun uyandığını fark etmemiş gibiydi.

''Buradan gitmek istiyorum.'' Dedi Bora'ya.

''Sana hiçbir yere gidemeyeceğini söylemiştim.''

Bora dönüp Asya'ya bakmamıştı bile. Asya zorlukla yataktan kalktı. Bu hareketiyle sonunda Bora dönüp ona baktı.

''Ben gidiyorum.'' Dedi Asya.

''Araban yok, buradan şehre yürüyerek mi gitmeyi düşünüyorsun?''

''Gerekirse yürürüm.'' Diyen Asya zorlukla bir adım attı. Kendini aşırı derecede halsiz hissediyordu.

''Saçmalama.'' Dedi Bora.

Sabrı taşan Asya, ''Sana gideceğimi söyledim.'' Dedi ama sözü biter bitmez dizlerinin üstüne düştü. Bayılmak üzere olduğunu hissediyordu. Bora hızla yanına gelip Asya'yı tuttu.

''Asya.'' Dedi endişeyle. ''İyi misin?''

Asya'nın gözü kararıyor, midesi bulanıyordu. İyi misin, ne saçma bir soruydu. Yutkunarak kendine gelmeye çalıştı. ''Hayır iyi değilim.'' Dedi. Bora onu kaldırıp yatağa yatırdı ama Asya'nın sözleri bitmemişti. ''İyi değilim ve bunun sebebi sensin.'' Dedi. Gözlerini zar zor açarak Bora'ya baktı. ''Beni bunun için mi ölümden kurtardın? Ölümden beter etmek için mi?''

''Seni sevdiğim için kurtardım.'' Dedi Bora.

''Sevmek mi?'' Dedi Asya şaşkınlıkla. ''Sevdiğin için öyle mi? Sevmek bu mu?'' Asya elini ağrıyan başına götürüp sustu. Söyleyecek çok şeyi vardı ama söyleyebilecek durumda değildi.

''Ben seni bu dünyadaki herkesten daha çok seviyorum Asya.''

Asya kapalı gözlerini tekrar açtı. ''Sen sevmeyi bilmiyorsun Bora?'' Dedi. ''Sevmek buysa ne olur sevme beni.'' Ağlamaya bile hali yoktu ama kendine engel olamadı. Gözlerinden akan yaşlar sessizce aşağı süzüldü. ''Sevme beni artık.'' Dedi ağlayarak. ''Yoruldum.''

''Seni bir doktora göstermemiz lazım.'' Dedi Bora.

''İstemiyorum. Benim için bir şey yapmak istiyorsan beni eve götür. Sadece eve gitmek istiyorum.''

Bora bir süre sessiz kaldı, sonra: ''Tamam.'' Dedi. ''Biraz kendine geldiğinde gideriz.''

''Şimdi gidelim.'' Dedi Asya tekrar doğrulmaya çalışarak. Bora yanına gelip onu yatırdı. Göz göze geldiler.

''Kendine geldiğinde gideceğiz Asya.'' Dedi. Asya bir süre onun gözlerine baktı, sonra bir şey demeden ona arkasını dönüp gözlerini kapattı.

Asya o gün Bora'yla şehre dönerken başını arabanın camına dayamış düşünüyordu. Çok fazla küfreden biri değildi ama bütün dünyaya sayıp sövmek istiyordu o anda. Aşk kesinlikle aptallıktı, aşk köpeklikti, aşk delilikti, aşk büyük bir saçmalıktı. İçi kor gibi yanıyordu. Hem büyük bir acıyla hem de büyük bir aşkla yanıyordu. Evet hala aşıktı. İnanılmaz ama öyleydi. Eğer geri dönebilseydi, her şeyi geri alabilseydi, Bora'yla hiç tanışmamış olmayı seçme şansı olsaydı ne yapardı? Geri alamazdı. Hiçbir şeyi geri alamazdı. Yapamıyordu, vazgeçemiyordu. Evet Asya sen bir aptalsın dedi kendine. Gerçek bir aptalsın. Bu arada Asya'nın evinin bahçesinden içeri giriyorlardı.

MUGREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin