Bölüm 9

20.3K 870 95
                                    

Sabahın köründe kim arıyordu? Asya yatakta yatarken gözlerini açmamak için direndi. Arayan her kimse önünde sonunda vazgeçecekti. Ne yazık ki telefon ısrarla çalmaya devam ediyordu.

''Asya abla Allah aşkına şu telefona bak artık.'' Dedi bir süredir onunla aynı odada kalan Buket. Asya sonunda sinirle telefonu eline aldı, arayanın kim olduğuna bile bakmadan açtı.

''Ne var sabahın köründe ya?'' Dedi. Normalde telefonu asla bu şekilde açmazdı ama o an zihni yarı uykudaydı. Ne yaptığının çok da farkında değildi.

Bora'nın, ''Günaydın.'' Diyen sesini duydu. Uykusu birdenbire açılıverdi.

''Bora!'' Dedi şaşkınlıkla. Sonra telefonu eline alıp saate baktı. Saat sabahın beş buçuğuydu. ''Bora sen manyak mısın?'' Dedi. ''Saat beş buçuk.''

''Seni bir yere götürmek istiyorum. Ne kadar erken gidersek o kadar iyi.''

''Seninle bir yere gideceğimi nereden çıkardın ki?''

''Senden özür dilemek istiyorum. Hiç istemesemde seni çok kırdığımın farkındayım. İstediğin kişiyle istediğin kadar görüşebilirsin. Artık sana karışmayacağım.''

''Zaten en baştan bana karışabileceğini neden düşündün anlamış değilim Bora.''

''Artık kavga etmeyi bıraksak olmaz mı?''

''Hayır olmaz.'' Asya Bora'nın iç çektiğini duydu.

''Lütfen söyle Asya sorun ne? Neyi düzeltmem gerekiyorsa düzelteceğim.''

''Sana güvenmiyorum.''

''Güvenmiyor musun?'' Dedi Bora şaşkınlıkla. ''Bu hayatta senin benim kadar güvenebileceğin kimse yok Asya.''

''Öyle mi? O zaman söyler misin neden benden hoşlandığını söyleyip sonra da başka kadınlara elmas kolye alıyorsun?'' Kahretsin! Asya bunu söylemek istemiyordu ama kendine engel olamamıştı. Kendi kendine lanet etti. Neden çenesini tutmayı beceremiyordu. Telefonda bir an sessizlik oldu. İşte diye düşündü Asya suçlu olduğu için susuyor.

''Elmas kolye mi?'' Diye sordu Bora sonunda. ''Neden bahsettiğini açıklamak ister misin?''

''Hayır istemiyorum. Sen ne yaptığını çok iyi biliyorsun.''

''Ne yazık ki bilmiyorum Asya.'' Dedi Bora sesini biraz yükselterek. ''Lütfen bana yardımcı ol.''

Asya'nın da sinirleri iyice gerilmişti. ''Bir de bana kızıyor musun?'' Diye sordu kızgınlıkla. ''Nazım Bey'lerin verdiği davette kadınının biri ona aldığın elmas kolyeyi ve onu ne kadar mutlu ettiğini anlatıp duruyordu. Onu her yerde çok mutlu ediyormuşsun. Her yerde! Artık o her yer neresiyse?''

''Asya.'' Dedi Bora. ''Seninle görüşmeye başladığımdan beri hayatımda hiçkimse olmadı.''

''Sana inanmıyorum.''

''O kadın kim bilmiyorum ama sana yemin ederim söylediğim doğru.''

Asya bir an susup düşündü. ''Sana güvenmek istiyorum ama güvenemiyorum.'' Dedi. ''Beni çok fazla kırdın ve sanırım farkında değilsin ama ben kolay kırılan biriyim.''

''Hassas biri olduğunun farkındayım. Güven bana bundan sonra çok dikkatli olacağım.''

''Bunları söylemen inandırıcı olman için yeterli gelmiyor.''

''Ne yapabilirim?''

''Bilmiyorum.'' Dedi Asya üzüntüyle. Ona güvenmeyi o kadar çok istiyordu ki. Kahretsin onu seviyordu. Lanet olasıca aşk böyle bir şeydi işte. Aşık olup saçmasapan şeyler yapan arkadaşlarını çok fazla kınamış olmalıydı. Bu hayatta kınadığın şeyi yaşamadan ölmezsin. Belki Bora'yı bir daha asla görmemeliydi ama yapamıyordu. ''Tamam.'' Dedi sonunda.

MUGREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin