cp.2

382 53 38
                                    

bi bakalım üniversitenin 2. yılı size yıllarca platonik gezmiş bir kızı en sonunda kabul edip sonra evlenmek istediğinde nasıl kaçabiliceğinizi bilmediğiniz oldu mu?

Christopher Bang Chan bu olayı yaşayabilicek piyango talihlisiydi.

Lise 1 den beri peşinden gezmiş artı yetmiyormuş gibi onunla aynı bölümü kazanıp aynı binaya taşınmak için kırk takla atmış minjiye sadece bir şans vermek istemişti.

Chan artık sadece bir heves olduğunu kanıtlamak istemişti. Minjiyle evlenmek değil. Lütfen ama, BU DELİLİKTİ.

Aslında minjiye hiçbir duygusu yokken ilişkiye başlamak gerçekten saçmalığın daniskasıydı. Minho onu defalarca uyarsada dinlemeden minjiye çıkma teklif etmiş hatta onu çoktan öpmüştü bile.

Ki bunun altı çizilmeliydiki onu sadece susması için öpmüştü.

Böyle böyle derken daha sadece 4. ayda olmalarına rağmen Daegu ya düğün alışverişine gitmeyi tutturan minji yüzünden o sabah otobüse binmeye kendini zorlamıştı.

Otobüsün kalkmasına 1 2 dakika kala "yok ben yapamıycam" diyerek yerinden fırlamış koşarak başka bir yere giden otobüs aramıştı. Ki o an yanında çıkışa koşan çocuğu yeni fark etmişti. Arkadan bağıran minjiyi duyabiliyordu. Arkaya doğru orta parmak çektikten sonra koşmaya devam etmişti.

Önlerine doğru hareket eden Seul otobüsünü görünce yanındaki çocuğuda tutarak otobise binmiş bilet paralarını da peşin vermişti.

Birkaç sorunları vardı aslında özellikle büyük olan birbirlerini tanımıyor oluşlarıydı.

Gözlüklü çocuk şokla ona döndüğünde çok alakasız olsada Chan absürtlüğü her konuda başardığı gibi yine yaptığını yapıp  selam naber dedikten sonra üstüne birde göz kırpmıştı.

Şoktan gözleri kocaman olmuş çocuk birde ağzını açtığında gerçekten komik duruyordu.

Chan kahkahasını tutamamış otobüsteki herkesin duyacağı şekilde bir kahkaha patlatmıştı.

Aslında şuan ikiside rahatlamanın ortasındaydı. Chan minjiden kurulduğu düşüncesindeydi. Ama minjiydi bu her an Seul otogarını basabilirdi.

Seungmine otogardan çıkacakken aklından geçen okula geri dönebilme şansını bu otobüse binerek kaybetmişti ve şuan yanında kahkahalar atan çocuğu boğazlamak istiyordu.

Ne yapıcaktı nasıl yapıcaktı?  Yanında sadece 20 bin won ve kızın eline sıkıştırdığı birkaç dolar vardı sanırım. Sevimlice gözlüklerini düzeltip elini açtığında 100 dolarla bir bakışma yaşamıştı.

Ne yani kız pat diye dolarları ona mı vermişti hemde 5 bin won luk bilet karşılığında.

O sadece elindeki 100 lük dolarlara bakarken Chan yanda gülmesini durdurabilmiş minhoyu aramak için telefonunu çıkarmıştı.

Minjinin attığı yüzlerce mesajı es geçerek minhoyu aramış herşeyi bağıra bağıra anlatmıştı. Seungmin gözgöze geldiği insanlardan özür dilemekten bıktığı için yarım saat ardından telefonu çekip kapatmıştı.

Anladık kurtuldun diye bağırmak istiyordu ama düşündüğü farklı şeyler vardı. Yanında kimliği ve telefonu vardı sadece. Seul de ne tanıdığı nede bir arkadaşı vardı. Dün geceki gibi ağlamak istiyordu ama bir yanı kurtuldun işte yeni bir hayatın var diye çığlık atıyordu.

Düşündü, üniversite sınavına sadece 2 ay kalmıştı. Yeterince çalışırsa seulde büyük biryer kazanabilir hayatını kurabilirdi.

Az da umutlanıp gülümsediğinde yandan gelen ses onun yine irkilmesine sebep olmuştu.

baby? | chanminWhere stories live. Discover now