35. BÖLÜM ~ BICAKLANMA~

Start from the beginning
                                    

Sanırım unutuğum her hangi bir şey yoktu. Evet evet yoktu. Cebime koyduğum telefonumu çıkarıp gruba girdim.

Bu grubun ismi ne ara değişti?

"YAĞIZ'IN BEBEKLERİ..."

Ece'mim: yiaa ben şimdi uyana bildin anca hazırlanırım geç kalmak istemem şimdi.

Elif'imm: abartma kızım daha kaç saat var?

İkizim: abartın Allah aşkına az daha abartın bende düşüp bayılayım tam olsun! Görende gelinlik giyecek sanar...

Ece'mim: sanane! Sanane Yağız!

Ayaz: Sizene Ece çikolatamdan sen hazırlanmana bak sevgilim. Bu arada bizim inekler partiye gelmeyip ders çalışacaklarmış.

İkizim: BENSİZ! Aşk olsun komşu kızı! Gücendim,alındım.

Sevgilim: Bir sen eksiktin zaten gel gel hiç çekinme!

Rüya: abi şimdi senden herkezin içinde bir şey isteyeceğim. Ama sende izin vereceksin. Yani beni kırmak istemeyip umarım verirsin abiciğim.

Sevgilim: hayır.

Rüya: daha demedim ki ama:(

Mert: sen gel benden iste en iyisi, kuzenlerin en tatlısı... seni kıracağıma Meriç'i kırarım daha iyi.

Rüya: şey senin motoruna bine bilirmiyim? Lütfen!

Sevgilim: Yooo

Mert: ben sana dönüş yapacağım kuzen.

Konuşma boyunca Rüya Meriç'ten bir şeyler isteyip kızlar bir birlerine laf sokup daha sonra ne giyeceklerini konuşuyorlardı. Daha fazla dayanamayıl araya girerek.

"Ben hazırım sizi parkta bekliyorum. Beni lütfen bekletmeyin! Özelikle Atakan sen!"

Yazıdığım an Atakan sanırım grupta yazılanları okuyor olmalıki hemen cevap yazmıştı.

"Her an önümü kesip beni Edebiyatcı durdurp bir şeyler anlatırsa karışmam." Yazmıştı. Bu arada size söylemişmiydim Edebiyatcı bizim Atakanı kafaya takmış. Neymiş Atakan çok iyi bir dinleyici olduğu için ona bir şeyler anlatmayı seviyor muş.

"Yok yok umarım seni yolda da bulmaz. Bulursada arabayla çarp gel."

:)

"Bunu bir sinsi ve bir o kadar da masum bir gülücük sanın gençler."

Mert: gençlere kötü örnek oluyorsun!

İkizim: çarmışken şu ingilizceciye de çarpta kurtulayım. İngilizceden nefret ediyorum. Sınavda yaklaştı neyse yanımda ingiliz pröfösörü Ayaz karşim var.

Ayaz: tabi oğlum ben varım.

Sevgilim: kapıdayım Ezgi in aşağıya hadi.

İyide ben parka gidecektim orda buluşacaktık. Neyse yürümemiş olurum. Ay araba ne güzel bir şey ya, benim kendime araba almam lazım.
Tabi annem izin verirse alırım. İzin vermeyeceği için buda demek olur ki alamayacağım.

Hızlı adımlarla merdivenleri inerek aşağıya indim. Dışarı çıktığımda acayip yakışıklı biri beni beklediğini gördüm. Meriç niye bu kadar yakışıklı ya? Gülerek yanına doğru gidip kolarımı açarak ona sarıldım. Meriç bana sıkıca sarılıp elini saçılarıma daldırarak karştırdığında," Ben o saçları ne zorlukla düzleştirdim senin bundan haberin var mı sevgilim? Yok! Kolu alçıda olan benim sonuçta."

YENİ OKULUM Where stories live. Discover now