2🪐

163 56 9
                                    

Demir!

Ne yaptığını sanıyor bu çocuk?
Tam Demir'e doğru öfkeli bir şekilde giderken biri bana engel oldu.
Ece kolumu tutup gitmemi engellemişti.

Demir 'e doğru dönünce o tarafa doğru sinirle giden Doruk'u görmem şaşırmama neden oldu. Yanına gidip Demir'in yüzüne bir yumruk indirince Demir hemen atağa geçti ve bir yumruk da o geçirdi. Tabii Demir 'in her an yanında olan serseri arkadaşları Berk,Arel ve Can durur mu? Asla!

Doruk'u yere yatırıp dövmeye başladılar. Buna engel olmam lazım.
Hemen yanlarına gittim. Durun , yapmayın diye bağırsamda beni dinlemediler. Etrafta izleyenlerden yardım istedim ama kimsede Demir'in işlerine karışacak yürek yok.
Acaba araya girsem ayırmak için banada vururmuydular?

Ama ben zaten dayak yemeye alışkınım...

Bir iki yumruktan bir şey olmaz diyip aralarına daldım. Ben girer girmez hepsi durdu. Bu kadar basit olduğunu bilsem önce yapardım bunu.

Yerde yatan Doruk'un yanına koştum hemen.Kaşı ve dudağı patlamıştı yüzünü buruşturunca üzüldüm onun için.
Demir'e sonra hesap sormayı aklıma yazıp Ece 'nin yardımı ile Doruk'u kaldırıp revire götürdük.
Yüzündeki kanı temizleyip kaşına küçük bir bant yapıştırdım.

Şu ana kadar tek kelime etmemiştik. Ve sessizliği bozan ben oldum."Neden Demir'e bu kadar sinirlendin?"
"Seninle uğraşması sinirimi bozuyor"dedi. Beni koruması hoşuma gitsede dört kişiye karşı tek olması...
Bu kadar hasarla kurtulması şanstı.

"Bir daha böyle bir şey yapma Doruk.Sana zarar gelsin istemem"deyince.
Sanki az önce dört kişi tarafından kaşı, gözü patlayan ben değilmişim gibi gülümsedi. Doruk beni 10.sınıfın başından beri seviyor ,bana teklifte bulundu ama ben kibarca reddedip arkadaş olmayı istedim.

Tekrar bir sessizlik olduğunda bu sefer ki sessizliği çalan zil bozdu.
Ece sınıfına giderken bende Doruk'a yardımcı olup kaldırdım. Kolunu omzuma koyup benden destek aldı ve beraber sınıfa gittik.

Sınıfa girince bize gülerek bakan Demir'e göz devirip Doruk ile sıramıza oturduk.
Ders matematikti ve hocası gıcık biri hiç sevmem kendilerini.

Sınıfa girdi ayağa kalkıp selam verip oturduk tabi ayağa kalkan Doruk yine acıdan yüzünü buruşturunca ona döndüm biz konuşurken, Demir "hocam arkadaşlar konuşup beni rahatsız ediyor"diye ilk okul seviyesinde bir şikayette bulununca sinirlerim yine tavan yaptı .
Matematikçi beni yerimden kaldırıp tek boş yer olan Demir'in yanına oturttu.
Allah 'ım ben bunu hakedicek ne günah işledim?

Ders boyu benimle uğraşan Demir 'i görmezden geldim ve sonunda kurtuluşum olan zilin sesiyle hemen yerimden kalktım ama kalkamadım.
Rüzgar saçımı sıraya bağlamış.
Ben saçımı açmaya çalışırken Doruk geldi ve bana yardım etti. Demir buna sinirlenmiş olacak ki sert bakışlarına maruz kaldım. Sonra hızla yerinden kalkıp gitti. Neydi bu şimdi?

Düşüncelerimden sıyrılıp Doruk'a teşekkür ettim .
Doruk ayakta zor duruyordu nasıl tekme attıysa hayvanlar artık.
O yerine geçti bende yanına. Bu teneffüs böyle bitti ve işkence gibi bir derse daha girdik ama bu sefer Demir benimle hiç uğraşmadı buna şaşırsamda sorgulamadım.
Derste bi ara gözüm Demir'e kaydı. Çok güzel pürüzsüz bir yüzü var. Simsiyah saçları ve mavi gözleri onu zaten daha çok yakışıklı yapıyordu.

Demir'in "gözlerin ile yedin beni "deyip gülmesiyle kendime geldim.
Sınıfta bir kaç kişi çantasını topluyor, Doruk başımda dikilmiş beni bekliyor, Demir onu izlemem hoşuna gitmiş gibi bana bakarak sırıtıyordu.
Zil ne ara çalmıştı?

Hemen sıradan kalkıp Doruk ile sınıftan çıktık.

...Maalesef okul bitmişti ve ben eve gitmek istemiyordum. Her zamanki gibi mutsuz mutsuz eve giderken karşıma Demir çıktı.
"Ne bu yüzünün hali? Sevgilinden ayrıldın diye mi böylesin? " Benim sevgilim mi vardı ? "Sevgilin derken?" Diye bir soru yönelttim. "Doruk'tan bahsediyorum. Yarına kadar sabret yarın yine görürsün. "

"Doruk benim sevgilim değil, arkadaşım. " dedim ve yüzünde memnun olmuş bir ifade oluştu.
Ben onu takmazken arkadaşları geldi ve Demir de onlarla gitti.

Evin önüne gelince istemeye istemeye girdim. Evdekiler işteydi. Evde yemek işleriyle ilgilenen Seda ablaya selam verip odama çıkacakken Seda abla"Ahmet Bey okuldan gelince hazırlansın dedi kızım, şoför gelip alacakmış seni" dedi. "Tamam Seda abla " deyip odama çıktım hemen .

Gri kareli mini bir etek üzerine ise yarım gri bir sweat giydim.

(Bestenin giydikleri)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Bestenin giydikleri)

Çantamı da alıp aşağı indim . Seda abla şoförün geldiğini söyleyince hemen çıktım.
Nere gittiğimizi bile bilmiyordum araba durduğunda geldiğimizi anlayıp indim arabadan. Karşımda iki katlı, güzel, şirin bir ev var. Bahçe kapısını açıp girdim içeri annem ve babam gelmiştir zaten.

Kapıyı çaldım ve evde çalıştığını düşündüğüm bir kadın açtı kapıyı. "Hoşgeldiniz" diyerek beni içeri aldı.

Salona geçince annem,babam , bir kadın ve adam , benim yaşlarımda olduğunu düşündüğüm bir çocuk vardı .
Beni görünce hemen ayağa kalktılar.
Kadının ismi Sevgi, adamın ismi Kaan, yaşıt dediğim çocuğun ismi ise Emir'miş.
Tanışma faslı bitince oturduk. Ben sessizce oturup onları dinliyordum.
Bir şey farkettim abim burda yoktu.

Babama yönelip "Abim nerede?" Dedim
"Toplantısı var o yüzden gelemedi"dedi
Bir süre daha konuştuktan sonra hep beraber masaya kalktık.
Yemek yedikten sonra Sevgi Hanım oğlu Emir ile bana Emir'in odasına çıkmamızı söyledi.
Bizde onun odasına çıktık.

Emir'in odası çok güzeldi ve en çok dikkatimi çeken şey kitapları oldu.
Emir kendi kütüphanesini kurmuş buraya. Kendimi kitaplara bakarken buldum. Emir'e dönüp "bunların hepsini okudun mu ?"
"Bir iki tanesi hariç hepsini okudum. Mesela en üstte ki sarı kapaklı olanı henüz okumadım "dedi.

Ben o kitaba uzanırken sweatimin kolu aşağı doğru kaydı ve kahretsin kolumdaki morluklar...
Umarım Emir görmemiştir yoksa babam bu sefer daha çok döver diye içimden korkuyla geçirerek kolumu indirdim arkamı dönüp Emir'e baktığımda çatık kaşlar ve şaşkın gözlerle karşılaştım.

Görmüş! Ya birine derse?

BENİ HİSSETWhere stories live. Discover now