Rose: Bu ne demek oluyor?
Five: Biz buradayız ama onlar bizi göremiyor.
Daha fazla dayanacak gücüm kalmadı,yatağa oturdum ve ağlamaya başladım.
Five: Düzelteceğiz korkma.
Rose: Ya düzeltemezsek!? Sonsuza dek hayalet kalmak istemiyorum!
Five: Yarın tekrar deneriz eminim düzelecektir.
Biz Five ile konuşurken Caleb tekrar geldi.
Caleb: İşte burada.
Yanımıza geldi ve kart oyununu alıp yere oturdu.
Rose: Five-
Five: Dur.
Five pür dikkat Caleb'ı izliyordu. O da bizim yaptığımız gibi yere oturdu ve oyunu kurdu,bir kart çektikten sonra yok oldu.
Five: Sence nereye gitti?
Rose: Bilmiyorum.
Five: Ah her neyse,biraz temiz hava almam gerek.
Elini uzattı ve kalkmama yardım etti,birlikte ağaç evden çıktık ve sokaklarda dolaşmaya başladık.
Five: Eşyalara elleyemiyor muyuz?
Rose: Birbirimize dokunabildiğimize göre eşyalara da dokunabiliriz.
Five: Güzel,kafeye gidelim.
Elimi tuttu ve bir kafeye girdi. Kafede sadece dört kişi vardı.
Five: Kahve alacağım,peki ya sen?
Rose: Ben de kahve alayım.
Five: Tamam.
Garson gittiğinde kahve makinesinin yanına gitti ve iki bardak kahve alıp yanıma geldi.
Five: Gidelim hadi.
Beraber kafeden çıktık ve alışveriş merkezine gittik.
Five: Aslında bu hoşuma gitti.
Rose: Kimsenin bizi görmemesi garip hissettiriyor.
Five: Hadi ama,istediğimiz her şeyi yapabiliriz bu harika bir şey.
Rose: Ne gibi?
Five: Beğendiğimiz şeyleri para ödemeden alabiliriz.
Rose: Bilemiyorum,pek iyi bir fikir gibi değil.
Göz devirdi ve mağazalardan birine girdi.
Five: Şuan burada gördüğün her şeyi alabiliriz.
Rose: Gezmek için geldik Five.
Five: Ah,pekâlâ.
Mağazadan çıktık ve en üst kata gidip terasa yöneldik.
Rose: Manzara çok güzel değil mi?
Five: Evet.
Masalardan birine oturduk ve dışarıyı seyretmeye başladık.
Rose: Five.
Five: Efendim?
Rose: Sence o çocuğa ne olmuştur?
Five: Kendinde değil gibiydi,canavar onu çoktan ele geçirmiştir.
Rose: Çok korkunç,kurtulduğumuz için şanslıyız.
Derin bir iç çekti ve elimi tuttu.
Five: Açıkcası pek kurtulmuş sayılmayız Rose.
Rose: Ne demek istiyorsun?
Five: Şuan burada güvende olmayabiliriz. Yani bizi neyin beklediğini bilmiyoruz. Her neyse ağaç eve dönsek iyi olur.
~1 Saat sonra~
Ağaç evde Caleb'ın gelmesini bekliyorduk,saatler geçti fakat o hâlâ gelmedi.
Five: Bu çocuk saatlerdir ne yapıyor!?
Rose: Hiçbir fikrim yok.
Five: Çok yoruldum,dinlenmek istiyorum.
Rose: Ben de öyle.
Five: Boşver biraz dinlenelim,sonsuza dek onu bekleyemeyiz.
Rose: Peki.
Five yatağa uzandı,ben de yanına yattım.
Rose: İyi geceler.
Five: Uykun mu var?
Rose: Hayır,dinlenmek istediğini söyledin.
Five: Uzanalım demek istemiştim.
Rose: Ah,peki.
Yüzüme gelen saçımı kenara itti. Gülümseyip yanağını okşadım. Nazikçe çenemden tuttu ve dudağımdan öptü,ben de karşılık vermeye başladım. Bir süre sonra benden ayrıldı,tam konuşacaktı ki tekrar öptüm.
Five: Rose.
Rose: Hımm?
Five: Caleb.
Ondan ayrıldım ve arkamı döndüm,Caleb gelmişti ve hiç iyi gözükmüyordu. Kart oyununu kitaplığa bıraktı ve yere oturup ağlamaya başladı.
-------------------
Bölümü oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ♡
Discord sunucusuna katılmak isteyenler bana özelden yazabilir.
YOU ARE READING
Boyutlar arası yolculuk
FanfictionMerhaba benim adım Rose,bir hafta öncesine kadar sıradan bir hayatım vardı. Şimdi ise her şey karma karışık...
18.Bölüm
Start from the beginning