Savrulan küller

2.1K 137 95
                                    

(Çağanın anlatımıyla)
Hatalıydım. Haklı sebeplerimde vardı ama en çok hatalıydım. O gittiğinde ölmedim ama ölmekten farksızdı. Gerçekten ölmek istedim ama ya geri dönerse diye öylece durdum.

Öldü mü yaşıyor mu bilmiyordum. Öldüyse bile bi mezarı olsaydı diyordum. Ölmediyse çıksın gelsin ama gelen de haber alanda yoktu. Kalbimdeki acı zamn geçtikçe katlandı. Ece'yle ilişkim hataydı ama benimde haklı sebeplerim vardı. Ölü gibiydim. Toparlanmak istedim ama evet hataydı.

Çıktı geldi. Biz Bahçedeyken o ağaçların arkasındaydı. Her geçen gün yüzü aklımdan silinir diye ödüm kopuyordu. Onu gördüm, gözleri dolmuştu hemen uzaklaştı. Herkese tuana geldi gördüm Dedim ama inanmadılar. Hayal gördüğümü düşündüler o kadar kötü olduğumu biliyorlardı.

Babası" o artık gelmez." Dedi ama hepimiz sabırla bekledik. Ece bu süreçte yeni tanıştığım farklı bi yüzdü. Tuananın yerine koyabileceğimi sanarak hata yapmışım. Ben böyle olsun istemedim. Bide yetmezmiş gibi denek meselesi var. Bi gün ben yanında yokken bişey olacak diye ödüm kopuyor.

O çınar denen çocuk ona yaklaştıkça sanki bi el boğazıma yapışıyor. Katlanamıyorum. Benle Ece de yan yanayken o da mı böyle hissediyordu? Tiyatroda ki prenses tuanaydı. Şimdi ise Ece, bu ona çok koymuştur Eminim.

Tüm bu olanlardan anladım ki ben tuana olmadan nefes alamıyormuşum. Kanıma karışan bi madde gibi bağımlısı olmuşum. Kurtulamıyorum. Kurtulmakta istemiyorum. Ben hayatımda böyle güzel bağımlılık görmedim. Bağımlılıksa sadece tuanaya bağımlılık, özlemse sadece tuanaya özlem. Başkasını bilmiyorum. O beni Ece'yle görüp sustuysa bende onu Çınar'la gördüğümde susmalıyım. Artık Ece yok ama Çınar ve tuana görüşüyor. Artık dışardan izleyen ben olmalıyım.

    Saatlerdir ağzım yüzüm kan olmuş bi şekilde sokaklarda dolanıyorum. Pansuman bile yapmadım Telefonum bi kere bile çalmadı. Arayan soran yok. Acı ama gerçekler. Hakettin çağan diyorum kendi kendime. Sen hakettin. Nereye gidicem? Eve mi? Kimse yokki. Mete'ye mi gidicem? Gidemem. Diğerlerine mi gidicem? Onlara da gidemem.

    Tepede şehrin Işıkları görünen bi sokak lambasının altı  var oraya geldim. Canımı yakan beni şuan ağlatan çok şey vardı. Ben güldürememiştim, başkası güldürmüş. Ben ağlattım başkası gözyaşını silmiş.

  Ağzım yüzüm kan, yorgun bi şekilde ıssız tepede tek sokak lambasının altında öylece oturmuş ağlıyorum. Hakettim . Yağmur yağmaya başladı ama umursamadım. Büfeden aldığım içkiyi çıkarıp içmeye başladım.
( tuananın anlatımıyla)
Çınar'la ayrıldıktan sonra eve geldim. Öyle salımda oturmuş, çizim defterime bişeyler karalıyordum. Mete'yle yankı işi olduklarını söyleyip dışarı çıkmışlardı ama saat geç olduğu halde gelmediler. Çizim defterimi kenara bırakıp onları beklemeye başladım uykum vardı. Daha fazla dayanamayıp kendimi uykuya bıraktım.

( yankının anlatımıyla)
Ülkü arayıp çağanın ortalarda olmadığını söyleyince merak ettim ama ablama bişey belli etmedik. Allahtan herkesin telefonunda konum bulmak için uygulama vardı. Esat ve yağız Kızlarla kalıcaktı. Bizde Çağanın olduğu konuma gitmeye karar verdik. Ece çok kötü olmuştu.

Esatlara gitmişlerdi. Kızların dediğinde göre çok ağlamış tuana da Ece'nin yanına gitmek istedi ama iyi bi fikir değildi diye bırakmadık. Konuma gelince etrafa bakmaya başladım. İlerde sokak lambasının altında oturan çağanı görünce Mete'ye de gösterdim.

Hızla yanına yürüdük. Arkası dönüktü. Önüne geçince yüzüne baktım.
" olum sen ne yapıyorsun burda? Pansuman bile yaptırmamışsın." Dediğimde umursamadı. Elinde içki şişesi vardı. Mete şişeyi alıp kenara fırlattı.
" gerizekalı yaşın başın kaç senin ?" Dediğinde Çağanın bizi duyduğundan bile emin değildim.

Mavi ay'ın Sadecesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin