09 | Prenses & Kurt

41 2 0
                                    

Tüm bunlara bir son vermeliydi artık Wanda. Uzun zamandır bu kadar hareketli ve bu kadar onu yoran bir gün yaşamamıştı. Aylardır, belki de yıllardır onu en çok yoran şey ağaçlardan meyve toplamak ve yeni ağaçlar dikmek için toprak kazmak olmuştu. Şimdi ise sabahtan beri güçlerini son demine kadar kullanmış, kilometrelerce koşmuş ve yanındaki kızı öldürmesi için tutulmuş bir avcıyla savaşmıştı.

Eğer o günü ölmeden atlatırsa günlerce uyuyarak dinlenmek istiyordu.

Mağarada meditasyon yapmaktaydı ve yaptığı meditasyonu sırasında düşünüyordu: Avcı ile yeniden karşılaşması lazımdı. Biliyordu ki adam kurtulmuştu ve onların izini bulmaya çalışıyordu. O bulmadan önce Wanda gidip adamı bulmalıydı.

Kafasındaki düşünceleri kendisinden önce Rahne'ye anlatmıştı. Dolayısıyla, insan vücuduna geri dönmüş ve kirli kıyafetlerini üzerine giyinmiş Rahne, "Yapabileceğinden emin misin?" diye sorduğunda şaşırmamıştı kadın.

"Hayır, emin değilim ama yapmam gerektiğini biliyorum. Uzun zamandır kendimi, masallardaki bir cadı gibi hissediyordum. İnsanlardan uzakta ve tek başına. Şimdi ise..."

"Bir kahraman gibi mi?" dedi Rahne. "Scarlet Witch."

Wanda güldü. Rahne haklıydı.

Medeniyetten men edilmiş bir cadı gibi hissetmiyordu.

Kızıla çalan bir cadı gibi de hissetmiyordu; kızıl cadı gibi hissediyordu.

Bir zamanlar insanları kurtarıyordu. Hala kurtarabilirdi.

Kurduğu bağdaşı bozdu ve ayağa kalktı. Rahne'nin kurt güdülerini yok edememişti ya da içindeki karanlık enerjinin duvarını aşamamıştı ama geçici de olsa insan formuna dönebilmesini ve mantığının içgüdülerine üstün gelmesini sağlamıştı. Bunu başaran Wanda'nın büyüleri değil, Lana'nın Rahne'ye beslediği sevgi olmuştu. Lana o an Wanda'nın evinde uyuyor olduğu için farkında olmasa da dünyadaki hiçbir aşığın elde edemeyeceği bir şansı elde etmişti.

Sevdiği insana duygularını yetersiz sözcüklerle açıklamak yerine, o ana kadar besleyip büyüttüğü o duyguyu doğrudan aktarabilmişti. Yanlış ya da eksik ifade etme gibi problemlerin hiçbiri olmadan, saf bir şekilde geçmişti Lana'nın duyguları, Rahne'ye.

Ona duyulan bu sevgiye karşı tepkisiz kalamamıştı Rahne ve ormandaki hayatı süresince ilk defa kurt yanının onu rahat bıraktığını hissetmişti. Kalıcı değildi ve en yakın fırsatta kurt ve karanlık geri dönecekti ama önemli değildi. Bir anlığına bile olsa rahatlamış ve eski günlerde nasıl hissettiğini anımsayabilmişti.

Rahne'nin omzuna elini koydu Wanda. "Hadi, gidelim. Konuştuğumuz gibi, evi bulabilirsin değil mi?"

Lana'nın kaldığı ev, hiçbir canlı ya da cihaz tarafından bulunamaması için büyülenmişti ama Lana'nın kendisi büyülenmemişti.

Rahne, evi bulamazdı ama Lana'yı bulabilirdi.

Kafasını salladı kız. Beraber mağaradan dışarı çıktılar ve Wanda, kaos enerjisini gün ışığına çağırıp, avcıyı aradı. Kolaylıkla tespit etti yerini. O kadar kolay olmasına şaşıracaktı ki nedenini anladı. Tıpkı onun gibi avcı da doğanın enerjisine katılmıştı. Her konuda tarafsızlığı koruyan doğa, ikisini birbirinden gizlemiyordu.

Bir bakıma bu iyiydi çünkü yerini kolayca bulmuştu ve takip ederken zorlanmayacaktı, bir bakıma da kötüydü çünkü geçen seferki gibi onu zapt edebilmek için doğadan yardım alamayacaktı. Kendisinden olana zarar vermezdi tabiat, avcı da bir şekilde bağlanmanın yolunu bulmuşsa ve tabiat onu reddetmemişse, Wanda kendi başına halletmek zorundaydı.

Kızıla Çalan || Wanda MaximoffWhere stories live. Discover now