Bölüm 9

2.2K 31 8
                                    

Gözlerimi ilk açtığım zamanı her sabah hatırlamam. Ama bugun yaşadığım her saniyenin kayıtlı olmasını istiyorum. Bir yandan endişe bir yandan mutluluk içimi kemiriyor. 2 hafta önce suratıma dahi bakmayan çocuk bugün beni evine çağırdı.

Kıpır kıpır elimi yüzümü yıkadım ve aşağı indim. Yumurtaydı sanırım. Ne yediğimi bile hatırlamıyorum. Üst kata çıkıp ne giumem gerektiğini elli milyon kez düşündüm. Yeni aldıklarımdan bir tane giymeliyim diye düşündüm. Bordo dar ve uzun üzerinde anlamsız bir metin yazan sweatshirtimi giydim. Boynuma taktığım haç ve ra gözü kolyelerini düzelttim. Vee pantolon giymem gerektiğini düşünüp altıma hardal sarısı dar bir jean giydim. Çantamı da alıp indim aşağı.

Okul kapısında endişeli bekleyen Sevde içimdeki mutluluğun büyük bir kısmını emdi. ''Ne oldu? Neyin var?'' ayaklarını yere vurarak ve üst dişleri ile alt dudağını parçalarcasına ısıran Sevde biran irkilip cevap verdi. ''Aaa..Ben Serhan'a gitmeni istemiyorum.''. Ne ne diyor bu aklını yitirdi sanırım. Uzatmak istemiyorcasına yanından geçerken ''Ne alaka bee?'' dedim sadece. Önden önden hızlıca attığım adımlar onu arkamdan gelmeye zorunlu hale getirmişti. ''İçimde çok kötü bir his var. Yalvarırım gitme.''. Bir bildiği mi var acaba diye düşündüm aslında ama daha sonra kıskançlıktan yaptığını düşündüm.

''Ahh hayırr...Ne olabilir ki? Çocuğun bana yavşıyacak hali yok ya ?!''

''Yaa bilmiyorum. Sadece gitmeni istemiyorum.''

''Söz verdim birkere. Söz kendime dikkat edicem. Ve sana dakika başı haber vericem. OK?''

''Hiç istemiyorum gitmeni. Ben demiştim demek istemiyorum ama sana güveniyorum. Ne zaman gideceksiniz?''

''Okul çıkışı demişti. Konuşmadık tekrar.''

''Kantin de konuş istersen?''

''Çok iyi olur. Gelsene benimle.''

''Peki'' deyip arkamdan attığı adımları duyabiliyordum. Kantine girer girmez gözüm onu aradı. Bulmam çok geç olmadı. Ben onu farkedince oda beni farketmiş olacakki elini kaldırıp beklemem için işaret yaptı. Oturdu krem rengi sandalyenin iki kolundan destek alarak ayağa kalktı. Arkadaşları ile vedalaştığını görünce bende kantin kapısının önüne çıktım. Sevde bir adım gerimde duruyordu. Kapıdan önce saçları sonra kendi çıktı.

''Selam. Ne yapıyoruz bu akşam? Kesin geliyorsun bak. Senin için bizimkileri ektim.''

''Geliyorum...Geliyorum da ne yapıcaz ki? Sıkılırız ?''

''Filim izler yemek yeriz bee ne sıkılması.''

''Peki çıkışta görüşürüz.''

Peki dercesine kafa sallayıp kantine geri döndü. Bizde Sevde ile sınıfa çıktık. Sınıf kapısında bana hala gitmekte emin olup olmadığımı sordu. Tabiki eminim şakamı bu ??

...........................................

Son ders zilinin çalması yerimden zıplamama sebep oldu. Hemen çantamı sırtıma atıp kapıya çıktım. çıktığımda Serhan beni bekliyordu. ''Hadi'' dedi önüme geçip yürüyerek. Sınıftan daha yeni çıkan Sevde'ye görüşürüz diye fısıldayıp Serhan'ı takip ettim. Merdivenleri hızlıca inip kapıya çıktı. Kalabalıkta ki herkes Serhan'a bakıp konuşmaya çalışıyordu. Hiçbirinin suratına bakmadan hala önden önden gidiyordu.

...............................

Trafik nedeni ile servis baya gecikmişti. Okuldan dörtte çıkıyorduk. Eve gittiğimizde saat altıydı. Evleri dışarıdan 3 katlı müstakil arka bahçesinde büyük sayılabilecek bir havuzu olan hoş bir evdi. Zilini çaldığı kapıyı beyaz gömlekli mini etekli orta yaşlı güzel sayılabilecek bir kadın açtı. Kadına bu akşam izinli olduğunu söylerken ben salona inen üç basamaklı merdivenin başındaydım. Çok asil bir biçimde modern dokunuşlarla dekore edilmiş salon insanın gözünü alıyordu. ''Geç keyfine bak. Pizza severmisin ?'' dedi koltuğa otururken ve aynı zamanda telefonu arka cebinden çıkarırken. ''Tabi neden olmasın'' dedim koltuğa yerleşirken.

''Odamı görmek istermisin?'' dedi o cool sesiyle bende tabi neden olmasın diye cevap verdim. Alt kata inen merdiveni işaret ederek buyrun dedi bir Fransız beyefendisi gibi. Eğer amacı beni etkilemekse çoktann başardı. Duvarlarında posterler olan siyah ve gri tonlarının hakim olduğu bir odaydı. Bilgisayar masasında parlayan lav lambası odanın havasını tamamen değiştirmişti. Köşede siyah deri armut koltuklar vardı. Onlardan birini alıp oturdum. Oda bir tane koltuk çekip yanıma oturdu. Ama baya yanıma. Resmen nefesini duyuyordum. Saçma sapan oyun muhabbetleri attı ortaya. Oyunlardan girip kızlardan sexden bahsetmeye başladı. Aslında artık hiçbir kıza değer vermediğini hepsinin gereksiz şeyler olduğunu söyledi. Bana dönerek 'milli misin?'' dedi hiç beklemiyordum. ''Aaa hayır'' dedim sadece. Sana sormama gerek yok sanırım diye ekledim sonuna.

Bilmem gerek varmı dedi. Ama o armut koltuk artık altında yoktu. Yüzlerimiz arasında iki yada üç santim vardı. Yavaşca tekrar etti sonra ''Bilmem gerek varmı?''

Aramızdaki iki santimlik mesafe pizzacının ard arda bastığı zil sesi ile açıldı. Hızlıca üst kata çıkıp pizzaları teslim aldı ve bana seslendi. Yukarı çıktığımda saat geç oldu istersen bu gece burda kal. Ara annenlere haber ver yarın okulada gitmeyiz belki dedi. Olmaz falan derken iyice ısrar etti. Kıramadım. Peki dedim. Annemi arayıp ödevimiz olduğunu ve bu gece anca biteceğini söyleyip izin aldım.

Masaya oturup hızlıca pizzaları ve yanında açtığı iki teneke birayı içtik. Filim seçmem için beni salona gönderdi. Çok geçmeden ardımdan elinde 2 bira daha salona geldi. Arınma gecesi diye bir filim seçtim. İzlemeye başladık. Bir taraftan izliyor bir taraftan Serhan'ı kesiyordum. Anlayamadığım şekilde gözlerim kapanmaya başladı. Uykum bu saatte gelmez. Tanrım gözlerimi açamıyorum. Ahh...

.Sexist.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin