Bir Devir Keon

4 0 0
                                    

Keon'u bir sosyal medya gönderisi ile etkilemiştim. Söylemiştim ya, bir şey vardı o çocukta. Okulun camından dışarıyı çekip yanına "bana beni anlatan mavi denizler kadar, mavi gözlere de ihtiyacım var" diye. Nasıl da biliyordu kendini, hemen mesaj attı ve konuşmaya başladık. Onunla konuşurken sanki zaman duruyordu. Okula heyecanla gidiyordum, yanında olduğum zamanlarda sanki dünya üzerinde o ve benden başka kimse yokmuş gibiydi. Ya o kadar güzel gülüyordu ki sevmemek ziyandı.

Mart ayının ikinci haftası, okul çıkışı beni metroya bıraktı. Tam o sıra Eddy ve yanında bir kaç çocuk geçiyordu. yanımızdan. Keon a gitsem iyi olacak diyip uzaklaşmak isterken bana  bakıp, "neden, Eddy' den mi çekiniyorsun?" dedi. Afalladım, aslında çekinmiyordum sadece bu kadar da arsız olmak istemedim. O an bunları düşünürken, Keon; ben ne olduğunu anlamadan beni öpmeye başladı. O an büyüleyici gelmişti ama şuan düşünüyorum da ilk öpücüğümü inat uğruna heba etmiştim. Eddy çok bozulmamıştır muhtemelen ama yine de böyle olmamalıydı.

Her şey, olması gerektiği gibi gidiyordu. Eddy, Samir ve Sabrina benden nefret ediyor; bense arkadaşlarımla hayatıma devam ediyordum. Bir gün biyoloji hocamız, okulumuzun bir kan bağış kampanyası başlattığını bizlerden de katılımcı olmamızı istedi. Ben böyle şeylere aşırı meraklı olduğum için direkt kayıt oldum. Benimle birlikte Martina ve Keon da kayıt oldu. O gün okul çevresinde ne kadar ev varsa gidip, bulabildiğimiz insanlardan kan bapışlamaları için aracı olacaktık. Buna kendi ailelerimiz de dahildir. Keonun ablası Mabel, annesi Fiona 'yı; bende annem  Selby, babam Tom' u davet ettim. Sadece Mabel ve annem gelebildi.

Mabel geldi, benimle tanıştı. O gün kan vermesi gerekiyordu fakat hamile olabileceğini düşündüğü için riske atmadık. Oturup sohbet ettik, çok tatlı biriydi. Beni gerçekten sevip sevmediğini tam olarak anlamasam da iyi anlaştık gibi hissediyordum. Akşama yakın da benim annem geldi. Tanımaları tam bir fiyaskoydu. Keon tanıdığım en kuralcı insanlardandı, ne yazık ki annem de öyle. Onlar tanışırken arkada çalan müziğin etkisi ile dans etmek istedim. Dans eden arkadaşlarımın yanına gidip dans etmeye başlar başlamaz arkadan bir bsğırtı koptu. Bu Keon olmalıydı.

" HEMEN YERİNE GEÇ BETTY, HERKES SANA BAKIYOR" diye bapırmıştı. Bu, o an verebileceği en berbat tepkiydi ve annemin de hoşuna gitmemişti. Annem, üzerimde baskı kurduğunu fark etmişti ama ben tabi ki fark etmemiştim. İstese canımı falan verirdim. O günü tamamladık ve mayıs ayının tamamını sınavlarımızla geçirdik. Tatil yaklaşıyordu, hayalimde bütün yazı beraber geçirmek vardı fakat istediğim gibi olmadı.

Keon, sevgili arkadaşı Frank ile birlikte şehir dışında tatile, ay pardon çalışmaya gideceklerini söyledi. İstemeye istemeye kabul ettim, etmesem de gidecekti zaten. Haziran geçti, temmuz geçti ve sadece jeki görmek için bir hafta gelebildi. Bu durum haliyle canımı çok sıkmıştı. Ona bunun hakkında konuşmak istediğimi söyledim ve tatlı başlayan konuşma bir kavgaya dönüştü. Kavga ederken birbirimizi dinlemiyor, sadece kendimizi anlatıyorduk. Ne o ne de ben sakin değildik. Sonunda bu konuyu gelinceye kadar kapatma kararı aldık.

REBIRTH - Phoenix Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt