CHRİSTOPHER

98 24 84
                                    

Christopher resimdeki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Christopher resimdeki

Vartos yatağımı kırınca yeni bir tanesini yapmıştım anında. Parker bana bakıp tedirginlikle sordu. "Şimdi ne yapacaksın?"

"Bana görünmezlik ilacı verecek misin artık." Az önce ki yaşananları umursayarak Parker'e elimi uzatmıştım. Kararım kesindi ve bunu herkes de bilecekti. Zümrüt yeşile kaçan gözlerle beni vazgeçirmeye çalışıyordu. Tehlike yolda koşmak gibiydi bu. Gözlerimi belerttim bu sefer. Ellerimi sabırsızlıkla oynatıp beklemeye devam ettim.

Oflayıp pufladı bir süre. Daha sonra elini oynatarak bir şeyler yaptığında elime görünmezlik ilacını bırakmıştı.

Bir gücümden vazgeçtim evet, ama daha güzel bir güce sahip olacaktım belki de...

Parker'e kocaman gülümseyerek iki yanağından öptüm sevinçle. Yüzünü buruşturdu anında sahte bir kızgınlıkla "Yüzümü ıslatmayı ne zaman vazgeçeceksin Adellan? Bir an önce toz ol yoksa verdiğim karardan her an vazgeçebilirim." Diyerek alttan alttan uyarı yapmıştı.

Ondan hemen ayrılarak ağzımı fermuar yaptım. Elimde sımsıkı tuttuğum ilaç belki de bütün hayatımı değiştirecekti...

Biz odada öylecene durmaya devam ederken içeriye Vartos'un oğlu Christopher girmişti. Yine endamı sarsılmamıştı yüzünde duran sert ve soğuk tavrıyla yanıma alayla yaklaştı. Kestane rengindeki saçları bugün dağınıktı. Her zaman düzelten saçlarını bugün hacetse dağınık bırakmıştı.

Göz renkleri olduğu ortama göre değişiyordu. Genelde benim yanıma geldiğinde mavimsiye yakın renk tonu oluyordu. Alayla bakıp alayla dudağını kıvırdıktan sonra göz ucuyla yanımda duran Parker'e baktı.

Gözleriyle çıkmasını emrettiğinde ise Parker çıkmaya tenezzül dair etmedi. Bir kez daha tersleyerek baktığında aralarına girdim hızlıca. "Ne var Christopher? Babanın yarıda kaldığı öfkesini sen mi devralacaksın?" diye sinirle söylendim.

Bana alayla bakmayı bırakmayıp bu sefer de alayla kahkaha atmıştı. "Babam asla yarım yamalak bırakmaz işini de öfkesini de. Yatağını bu sefer ne için kırdırttın prenses Adellan?" diye hafif imalı ve hafif kaşlarını havaya kaldırıp sordu.

Ellerim yumruk haline geldiğinde, Parker bir adım öne çıkıp Christopher'e atak yapacaktı ki engelledim onu. Parker bana sorgulayarak baktığında gözlerimle rahat ol dedim. Belki bir nesneyi veyahut birini yakıp eskiye çevirmeye gücümü kaybetmiş olabilirim ama asla yumruk gücümü kaybetmemiştim. Ona iki üç adım yaklaşarak yumruğumu, sürekli bukalemun gibi değişen gözlerine geçirdim. Çıkan sesle yer oynarken sağ gözünde renk değişimi oluşmuştu.

Yere çakılan Christopher sinirle hızlıca yerden kalkarken dibime girdi. Boyu biraz olduğundan başım yukarıya doğru kalkmıştı. Dikçe ona bakıp sinirle nefesimi soludum. Mavimsiye kaçan hareleri bu sefer renk değiştirerek karardığında göz bebeklerinde alevler çıkmaya başlamıştı. Aynı babası gibi gözlerinden ateş çıkarma özelliğine sahipti.

ADELLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin