Rose: O neden bana öyle baktı?

Diego: O herkese karşı öyle,sana özel değil.

Rose: Gerçekten çok garip.

Luther: Boşver takma kafana.

Onlar kendi aralarında konuşurken etrafta göz gezdirmeye başladım. O an yanıma bir çocuk geldi.

Ben: Merhaba Rose.

Rose: Merhaba.

Ben: Bu gün nasılsın?

Rose: İyiyim sen?

Ben: Ben de iyiyim. Beraber bahçeye çıkalım mı?

Rose: Olur.

Çocuk elimi tuttu ve bahçeye doğru ilerliyor,delirmek üzereyim.

Ben: Çimlere uzanalım mı?

Rose: Tamam.

Beraber çimlere uzandık ve bulutları izlemeye başladık. Aslında bu çok eğlenceli,korkulacak pek bir şey yok. Tadını çıkarsam iyi olur.

Rose: Şurada ki bulut kediye benziyor baksana.

Ben: Evet,bak şu da gemiye benziyor.

Klaus: Hey,ne yapıyorsunuz?

Ben: Görmüyor musun bulutları seyrediyoruz Klaus.

Ah tamam,sonunda birinin adını öğrendim.

Klaus: Evet görebiliyorum Ben,bizi Rose ile yalnız bırakır mısın?

Ben Klaus'a göz devirdi ve gitti,Klaus'da yanıma oturdu,sanırım biraz utanıyor gibi.

Klaus: Biraz gerginim kusura bakma.

Rose: Sorun değil.

Ceketinin cebinden bir papatya çıkardı ve bana uzattı.

Klaus: Senin için kopardım.

Rose:*gülümseyerek* Teşekkür ederim.

Klaus: Rica ederim,onu ilk gördüğüm de aklıma sen geldin.

Neden bilmiyorum ama aşırı utanıyorum,tamam Rose sakin ol.

Klaus: Şey,birlikte donut yemeye gidelim mi?

Five: Hiç bir yere gidemezsiniz,babam seni çağırıyor.

Arkamı döndüğümde bizim yaşlarımız da bir çocuk gördüm. Bana çok garip bakıyor acaba bir tuhaflık olduğunu anladı mı?

Klaus: Birkaç saate dönerim.

Rose: Tamam,görüşürüz.

Klaus: Görüşürüz.

Klaus gitti ve çocuk yanıma oturdu.

Five: Kimsin sen?

Rose: Beni tanımıyor musun?

Five: Hayır,o aptalları kandırabilirsin ama ben kanmam.

Rose: Tanrı aşkına neden bu kadar kabasın?

Five: Seni ilk defa görüyorum fakat evde ki herkes tanıyor,nasıl davranmamı bekliyorsun?

Rose: Pek güvenilir birine benzemiyorsun,üzgünüm.

Five: Öyle mi? O zaman herkesin gözünü açsam iyi olacak. Evimiz de bir yabancı olduğunu bilsinler.

Lanet olsun hayır,böyle bir şey yapmamalı.

Rose: Dur tamam,anlatacağım ama kimseye söylemeyeceksin tamam mı?

Five: Tamam.

Çocuk ayağa kalktı ve elini uzattı.

Rose: Çok kibarsın,az önce beni tehdit etmesen etkilenebilirdim.

Five: Kes sesini.

Bu çocuk sinirimi bozuyor,keşke burada olmasaydı.

Five: Odama gidelim.

Rose: Tamam.

Beraber odasına gittik,garip bir odası var.

Five: Anlat hadi,bütün gün seni bekleyemem.

Rose: Bana inanacak mısın?

Five: Neden inanmayayım?

Rose: Bunu birilerine anlattığım da kimse inanmadı.

Five: Anlatırsan inanacağım.

Rose: Ben yani nasıl olduğunu bilmiyorum-

Biz konuşurken odaya uzun saçlı ve kahkülleri olan bir kız girdi.

Vanya: Merhaba Five,bu kızın burada ne işi var?

Five: Bu seni ilgilendirmez Vanya.

Vanya: On beş dakikadır seni bekliyorum,bahçede buluşacaktık.

Five: Şuan daha önemli bir işim var,belki daha sonra.

Bana sert bir bakış attı ve gitti,aptal kız.

Rose: Lütfen bu kız ile arkadaş olduğunu söyleme.

Five: Konumuza dönelim biz.

Rose: Bak gerçekten hiç bir fikrim yok,buraya nasıl geldim bilmiyorum. Uyuduğum da kendimi başka bir yerde buluyorum.

Five: Benimle dalga mı geçiyorsun?

Rose: Bana inanacığını söylemiştin!

Five: Doğru düzgün anlatmıyorsun ki!

Rose: Tüm bildiğim bu,başka bir şey bilmiyorum.

Five: Umarım benimle dalga geçmiyorsundur eğer böyle bir şey varsa senin için hiç iyi olmaz.

Rose: Hayır,anlattığım her şey doğru.

Beni baştan aşağı süzdü,sanırım anlattıklarım ona saçma geliyor. Tamam dürüst olmak gerekirse birisi bana böyle bir şey anlatsaydı ben de inanmazdım.

-------------------

Hepinize merhaba,yeni kitap biraz geç geldi biliyorum. İşlerim olduğu için anca yayınlayabildim,kusura bakmayın,umarım beğenirsiniz.

Bölümü oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın♡

Discord sunucusuna katılmak isteyenler bana özelden yazabilir.






Boyutlar arası yolculukWhere stories live. Discover now