ZOR GÖREV

149 25 71
                                    

1. BÖLÜM

"Adellan buraya gel prensesim?" bana her prenses dediğinde midem ağzıma geliyordu. O iğrenç ses tonuyla beni yanına çağırırken ayaklarım isteksizce hareket etti. Tam burnunun dibinde dururken kusmamak için kendimi zorladım. Pis pis bakışları yüzümde gezinirken ona bakmamak için direndim.

Eli yüzüme yaklaşırken gözlerimi sımsıkı kapattım. İğrenç kokan nefesi bana daha da yaklaşırken bedenim titredi. Boşta kalan eli ise saçlarımda değince derin bir soluk bıraktım.

"Gözlerini aç Adellan. Sana yeni bir görev vereceğim. Hazır mısın?" dediğinde bir kez daha iğrenç nefesi bana değmişti. Bana dokunan ellerini kırmak istesem de gözlerimi yavaşlıkla açtım. Benden bir iki adım uzaklaşıp eliyle burun kemerini kaşıdı.

Yeni bir görev... Bu sefer ne yapacaktım? Başımı isteksizce salladım.

"Dünyadan bir adamı seçip onu vampir yapacaksın. Yirmi beş ya da bir iki yaş küçükte olabilir. O adam benim yenilmez ve ölümsüz yanım olacak." Dediğinde keyifli bir gülümseme bahşetmişti dudaklarının arasına.

Başımı hızla ona doğru hizalarken şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Bu çok zor bir görevdi. Öncekilerinden daha zor bir görev... Ona baktığımı fark ettiğinde sevinçli tavrını bozmadan gülümsemeye başladı.

"Çok zor mu geldi sana prenses? Oysaki bir tek sana güveniyordum, güvenimi boşa mı çıkacaksın Adellan?" üzülmüş gibi dudaklarını yalandan büzdüğünde daha çok tiksinmeme sebep oldu. Yüzümü buruşturduğumda sert bir tavırla "Çok iğrençsin biliyor musun? Sen kendine bile güvenemezken bana mı güveneceksin? Güldürme beni, daha önce ne yaptıklarını unuttun sanırım? Ayrıca neden dünyadaki bir adamı vampir yapıyorsun? Bizde vampir bile yokken nasıl onu vampire çevireceksin? Bu imkânsız..." diye tısladım. Ondan nefret ediyorum!

Onaylamaz bir edayla bu seferde gür bir şekilde kahkaha atarken birden yüz ifadesi değişti. Ardından da bana kötü bir ifadeyle baktığında "Ben hiçbir zaman önlemi almadığım bir işe kalkışmam! Bunu en iyi sen biliyorsun Adellan! Vampir zehriyle dolu bir mahzenim var. Oradan bir tanesini sana vereceğim ve sende dünyadan seçtiğin bir adamı öldürmeye kalkışıp ardından da bunu içireceksin!" dediğinde şokla yüzüne bakmaya devam ettim.

Bu kalpsiz ne diyordu böyle? Adam öldürmek bu kadar basit miydi onun için? Ben Adellan, hayatımın iki yaşımdan sonrasını buraya hapsedildim. Vartos denilen kötü kalplinin bana işkenceler çektirdiği yerde onu dinliyordum. Daha doğrusu ona itaat etmemek için direniyordum. Bu zamana kadar verdiği görevlerde bir canlıya dair zararı olmadı ama şimdi benden bir adamı öldürüp onu vampire çevirmemi istiyordu.

Sesim titrekçe çıksa da en sonunda sesimi kontrol altına alıp nefret dolu bakışlar attım. "Bunu asla yapmayacağım Vartos! Bana bunu yaptıramayacaksın! Sana itaat etmek zorunda değilim!"

Vartos'un yüzü bozarıp, kızarınca gözlerinden ateş çıkarmıştı. Bildiğiniz ateş... Ateş her yere sıçrasa da tek benim olduğum alana sıçramamıştı. Her yer alevlenince bana öfkelice baktı. "Bana itaat edeceksin Adellan! Sen benim en güçlü silahımsın! Sen o görevi yapacaksın yoksa seni yeniden korktuğun boşlukta nefessiz bırakırım!" diye tehditçe konuştu. Gözlerindeki alev sönmek yerine daha da körüklenince beni en savunmasız yerimden vurmuştu.

Ondan tiksinsem de yanına yaklaştım kendimden emin adımlarla. Gözlerine dikçe bakıp her lafın üzerine bastırarak gürledim.

"Vartos, ben senden korkmuyorum! Sana tahammül dahi edemiyorum. Beni boşlukta nefessiz mi bırakacaksın, bırak! Yine de sana itaat etmeyeceğim!"

Vartos bu güçlü tavırlarımı gördüğünde hayranca bakmaya başladı. Korkunç bir kahkaha atıp "Prensesim, Adellan. Bunlardan korkmadığını senden daha iyi biliyorum. Hiçbir zaman da bana itaat etmedin zaten ama istedim. Seni iki yaşında yanıma aldım. Çöplüğe bırakılmış ekmekten farkın yoktu. Aldım seni gezegenin en güçlüsü yaptım. Prenseslerden daha güzel yaşattım seni. Karşılığında hiçbir şey istemedim ama şimdi o karşılığı istiyorum Adellan. Bu görev benim için paha biçilemez." Dedikleri, geçmişi hatırlatırken vücudum kaşınmaya başlamıştı yine. O günler hafızamdan silinmiyordu.

ADELLANWhere stories live. Discover now