-15-

23.4K 722 564
                                    

Merhabalaaar:D
Öncelikle sevgili bff'm Ceren'e, bir teşekkürle başlamak istiyorum. Kendisi yeni kapağımızı yaptı da. Müthiş olmamış mı? Olmuş bence. Bayıldım ben yahu. Çok çok teşekkür ederim, o güzel marifetli ellerine sağlık sarışınım benim.
Ve ben özellikle sizlere de çok teşekkür etmek istiyorum. Bu kadar kısa sürede hikayenin 50K'yi geçmiş olması, benim için anlatamayacağım kadar büyük bir mutluluk. Hepinizin temiz kalplerini mıncırıp, desteğinizden öperim, ve de keyifli okumalar dilerim efendim. Umarım beğenirsiniiz(kalp kalp kalp)

Bu bölümde bff'ime gelsin. Öptüm seni bebek.

56. 57. 58. 59. Ve saat 23:00.

Saniyeler ne yavaş geçiyor öyle. Yarın cuma olmasına rağmen hala uyumamak için direnmem, akıllıca bir hareket değildi zaten. Ama kendimi mecbur hissediyordum. Erken kalktım bir de annem yüzünden. Deli gibi uykum var yani. Fakat uyumamam lazım. Hastalığım yavaş yavaş iyileşmeye doğru ilerlemiş olduğu için, yarın mecburen okula gidecektim. Ve benim deli gibi uykum vardı, bu yüzden şuan ihtiyacım olan tek şeydi, uyku. Ama hayır, uyumayacaktım.

Telefonumu alıp WhatsApp'a girdim. Aramaya Can Karahan yazdığımda, aklıma bir şeyin gelmesiyle WhatsApp'tan çıkıp rehbere girdim. Tekrar aramaya Can Karahan yazdığımda, ismini değiştirmek için Düzenle tuşuna bastım. Can Karahan ismini yavaş yavaş sildikten sonra, kaydetmek istediğim yeni ismi, yazmaya başladım.

Karah'an.

Oldu bu sanırım. Yani, güzel oldu bence. Benim her anım, Karahan'ın anı olduğu için, uymuştu. Bu sefer tekrar WhatsApp'e girdiğimde, aramaya Can Karahan yerine Karah'an yazdım. Üstüne basarken profil fotoğrafını değiştirdiğini gördüm. Büyütmek için fotoğrafın üstüne bastım ve fazla tatlı bir resimle karşılaştım. Görkem'leydi. İkisi habersiz çekilmiş belli oluyor ama oldukça tatlı duruyordu. Dostlukları kıskanılası. Gerçekten hayran olunası. Resmi screenshoot aldıktan sonra, geri gittim. Ve bu sefer de durumu dikkatimi çekti.

1905.

Başta ne alaka diye düşünsemde, aklıma Galatasaray'lı olduğu geldi. Bu yüzümü buruşturmama neden oldu. Sonuçta Fenerbahçe'liyim.

Son görülmesine bakmak için tekrar geri gittim. Fakat beklemediğim bir şeyle karşılaştım.

Online.

Kiminle konuşuyor ki acaba? Görkem'le konuşuyor olabilir mi? Bir baksam mı o da mı online diye? Ama yok aynı evin içinde neden konuşsunlar ki?

Peki, Melek olabilir mi?

Ay tövbe de Eylül.

Ya dur merak ettim bakacağım.

Korka korka Can'dan çıkıp aramaya Melek yazdım, ve üstüne bastım. İnternet pek iyi çekmediği için son görülme yazısının çıkmasını bir süre bekledim. Daha çok, korka korka bekledim de diyebiliriz. Fakat korkularım asılsız çıktı. Çünkü son görülmesi 22:47'ydi.

Telefonu kenara koyduktan sonra, gözlerimi kapatmamak için direnmeye devam ettim. Uyuyamazdım. Belirli bir süreye kadar uyuyamazdım. Ve sanki inadınaymış gibi gözlerimle beynimin beni uyumam için zorlaması, kendimi uyumamaya zorlamaktan daha ağırdı. Gözlerim uyku dileniyordu, beynim ise dinlenmeyi. Dinlenmek için beni uyumaya zorluyordu. Düşüncelerimden kurtulup, dinlenmek için. Çünkü o gece gelip duruyor aklıma. O günden sonrası zaten hep berbat geçti, her açıdan. O geceden sonrasını özetlemem gerekirse sadece koca bir of çekerim, herkes herşeyi anlar sanırım.

Rezil ettim kendimi ona karşı. Hem kırgındım hem utanıyordum. Ama daha çok kırgındım. Hala, aynı o günkü gibi. Zerre kadar azalmamıştı. Kızgın olmayı diliyordum. Kızgın olsam, en azından ona karşı bir öfke besleyip, şuan bu durumda olduğum için ona kızardım. Ama değildim be, olamıyorum da. Kırgınım ben. Çok fazla kırgınım hatta. Öyle ki, bütün herşeyin suçlusu benmişim gibi geliyordu. Suçlu o olmasına rağmen, sırf kırgınım diye ona değil, kendime kızıyordum. Başka çarem yokmuş gibi kendime kızıyordum. Belki de, kendime kızmak daha kolay geliyordu. Belki de.. Gerçekten ben suçluydum?

Kelebek ÖmrüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin