Kelebek Ömrü

54.6K 1.2K 250
                                    

Aslında çoğu kızdan farksız. Yani tabii insanların kız anlayışına bağlı bir konu aslında.

Mesela şöyle;

Dünyada iki cinsiyet vardır. Bir kız bir erkek. Ama benim gözümde üç cinsiyet var. Kız, erkek ve kelimeyi ağzıma yakıştırmadığım o diğer cins. Ama bir dakika, benim ağzıma yakışmıyor olabilir ama hak ediyolar ve ne demişler; Küfür insanın ağzına yakışmıyor olabilir ama hak edenin üzerinde mükemmel duruyor. Aslında küfür diyemeyiz de neyse. Lafı fazla oyaladım. Ne diyordum? He evet kelime. Şey, ben yinede kelimeyi ağzıma yakıştırmıyorum ama neyse hadi sizin için. Benim gördüğüm o diğer cinsiyet de bizim kendini beğenmiş orospu kızlarımız. Sansürleseydik keşke ya.

Ben mesela o şahsiyetlere hemcinsim diyemeyeceğim. Bana onlar hemcinsin karşısı gibi geliyor yani değişik bi cinsiyete çıkıyor. Ardına koskocaman bir bence koyuyorum.

Ama bi saniye ya. Kızların hemcinslerin karşısı varsa erkeklerin de var. Niye üç cinsiyet diyorum ki? Dört cinsiyet arkadaşlar. Benim gözümde bu dünyada dört cinsiyet var.

Herkesin bildiği gibi kız, erkek ve demin dediğim gibi orospu. Hadi erkeklerin hemcins karşısına da piç diyelim.

Yani şimdi bizim Eylül'ümüzle o orospu kızlar arasında dağlar var o yüzden onlara aynı cinsiyetten diyemeyeceğim.

Mesela Eylül, çoğu kızlardan farksız. Kız dediğin cesur, kendine güvenir olcak ama çoğu kızlarımız bunu beceremiyor. Eylül de o kızlardan biri. Son derece çekingen, fazla utangaç, kibar ama tabii yerine göre, ne sevgilisi olmuş, ne erkek kankası olmuş, ne de erkekle alakası olmuş. Saf ama tertemiz. İçi gibi dışı da.

Ama orospular öyle mi? Hayır tabii ki. Erkek erkek diye yalvaracaklar neredeyse. Erkek oksijen gibi. Artık erkeksiz yaşayamayacak cins onlar. Kendini beğenmişler, egoları boylarından büyük, seviyeleri ayakkabımın altına yapışmış kızlar onlar. Burunları havada orasını burasını gösterme çabasında olan kızlar. Hani aşık olduğunuz biri olur ve o aşık olduğunuz çocuğun yanında takılan kızlar var ya? Heh işte öyle bi kız düşünün böyle sevdiğiniz kişiye sürekli yavşamakta falan, düşündünüz mü? İşte öyle kızlar onlar da. Öldürmek isteyeceğin bir tip kız. İşte diyorum ya nasıl erkekler kızlar için yada kızlar erkekler için karşı cins oluyorsa o orospular, kızların hemcins karşısı.

Aynı şekilde erkekler de. Yani piçler. Onlar da kız peşinde. Göt ve meme peşinde. Yeni nesil işte cool olcak ya, alırlar bi eline sigarayı diğer eline votkayı içerler sonra cool oldum diye düşünürler. Çok coolsun gerçekten bayılıyorum sana. Gerizekalı. Ay nasıl sinir oluyorum ama.

En çokta neye sinir oluyorum biliyor musunuz? Bizim bu Eylül aynen öyle birine aşık. Ve bu çocuğun etrafında sadece öyle orospu kızları var. Yani değişebileceğine inanıyor ama bana göre imkansıza inanıyor.

Bizim bu kız daha sekiz ay önce buraya taşındı. Almanyanın diğer ucundan Almanyanın diğer ucuna. Onun geldiği küçük bir yer, daha doğrusu küçük bir yermiş, ben şahsen hiç görmedim ama anlattığı kadarıyla köy gibi. Yani o kadar küçükmüş ki otobüse binmeye değmezmiş. Her yere yürüyerek gidilebiliyormuş. Diyor yani. Bu yüzden yalnız başına otobüse binmeye korkardı mesela. Anlam veremiyorum ama empati kurunca hak veriyorum. Bensiz bi yere gitmezdi başta. E tabi daha alışmaya çalışıyordu. Ha bide burası büyük, haliyle Münih yani küçük yer değil burası. Almanyanın en büyük şehirlerinden biri. Ben alıştırmaya çalıştım, elimden geldiğince onu şehirle tanıştırdım.

Bizim okulun yakınında bir kafe var, genelde okuldakilerin hepsi orda buluşur. Ders çalışmak için veya okuldan sonra dinlenmek için falan işte. Üç ay önce mi ne, bizde gittik oraya. Ne olduysa orada oldu.

Eylül, kafenin sahibinin oğluna ilk bakışta vuruldu. İlk bakışta aşk gibi oldu bu şimdi. Aslında tam öyle değildi. Olur ya böyle arkasından yakışıklı çocuk diye düşünürsün, bu da öyle başladı aslında.

Gördü onu. E o da piç tarzı erkek, haliyle güzel gülüşüyle geziniyor etrafta. Yeşil, sert gözleri zaten dikkati üzerine çekiyor. Tarzı desen yerinde, tipi desen yerinde, gülüşü de öyle ve gözleride çekici olunca bizim kızın dikkatini çekti bu.

Kafenin sahibi olduğu için genelde orada takılır. Arada garsonluk yapar, arada kasada olur, arada da müşteriymiş gibi masalardan birine oturur arkadaşlarıyla takılır. Tabii her gününü kafede geçirmiyor. Bunu nereden mi biliyorum? Yanlış anlamayın enişte de kesinlikle gözüm yok. Zaten erkekleri saçma bulan biriyim enişteye asılacak değilim herhalde. Eylül hanım bu çocuğu gördükten sonra sürekli kafeye gitmek istedi. E oraya da forever alone haliyle gidemeyeceği için bende onunla gidiyordum. O sırada öğrendim herşeyi. Zaten görmesem bile, Eylül başımı şişiriyor onunla ilgili. Hakkında öğrendiği her bir detayı bana öğrendiği şekilde aktarıyor. Yani detayın da detayına giriyor.

En başlarda böyle değildi dediğim gibi. Bi kaç kere kafeye gide gide hoşlanmaya başladı, araştırmaya başladı, bende bildiklerimi anlattım. Üç aydır söyleniyor yani. Üç aydır Can Can Can diye başımı şişiriyor. Ha adı Can. Can Karahan.

Eylül gerçekten saf biri. Onun piç olduğunu tüm şehir biliyor. Enişte, buralarda biraz popülerdir de. Tabi tipi mipi yerinde olunca tüm kızlar peşinde koşuyor böylelikle de popüler oluyor. Neyse işte herkes biliyor piç olduğunu ama Eylül değişebileceğine inanmış kendini kaptırmış gidiyor.

En çok hayret ettiğim şeyde ne biliyor musunuz? Eylül daha önce hiç aşık olmamış, hatta çoğu erkeklerden haz etmeyen biri. Ve böyle birinin, öyle birine aşık olması sanırım kimin olsa sinirini bozardı. Neyse ben dediğim gibi, kendimi erkeklerden uzak tutmaya çalışıyorum.

Ben kim miyim? Ben Ceren.

Anlayabildiğiniz şekilde, Eylül'ün en iyi arkadaşıyım. Hikayeye nereden daldım bilmiyorum.

Neyse, ben artık mikrofonu Eylül'e vereyim. Öptüm sizi gençler. Bundan sonrası Eylül'de.

Kelebek ÖmrüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin