3. Bölüm - Farklı

Start from the beginning
                                    

- Başlayabilirsiniz.

Bunu söyledikten sonra herkes yemek yemeğe başlamıştı. Bunu beklemiyordum. Onlara tuhaf tuhaf bakarken Kerem bey benim bakışlarımı görmüş olacak ki gülerek konuştu.

- Biz masada herkes yerine oturmadan yemeğe başlamayız. Herkes gelince de birinin canını sıkan bir şey var mı diye kontrol ederim ben genelde. O yüzden.

Başımla onayladım. Biraz çekinmiştim açıkçası. Tanımadığım kişilerin yanında, yabancı bir yerde rahat yemek yemek biraz zordu. Yemek önümde olsa sıkıntı olmazdı ama tabağamı kendim hazırlamam biraz zordu. Neyse, tabağıma bir şeyler koyarak yemeğe başlamadan önce Kerem beye döndüm.

- Kerem bey  benim bugün dersim var. Saat 15.00 gibi dersim bitecek ondan sonra da yayın evine gideceğim. İşim biraz uzun sürebilir.

Kerem bey tam cevap verecektiki başka birinin araya girmesiyle bakışlarımız ona döndü. Melisa konuşmuştu.

- Neden yayın evine gideceksin?

Birkaç kişinin daha bakışları bana dönerken konuşmaya başladım.

- Yayın evinin sahibiyle konuşmam gereken şeyler var.

- Ne gibi?

- Çevirdiğim kitapla ilgili. Sayfa sayısı cümlelerin uzunluğu nedeniyle değişecek ve bazı kelimelerin çevirisinde sorun var. Kelimelerin açılımı daha uzun oluyor ve sayfalar karışıyor. Yazı boyutuyla ilgili söylemem gereken şeyler var. Bu yüzden gideceğim. Neden sordun?

Kaşları havalandı. Şaşırmış gözüküyordu.

- Sen kitap mı çeviriyorsun?

Başımla onayladım. Doğrusu bu kadar şaşıracağını düşünmemiştim.

- Evet, geçimimi sağlamak için kitap çevirisi yapıyordum. Okuduğum bölümle de bağdaştığı için yapıyorum.

İlgisi tamamiyle bana döndü ve sorularını sıralamaya devam etti.

- Hangi bölümü okuyordun ki?

- Ben çevirmenlik okuyorum. Yani dil  eğitimi alıyorum.

- Öyle mi? Kaç dil biliyorsun peki?

- 6 . Yedinci dili öğrenmeye devam ediyorum.

- Oha!

Bakışlar benden Melisaya çevrilince eliyle ağzını kapattı ve konuştu.

-Ay özür dilerim. Öyle anında söyleyince biraz şaşırdım.

Güldüm. Melisayla anlaşabilirdik bence. İlgi alanlarımız uyuyordu sanırım.

- O kadar dili nasıl öğrendin? Zor değil mi?

Dişlerimi göstererek güldüm bu sefer.

- Böyle şeylere ilgin var mı?

- Yani. Öğrenmeye çalışıyorum diyelim ama geçen sene sınava çalışmaktan çok öğrenemedim. Bu sene Almanca ve İspanyolca dersi vermeye de başladılar ama bize daha düzgün İzgilince bile öğretemediler.

Kaşlarım havalanırken ağzıma bir tane peynir attım. Tadı güzelmiş.

- İstersen yardımcı olabilirim. Soracağın soru olursa bana sorabilirsin.

- Bu arada sormayı unuttum. Hangi dilleri biliyorsun ya da öğrenmek istiyorsun?

- Bildiklerim şunlar. Türkçeyi saymayacağım. İngilizce, Almanca, İspanyolca, Çince, Rusça, Fransızca. Öğrenmeye devam ettiğim şuanlık Fince var. Onu çevirmeyi biliyorum ama yazamıyorum.

YENİ HAYAT Where stories live. Discover now