43.BÖLÜM

19.5K 716 723
                                    

Selam! Duygusal (aile) sahnelerini pek yazamadığım için geçen bölümde olaylar fazla çabuk gelişmişti.

Ki, yavaş gelişen olaylı kitapları sevmediğim için kendi yazımlarımda da olayların çabuk gelişmesini istedim.

Birçoğunuzun tuhafına gitmiş olabilir ama ağır işleyen kitaplar tarzım değildir.

Umarım bu yüzden sıkılmıyorsunuzdur <3

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Medya gifi: Serhat (Toni mahfud)

Elimdeki dna raporunu defalarca okudum heyecanla. Bu doğruydu! Örnekle uyuşuyordu. Hissetmiştim onun benim annem olduğunu. Tıp da bunu kanıtlıyordu.

Elindeki çaydan bir yudum alarak sehpaya bırakan Emine hanıma baktım. Gülümseyerek, "Hayatımda hiç böyle bir şeye denk gelmemiştim. Ama Erva kızımın ailesini bulmasına da sevindim," dedi.

Arjin lafa atlayarak, "Sherlock Holmes bile böyle maceraya atlamamıştır."

Annem kolumu sıvazlayarak, "Çok bekledik ama, sonunda bulduk onu," dediğinde gülümsedim.

Tüm eşyalarımı toparlayıp kendi evime yerleşmiştim. Tüm eşyalarım derken, yalnızca okul için lazım olan araç ve gereçlerimi almıştım.

Yağız'ın bana aldığı hiçbir şeyi kendi evime getirmemiştim. Zaten döndüğü zaman bana aldığı telefonu bile ona vermeyi düşünüyordum.

Annemle geçireceğim ilk akşam olacaktı bu! Öylesine heyecanlıydım ki, anne yemeklerini tadacaktım. Aile kavramını yaşayacaktım bu evde.

Hatta belki de, eve geç gelince annem ve ağabeyim beni azarlayacaktı. Bu bile bana şu an güzel geliyordu.

Arjin memnuncasına, "Ben zaten anlamıştım Erva'nın sizin kızınız olduğunu ama birileri buna inanmamakta diretiyordu," deyip ağabeyime baktı.

Ağabeyim kaşlarını çatarak, "Birileri övünmeyi çok seviyor sanki," dedi gözlerini kısarak.

Arjin omuz silkerek, "O birileri haklı çıkarsa, tabii övünür. Haklı çıktığında övünmek gayet doğal bir şey."

Serhat, tenis topu takipler gibi ikisinin arasında gidip geliyordu bakışları. Emira'da aynı şekildeydi.

Ağabeyim susma hakkını kullanarak yerinde iyice yayıldı. Fakat gözleri Arjin'in üzerinden ayrılmıyordu.

Yanımda oturan Serhat kulağıma eğildi. "Şu ağabeyinin niyeti ciddi galiba, eğer öyleyse gelip istesin. Yoksa başka taliplere bakacağız," dedi alayla.

Ona dönüp fısıltıyla, "Sakın kızı vermeyin, oğlumuz askerliğini yapsın. Ondan sonra bir hâl çare buluruz," dedim onu taklit edip alay edercesine.

Sohbetimiz ilerlerken hepsi müsaade isteyip kalkmak için ayaklandı. Arjin bana sarılarak, "Özleyeceğim seni," dedi hüzünle.

Ağabeyim araya girerek, "Maldivlere gitmiyor. Alt tarafı karşı evde olacak."

Arjin omuz silkerek, "Sen ne anlarsın sevgiden? İnsan çok sevince uzakta olmasa bile özlüyor. Duygusuz herif."

Emira'da bize sarıldı. "Arada yatıya gel."

"Tamam," deyip ikisine de sımsıkı sarıldım. Herkesi yolcu ettikten sonra kapıyı kapattım. Anneme ve ağabeyime ışıldayan gözlerle baktım.

Annem elimden çekiştirdi. "Gel buraya güzel kızım."

Ağabeyim, karşımızdaki koltuğa gülümseyerek otururken, içimdeki heyecanı bastıramıyordum.

İÇİMDEKİ TUTSAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin