Chan hyung şaşkınca bana bakarken geri çekilip "Sen deldirmişsin." dedi sadece. Jeongin ise "Onca yıl bekledin şimdi mi bekleyemiyorsun?" deyip sinsice gülümsedi. Resmen eğleniyordu benimle.

"O zaman arkadaşımdın, şimdi sevgilimsin." dedim. "Aradaki farkı bir tek ben görüyorum galiba."

Jeongin cevap vermeyince gözlerimi devirip telefonumu elime aldım. Neredeyse akşam olmuştu ve Minho hala gelmemişti. Ne yaptığını, ne konuştuklarını çok merak ediyordum. Birkaç kere mesaj atmama rağmen cevap vermemişti.

"Minho nerede kaldı?"

Chan hyunga cevap vermeyip sadece omuz silktim. İkisiyle de konuşmuyordum şu an. Minho'm olsadı böyle yapmazdı.

"Arayayım mı hyung?"

"Ara istersen bi'." Jeongin başını sallayıp Minho'yu aradı fakat cevap alamamıştı.

"Geç gelecek galiba."

Chan hyung bunu dedikten sonra duyduğumuz kapının açılma sesiyle üçümüzde ayağa kalkmıştık. Minho yavaş adımlarla yanımıza gelmiş ve üçümüze bir bakış atıp kendini koltuğa atmıştı.

"Yoruldum."

Telefonunu cebinden çıkarıp sehpanın üzerine koydu. Biz ise hala ayakta durmuş onu izliyorduk.

"Ne dikiliyorsunuz öyle, otursanıza."

"İyi misin sen?"

"İyiyim tabii, niye olmayayım?" Gülümseyip Chan hyunga baktı. "Değil mi hyung?"

Chan hyung yerinde rahatsızca kıpırdanırken "Ne oluyor lan yine? Ben niye bir şey bilmiyorum?" diye sinirle söylendim. Yine bir şeyler gizleniyordu ve tabii ki Hyunjin'in bundan haberi yoktu.

Minho, "Başım ağrıyor benim. Siz Chan hyunga sorun o daha iyi biliyor, daha güzel anlatır." deyip ayağa kalktı. Tam odadan çıkacakken geri dönmüş "Merak ettiğinizi bildiğim için söylüyorum, Jisung'la aramızda olanlar bitti." demişti.

"Of Minho." Chan hyung eliyle yüzünü sıvazlarken iyice gerilmiştim. Jeongin'le göz göze geldiğimizde ise onunda benimle aynı durumda olduğunu gördüm.

Birkaç dakika öyle sessizce geçerken en sonunda dayanamayıp "Chan hyung anlatacak mısın artık?" diye sordum. Bir şey demeden başını salladı sadece. Bir anda ortam gerilmiş ve garip bir hava hakim olmuştu.

-

Kapıya yaslanıp "Eve bırakayım mı seni?" diye sordum. Kalbimin sahibi evine gidiyordu ama dürüst olmak gerekirse gitmesini hiç istemiyordum. Fakat bu gece Minho'nun tek kalması daha iyi olacaktı.

"Giderim ben gerek yok." Yerden kalkıp yanağımdan öptü ve geri çekildi. "Hyungu yalnız bırakmamaya çalış. Yarın gelirim ben yine."

Başımı sallayıp gülümsedim. Bu akşam hepimizin morali bozulmuştu. Jeongin evden çıkınca ona öpücük atıp kapıyı kapadım.

Oturma odasına geri dönerken Chan hyungun anlattıklarını düşünüyordum. Her şeyi beklerdim belki ama Minho'nun trende seviştiği adamla Chan hyungun birbirini tanımasını beklemezdim. Ki onların ilişkisi birbirlerini tanımaktan da ilerisiydi.

Bu olayların Minho'yu da çok yıprattığından emindim. Şu ana kadar kimseden adam akıllı hoşlanmayan Minho, şimdi odasında onun için ağlıyordu belki de. Tamam ağlamak biraz fazla olabilirdi fakat onun için üzgündü sonuçta ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Oflayarak ayağa kalktım ve odama gittim. En iyisi bugünün bitmesini bekleyip yarın sakince konuşmaktı.

-

cok sevdigim birisi keske daha fazla hyunin olsa dedigi icin bir bolumcuk hyunin yazdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

cok sevdigim birisi keske daha fazla hyunin olsa dedigi icin bir bolumcuk hyunin yazdim

ficin basinda aklimda minsung ve hyunin disinda da shipler vardi fakat sanirim olmayacak cunku uzatmayacagim

son olarak sunu soyleyeyim fic 2K olmus.. cok tesekkur ederim sizi seviyorum<3

together | minsungWhere stories live. Discover now