Kendimi gülmeye zorlayıp "İyiyim iyiyim. Bir an şey oldu işte."

"Ney oldu?"

Tamam hayalimdeki konuşma bu kadar saçma değildi.

"Bir şey olmadı Jisung."

"Tamam."

"Tamam."

İkimizde bir süre konuşmayınca Jisung, "Minho, beni arayan sensin ama konuşmayan da sensin. Ne diyeceksen söyle hemen." demişti. Haklıydı. Bu aptallığım için kendime daha sonra kızacaktım.

"Yarın," dedim. "Müsaitsen buluşabilir miyiz?"

"Tamam."

"Tamam."

Aramayı aceleyle kapatıp telefonu yatağın üstüne resmen fırlatırcasına attım. Ne olmuştu az önce? Ben Lee Minho, nasıl birisine dönüşmüştüm 1 ay içerisinde? O eski sert, soğuk çocuk gitmiş yerine bambaşka birisi gelmişti sanki.

"Şimdi de sen duvara bakıyorsun boş boş." Kafamı kapıya doğru çevirip Hyunjin'e baktım.

"Duydun mu konuşmaları?"

Başını iki yana hayır dercesine salladı. "Ağladığım için konuşmanın sonlarına doğru yetişebildim. Duyduğum tek şey de 'tamam' oldu."

Yanıma gelip yatağıma yattığında vücudumu ona doğru çevirdim. "Şimdi," dedim. "Sana bir şey soracağım ama ciddi bir şekilde cevap vereceksin." Tek kaşımı kaldırarak düz bir ifadeyle sormuştum bunu.

Hyunjin yatakta oturur pozisyona gelip yastıklardan birini önüne siper ettiğinde gülmemeye çalıştım. Şu an ciddi olmalıydım.

"Korkuyorum ama," Yastığın kenarından kafasını çıkarıp konuşmaya devam etti. "Tamam sor bekliyorum."

"Ben değiştim mi?"

Başta anlamazca gözlerini kırpıştırıp yüzüme boş boş baksa da, "Aşk konusunda evet," deyip gülümsedi. "Ama kişiliğin hala aynı amına koyayım. Delinin tekisin."

"Bizi seven böyle sevsin kardeşim." dedim.

"Hoşuna gidiyor değil mi insanların seni soğuk ve agresif birisi olarak sanması?"

"Evet, gidiyor. Herkesle samimi olmamın bir anlamı yok değil mi?" Omzumu silkip devam ettim. "Sadece sizinle olsam yeter başkasına gerek duymuyorum."

Yastığı kenara bırakıp yüzüne garip bir gülümseme yerleştirdi. "O 'siz' kelimesinin içine Han Jisung bey de dahil mi?"

"Belki."

Ayağa kalktığımda o da kalkmıştı. "Bu arada yarın onunla buluşacağım."

Gözleri kocaman açılırken koşarak yanıma gelmiş ve arkamdan sarılmıştı. Kafamı yana çekip "Ya bir git." deyip kollarını indirmeye çalıştım.

"Yarın ben Jeongin'le olacağım." dedi geri çekilip. "Ama akşam için Chan hyung ve Jeongin'e eve getireceğim. İnşallah yarın sevgilisi olan birisi olarak dönersin şu eve."

Gözlerimi devirip "Umutlanma boşuna." dedim. "Çık şimdi odamdan hadi, duş alıcam. Sende o sırada yemek sipariş et ya da yap sen bilirsin. Ben yorgunum şu an hiçbir şey yapamam."

"Sipariş edicem tabii ki, bir an için bile olsa yapacağımı düşündün mü sahiden?"

"Yaptım öyle bir hata."

Hyunjin odadan çıkarken bende banyoya doğru ilerlemiştim. Yarın için ne kadar heyecanlı olsam da belli etmemeliydim. Özellikle ona karşı etmemeliydim. Ciddi bir şekilde gidip konuşacak ve bu işi bitirecektim. Bitirecektim evet.

-

Dunku kingdom performansi efsaneydi... hala etkisinden cikamadim maalesef ve bi de chris reynolds olayi var....

UMARIM ST KASIYOSUNUZDUR YARIN SON GÜN

UMARIM ST KASIYOSUNUZDUR YARIN SON GÜN

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
together | minsungWhere stories live. Discover now