"Tamam. Teşekkür ederim."dedim ne kadar utanıp sıkılsam da. Ondan para almak istemiyordum daha fazla. Benim biran önce para kazanmam lazımdı.

Tekrar eğilip bu sefer dudağıma yakın olan kısma doğru, yanağıma bir öpücük bıraktı. Gözlerimi kapatarak uzun öpücüğünün tadını çıkardım. Benden uzaklaşınca gözlerimi zorlukla aralayıp ona baktım.
"Hadi allaha emanet...Doğrudan yatağa!"

Onun son uyarısıyla gülümseyip başımı salladım. Zaten o demese de yatıp uyumaktan başka bir iş yapacak halim mecalim yoktu.
O bana baka baka kapıyı çekip çıktıktan sonra sırtımı kapıya yaslayıp ergenler gibi içimi çekip gülümsedim. Ardından tüm ışıkları kapatıp dalgın dalgın odamıza yürüdüm.

Aralık kapıyı ittirip içeri girince odayı bıraktığım gibi düzenli bir halde buldum. Alparslan allahtan dağınık birine benzemiyordu.

Ayağımda çorapları çıkarıp kenara bıraktım, yatağın içine girdim usulca. Yumuşatıcı kokan, temiz nevresimler uykumu iki kat arttırdı biranda. Ne yalan söyleyeyim Alparslan uyumadan işe gitti diye üzülsem de bir yandan da bu birlikte bir yatağı paylaşma işini ötelediğim için bir o kadar da mutluydum.

Bir yastığa kafamı koyup diğer yastığa sıkıca sarılırken huzurla gözlerimi kapadım. Her şeye rağmen kendimi daha dinç, huzurlu hissediyordum sanki.
Aklımda binbir düşünceyle ne zaman uykuya daldım bilincimi kaybettim bilmiyordum bile. Ama uykumun arasında bana seslenen bir ses duyunca ağır ağır gözlerimi araladım.
Hızlıca uzanıp yatağın hemen kenarında olan gece lambasını yaktım.

Timur bir elinde yastığı, kocaman olmuş korkmuş gözleriyle bana bakıyordu.

Onun o halini görünce hızla yattığım yerden doğruldum.
"Timur? Ne oldu canım?"

Gözünde kuruyan yaşları hızla pijamasının koluna sildi.
"Rüya gördüm, korktum."

İçim sızladı o görüntüsüne karşın.
Gülümseyerek yorganın bir kenarını açıp onu yatağa davet ettim. Kısa bir an tereddütte kalsa da korkusu daha ağır basmış olacak ki yanıma yatağa tırmanıverdi.
O yatağa girince üstünü iyice örtüp biraz ona doğru yanaştım. Herhangi bir tepki göstermeyince ufacık belinden kavrayıp sıkıca sarıldım ona.
Timur da sanırım benden bu yakınlığı bekliyor olmalıydı ki başını göğsümün üstüne bıraktı. Gülümseyip kahve saçlarının arasında elimi gezdirdim usulca. Bunu yapınca elini belime atıp sıkıca sarıldı bana.

Nedenini bilmediğim şekilde gözlerim doldu. Timur çok içli kederli bir çocuktu. Ona baktıkça göğsüme sokasım geliyordu.

Nefesleri düzenli bir hale girip uyuyakalınca ben de göğsümde onun başı, ellerim saçlarında huzurla gözlerimi uykuya kapadım tekrar. O gece bir kere daha anlamıştım birlikte güzel bir aile olabileceğimizi.

***

Kendimi uyku ile uyanıklık arasında bir yerde hissediyordum ama bir türlü gözlerimi aralayamıyordum. Kemiklerim o kadar dinlenmiş, kendimi o kadar huzurlu hissediyordum ki uykudan hiç uyanasım gelmedi. Ama göz kapaklarımla girdiğim o çetin mücadeleyi kazandım sonunda.

Gözlerimi aralar aralamaz yanımda boylu boyunca uzanmış bana bakan Alparslan'ı gördüm. Onun sıcak elalarına karşı uyanmak ayrı bir keyifliydi. Kalkmak isteyince göğsümdeki ağırlığa kaydı gözlerim. Timur aynı gece bıraktığım gibi yatıyordu göğsümde.

Alparslan yanımdaki yastığa başını koydu. "Nasıl bu hale geldiniz siz?" dedi ikimizi kastederek. Sesinden ikimizin iyi anlaşmasından duyduğu memnuniyeti hissedebiliyordum. Yanımızda Timur olsa da aynı yatakta başımızı yastığa koymamız terletti beni sanki.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 07, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SevinceWhere stories live. Discover now