10.BÖLÜM

13K 652 50
                                    

*ÇARESİZ*

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*ÇARESİZ*

YAZARDAN

Ne kadar uzun döksende içini anlatamadığın bir şeyler hep vardır. Sende kalmasını istediğin şeyler. Anlatınca insanlar zayıf yönlerini bunları sende kullanacaklarmış gibi ya da sildiğin şeyleri tekrar hatırlayıp anlatırsan, canının eskisi gibi yanmasından korkarsın.

Bu yüzden insanın kendisine bile anlatamadığı şeyler varmış.

Bazen insan kendinden bile çekinir bu konuda. Sırf belki güvenmediğimiz için tutuyoruz onları içimizde. Aslında anlatmak istiyoruz. Öyle dolmuşuzki anlatsak o doluluk hafifleyecek gibi olsada güvenip anlatsan karşındakinin gerçekten seni dinlediğine inanmak zor oluyor. O yüzden insan hep anlatmasa bile karşı tarafın anladığını düşündüyse eğer, o kişiye döker içini.

Mutlu olursun, çünkü içindekiler hafiflemiştir, bunu çok içtenlikle hissedersin. Öyle herkese anlatmayada gerek yoktur zaten, bizi bir kişi anlasada yeter. Bu yakınında olabilir bir yabancıda.

Bazen otobüste yada bir bankta yanında oturmuş bir yabancıyada anlatmak istersin. Biraz düşünürsün, yinede ağzından tek kelime çıkmaz. Çünkü ne zaman birilerine derdini anlatsan, bazılarının verdiği cevap iki kelimeden ibaret. O insanıda öyle düşünürsün.

Kim bir yabancıyı önemser ki?!

Bazen ne kadar uğraşsanda kimseye anlatamazsın. Çok zorlarsın bu konuda kendini. İnsanlar anlar bunu, anlatmanı ister sen kendi içinde bekledikçe acı çekeceğini bilsen bile anlatmazsın. Onlarda seni anlamaz zaten. Aslında olay anlatmak değil anlatamamaktır.

En sonunda dönüp geldiğimiz yerin satırlar oluşu aslında bizi aslında sadece bizim anlayacağımız anlamına geliyor.

Sabahın erken saatinde kalkan abiler kız kardeşini gideceği göreve uğurladılar. Hepsi ne kadar endişeli olsalarda bir o kadarda gururluydular. Bekleyin beni demişti abilerine umay.

Bekleyin beni...

Söz vermişlerdi abileri umay'a bekleyeceklerdi kız kardeşini. Gitmeden önce hepsine tek tek sarılmıştı. Abilerin içinde bir sıkıntı vardı. Hiç biri bırakmak istemesede giden kız kardeşinin arkasından bakmışlardı.
Hepsi heyecanla umayın geri dönmesini bekliyordu.

Onları affetmesini...

Barın her geçen gün ablasına daha çok bağlandığını hissediyordu. Ablası gibi olmak istiyordu oda.

Cesur ve korkusuz...

O sırada görev için geldikleri yerde herkes yerlerine geçti. Tek istedikleri şeyse o masum çocukları ordan çıkarmaktı.
Umay bu mesleğe başladı başlayalı bir çok şeye şahit olmuştu. Ama konu ne zaman çocuklar olsa dahada hassas olurdu.

*GERÇEK AİLEM*Where stories live. Discover now