1.Kısım 5.Bölüm

123 32 41
                                    

Müthiş performans dan sonra dayanamadım yorum yapmayı unutmayıııın

-Birkaç hafta sonra-

Jisung nefes nefese arkasındaki duvara yaslandı. Gözükmemek için biraz daha sağ kaydı ve yere çöktü. Son birkaç hafta içinde aynı yerde saklanmaya alışmıştı. Bir süre rahatsız bir pozisyonda peşinden gelen olup olmadığını anlamak için durdu. Kimsenin gelmediğini anladığı zaman yere oturdu. Dizlerini içine çekmiş ve o şekilde durmuştu.
Wa ve ıres in verdiği sıkı eğitim cidden çok zordu ve gece gündüz demeden vücudunu alıştırmaya çalışıyordu. Bu beklediğinden daha zordu, özellikle gün içinde bir kaç saat uykuyla minho nun yanına gidip çalışmaya başlamak tam bir işkenceydi. Sabahın erken saatlerinde minho yu görmek ona yaramıyordu.

"Buldum seni" gelen sesle hızla kafasını çevirdi. Minho başına dikilmiş yüzüne bakıyordu. Jisung konuşmak için ağzını açtı ancak minho hızlı davranıp elinde tuttuğu bir dilim keki ağzına tıktı.
"Sürekli aynı yerde saklandığına göre seni bulmamı bekliyordun"  zar zor ağzındakini yutup cevap verdi.
"Çok zor olmasa gerek buradaki bütün saklanılacak yerleri biliyorsun."
"Eh dafni saklanmayı seviyor"
"Bugünkü işin bitti mi?"
"Kaçtığın işi mi diyorsun, evet bitti o " minho nun dediklerinden sonra jisung gülerek omuzuna vurdu. İşten kaçtığı falan yoktu, yani en azından her zaman kaçmıyordu. Bir süre aralarında gülüştüler.
"Bu şekilde kaçıp durman senin için iyi değil, kendini savunmayı bilmen lazım"
"Endişeleniyor musun yoksa" çok spontane bir şekilde sordu. Kendisi de böyle bir şey sormayı beklemiyordu. Kafasını çevirip yanında oturan minho ya baktı. Minho da ona bakıyordu. Bir anda nasıl nefes alındığını hatırlamaya çalıştı. Bir süre öyle kaldılar. Jisung ortamdaki bütün gerginliği hissediyordu ve bir açıdan hoşuna gidiyordu. Bakışları minho nun yüzünde dolaşmaya başladı. Nasıl olurdu da bu kadar kusursuz olurdu aklı almıyordu.  Bakışları dudaklarına kaydı.
"Evet" minho bunu söylerken ona biraz daha yaklaşmıştı. Aralarında oldukça az bir mesafe vardı. Jisung da yavaşça ona yaklaştı, artık nefesleri birbirine çarpıyordu.

"Öhom, bölüyorum ama göreve 12 saatten az kaldı, dinlenmeniz lazım" dedi ıres. Jisung hızlıca kendini geri çekti ve ayağa kalktı.
"Bende banyo ya gidecektim zaten, görüşürüz" dedi ve odasına doğru ilerlemeye başladı.

                                                                       ..............................

"Merak etme bir sorun olmayacak." wa yumuşak bir şekilde omuzunu sıktı. Kesinlikle gerginlik giderici bir hareketti ancak jisung a etki etmedi. Görevde belirsiz bir çok fazla etken vardı ve bu jisung u geriyordu. Minho, ıres ve o göreve birlikte gidiyordu. Birkaç ekip daha vardı ama jisung ne tanıyor ne de ilgileniyordu.
Wa üstünü bir kere daha kontrol etti. Üstüne giydiği kıyafet gidecekleri buz gezegenine uygun bir şekilde üretilmişti, koruyucu görevi görüyordu. Çöllerin olduğu bir gezegende büyüyen biri olarak hayatında hiç kar görmemişti, şimdi ise buzulların olduğu yere gidiyordu.

"Her şey tamam, dönmeniz için verilen süre 1 gün, sonrasında en fazla yarım gün daha oyalarım ama siz bir günü aşmamaya çalışın" dedi wa endişeli bir şekilde.
"Merak etme, yapmamız gereken tek şey su kaynağını bulmak, sonrasında hemen dönücez" Ires gülerek konuştu. Ekipteki herkesin gergin olmasını istemiyordu, üstelik kendisi bir çok göreve gitmişti ve hiç yara almadan geri gelmişti. Bu da bir araştırma göreviydi. Jisung ondan gittiği bir kaç görevi dinlemişti.
"Tuvaleti kullanmak için çok mu geç?"  diye sordu.
"Cidden mi üstünü yeni düzelttim."
"Gerginim"
"5 dakikan var"



Minho ve jisung gemide arka kısımda oturuyordu. Karşılıklı oturuyorlardı, gemi oldukça küçüktü ve ires ön tarafta gemiyi kullanıyordu. Jisung olduğu yerde kıpırdandı. Oldukça gergin hissediyordu. Bu görev hakkında içinde kötü bir his vardı ve bu his bir türlü geçmiyordu. Minho elini jisungun dizine koydu. Gergin olduğunu bu kadar belli ettiği için jisung bir an utandı. İnsanların yanında utanmayı sevmiyordu ama nasıl oluyorsa minho her seferinde jisung u uyandırmayı başarıyordu. Anlam veremediği bir etkisi vardı üzerinde.
Gemi sarsıldı ve jisung öne doğru hızlı bir şekilde gidip geldi . Minho tam karşısında oturduğu için kafaları çarpışmıştı.
" Yeter artık gerildiğin bir şey olmayacak" minho nun söylediği rahatlatma cümlesi ile yarım bir gülüş attı.
"İnişe geçiyorum" diye seslendi ıres ve birkaç dakika sonra zemine ulaşmışlardı. Ires ayağa kalktı ve ikiliyi kontrol ettikten sonra kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında ışık jisungun gözünü kamaştırdı.
Dışarıya çıktığında gözleri hayranlıkla parladı. Hayatında daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Güneş tepede parlıyordu ancak kendi gezegenindeki gibi kavurucu değildi. Bembeyaz bir örtü her yeri kaplıyordu. Biraz uzaklarında olan gözlem evini etrafındaki buz dağlarının arasında oldukça göze çarpıyordu.
Minho elinde acil durumlar için olan çanta ile yanına geldi.
"Hadi ilerleyelim, süremiz az" dedi ve ilerlemeye başladılar. Jisung kafasını salladı ve etrafına bakmaya devam etti.
"Elini uzatsana" durdu ve minho nun yüzüne baktı.
"Ne"
"Elini uzat" minho yanında yere doğru eğilirken o da elini uzattı. Minho yerden bir avuç kar aldı ve jisung un eline koydu. Jisung elindeki kar a baktı.

Eldivenleri yüzünden pek bir şey hissettiği söylenemezdi ama yine de güzeldi. Minho tam karşısında durmuş tepkisini izliyordu. Göz göze geldiklerinde duygu akışı oldukça fazlaydı. Jisung bir anlık cesaretle elini minho nun kusursuz yüzüne koydu. Karşısındaki kişi tepki vermedi. Baş parmağı ile yüzünü okşadı. Bu cesareti bulmuşken kaybetmeye niyeti yoktu. Aralarında kalan azıcık mesafeyi de kapadı ve dudaklarını birleştirdi.

Minho elini boynuna koyup onu iyice kendine çekene kadar birbirine değen dudakları tam bir öpüşme sayılmazdı. Ancak minho nun onu kendine çekmesi , tetiğe basmış gibiydi. Bir anda olan patlama gibi çok daha ateşli bir şekilde öpüşmeye başladılar. Dudakları birbirlerine daha çok ulaşmak için savaşıyordu.

İkisi de nefes nefese kaldıklarında biraz uzaklaştılar ancak tam olarak olarak ayrılmış sayılmazlardı. Ires gelip ikisini de aralayana kadar o pozisyonda kalmışlardı. Jisung hayatı boyunca yaşadığı en güzel gün olduğunu düşünmeden edemedi. Minho her şeyi daha güzel yapıyordu.

Lost Stars // MinsungWhere stories live. Discover now