Bölüm ♦16♦

3.4K 206 1
                                    

       Kahverengi deri sedyeye bağladığı adama bakıp düşündü. Nefes'e ve kardeşine yaptıklarını bunlardan zevk aldığını ve eğer Nefes'i bulabilecek olsa ona yapacağı tüm o zulümleri bunlar o kadar hiddetlendirdi ki genç adamı adama attığı yumrukla çenesi yerinden çıktı.

Aslında kollarından asıp dövmek vardı ama onun için başka şeyler düşünüyordu. Kadir o şokla gözlerini açtığında çırpınmaya başladı ama nafile, elleri ve ayakları deri kayışlarla sıkıca bağlanmıştı.

Gözü o kadar dönmüştü ki Karo hayatında sadece ikinci defa bir işkenceden zevk alacaktı.

İlki kız kardeşine kıyanlara yaptığı zamandı. O zaman da onun tertemiz inci tanesine yaptıklarının bin katını o şerefsiz köpeklere yapmış, kaybının acısı dinmemiş ama kanı yerde kalmamıştı.

Başından gerekli aletleri seçmek için ayrıldığı zaman adamın kırık çenesi ile "Bak bunu halledebiliriz. Yeter ki istediğini söyle. İstediğin kadar pay veririm sana" derken genç adamın onu duymadığından haberi bile yoktu. Kemal artık tek bir şeye odaklanmıştı, acı çektirmeye!

Elinde getirdiği çekiçle hiçbir şey söylemeden o kadar büyük bir şiddetle diz kapağına geçirdi ki adam acıdan bayıldı. Bu Karo'nun canını sıksa da takılmadı. Erdem'in gelmesini bekledi.

Erdem geldiğinde gördüğü manzara onu üzdü "Abi aşk olsun beni beklememişsin ama?" dediğinde sesi kırgın bir alaycılıkla dolu çıkıyordu.

"Oğlum bu bayıldı zaten. Uyandır da işimize bakalım"

Buzlu su tuttukları diğer odanın kapısını açtıklarında Ender hala ordaydı. Kız kardeşi kadar aklı olmayan zengin çocuğunu görünce Erdem'in canı sıkıldı.

Durumu iyi görünüyordu ama şimdi onu görünce rengi iyice gitmişti. Bir haftaya yakın burada tutuyorlardı babası akıllanana kadar demişti ama bu pek aklını başına alacak gibi durmuyordu.

O anda Erdem'in aklına çok iyi bir fikir geldi. "Bir taşla iki kuş" diye mırıldanıp onu bağladıkları yataktan kaldırıp içeri götürdü.

İçeri geçince Mert'in de geldiğini gördü, Ender salağını ona doğru ittirdi. Ender ise sedyede ki adamın halini görüp ağlamaya başlamıştı bile.

Bir de ağzı bantlı olduğu için pek anlaşılmasa da büyük ihtimalle yalvarıyordu.

"Bunu ne yapıcaz?" derken kucağına itilmiş adama sıkıntı ile bakıyordu Mert.

Erdem Karo ya baktığında ise, onun ne yapmak istediğini anladığını bakışlarında gördü.

Dönüp Mert'e ama aslında Endere "Bedava yemek yiyip yatıyo uyuşuk. Madem öğrenmesi gereken şeyler var, bizde dersini hızla veririz" bir taraftan da ceketini çıkarmış kollarını sıvıyordu.

Ender gözlerini açmış çılgınlar gibi debelenirken Mert kafasına bir tane patlatıp "İyi düşünmüşsün abi" adamı da bulundukları yerde bir sandalyeye bağlıyordu.

Erdem ilk önce gittiği işi halletmek için tekrar odaya girdi bir varil dolusu buz gibi suyun olduğu yerden iki kova doldurup içeri geçti.

Karo aletlerin yanında seçimlerini yaparken Erdem de bir kova suyu Kadirin başına geçirdi. Soğukla ve acıyla aniden ayılan adam yaşadıklarının daha bitmediğini anlayıp tekrar çırpınmaya başladı.

"Abi senin balık hala canlı" Erdem neşesini gizleyemiyordu. Böyle hasta ruhlu pisliklerden nefret ediyordu.

Mert kendini tutamadan itiraf etti "Çok sürmez"

♦Karo'nun ♦ Nefesi♦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin