Bölüm ♦1♦

19.2K 310 32
                                    

Gözlerinden yaş durmaksızın akıyor, tüm bedeninden fışkıran tere karışıyordu. Artık akıttığı kanın derecesinin farkında bile değildi. Bir hata yapmıştı. Ne olduğunun tam olarak kendi de farkında olmasa da, sonunun iyi olmayacağının bilincindeydi. Bu adamlara bulaşmaması gerektiğini herkes söylemiş ama onları yeterince kaale almamıştı ve şimdi bunun bedelini ödemek üzereydi.

"Abi valla ben ne olduğunun tam olarak farkında değildim. Birileri yanlış anlamış olmalı" elinden geldiğince bu herifleri oyalaması ve canını bağışlamaları için yalvarması gerekiyordu.

Aslında kendisini öldüresiye döven çam yarmasından çok takım elbisesi hiç buruşmadan kenarda oturup tüm bunlardan çok sıkılmış gibi tırnaklarını inceleyen zaman zaman da olanları seyredenden daha çok korktuğu kesindi.

Kenardan alaycı bir ses geldi "Aaa bak Erdem sadece bir karışıklık, yanlış anlama olmuş. Hadi bırakalım arkadaşı da evlerimize dağılalım." Arkasından gelen kahkaha insanın iliklerine kadar donduracak nitelikteydi.

Erdem "Şimdi bunu ne yapalım istersin Karo?" sesi de en az kendisi kadar ürkütücüydü.

Karo çok zahmetli bir işmişçesine oturduğu sandalyeden kalkıp yanlarına doğru gelmeye başladı. Ter, kan ve gözyaşına bulanmış adama yukarıdan bakıp derin bir of çekti. Elleri bilmem kaç bin dolarlık markaların özel tasarımlarından olduğu çok belli olan lacivert takımının pantolon cebine girdi ve adamın hayatını belirleyecek olan nesneyi çıkardı.

"Bak Kaan bunun ne olduğunu biliyorsun değil mi?"

Kaan cevap vermek için ağızını açmaya yeltendi ama Erdemin yumruğundan aynı anda nasibini almış bulundu. Fakat gözleri ne aldığı darbeden kaynaklanan acının etkisinde nede dayakçısındaydı. O şimdi tamamen büyük adamın elindeki küçük kum saatin odaklanmıştı.

Kum saatinin özelliğini bu alemde herkes bilirdi. Özellikle de Karonun ülkede nam saldığı yerlerde, ki buna neredeyse tüm ülke, hatta bazı çok stratejik yabancılarda dahildi. Kum saati çıktı mı ömür süren belli demekti.

Bunun dışında Karonun bu objeye bağlılığı herkes için bir gizemdi. Adamın seks sırasında bile kum saatine göre hareket ettiği söylentileri vardı. Daha fazlasını kimsenin hakketmediği, belli bir zaman diliminde ki kum taneleri.

Karo bu genç adamı affetmeyi hiç düşünmüyordu. Küçük erkek çocuklarına olan düşkünlüğünü artık sadece tecavüze değil öldürmeye kadar taşımış olan bu pisliğin tek bir zerresine bile acımıyordu ama kum saatini çevirip hakkettiği cezayı kesmeden önce öğrenmesi gereken bir şey vardı.

Avucuna toplayıp sıktığı saçlarla Kaan'ın kafasını kendine doğru kaldırdı. " Derin nerede?"

*****

" Onu bulacağım" genç kız oturduğu eski, oturmaktan yıpranmış koltuktan hışımla kalktı "Ne pahasına olursa olsun bulacağım."

Karşısında ki yaşı geçkin kadının yaşla dolan gözlerine baktı. Anne dediği o sıcaklıkla sevdiği tombul Beyaz annesine.

Olgun kadın düşünceli ve tedirgindi. Genç kızın ne kadar inatçı olduğunu biliyordu. Şimdi de kafayı yapamayacağı şeylere takmıştı. Başarmak istediği aslanın kafesine girip yemeğini çıplak ellerle önünden almakta olsa bunu yapacaktı. En azından deneyecekti. Bu da Beyaz teyzeyi çok korkutuyordu, evlat gibi bildiği yavrucuğu kendi adımlarıyla tehlikelerin içine atlayacaktı.

Yaşlar artık yaşlı kadının gözlerinden durmaksızın akarken genç kız onun dizlerinin önüne çömeldi "yapma ama annem, hadi" bir taraftan da elleriyle yanaklarını siliyordu.

♦Karo'nun ♦ Nefesi♦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin