1

448 40 41
                                    

İlk başlarda Hyunjin neler olduğunu anlamadı.

Sabahları yatağında bulduğu iki üç tane çiçek yaprağını pek önemsememişti. Zaman ilerledikçe geceleri nefes almakta zorlanmaya başladı ve çiçekler arttı. En sonunda ciğerleri büyük bir baskıyla sıkışmış ve öksürmeye başlamıştı. Kesilen nefesi ve ağzından kanla karışık çıkan çiçek yaprakları onu dehşete düşürmüştü.

Çiçekler bittiğinde içine derin bir nefes çekti, nefes alamamanın bu kadar kötü hissettirdiğini düşünmezdi. Boğazı aldığı her nefeste acıyordu, zorlukla yerinden doğrulup kustuğu tuvaletin içine kan tükürdü.

Son kez tuvaletin içine baktığında beyni bir anlığına göz ardı ettiği çiçekleri yeniden hatırladı. Daha önce böyle bir şey ne görmüştü ne duymuştu. Korku bütün bedenini ele alırken neler yapabileceğini düşündü.

Arkadaşlarına haber vermek istemedi veya ailesine. Bu işi kendi başına halledecekti.

Yorgunlukla sifonu çekip yaslandığı duvardan ayrıldı, aynadaki yansımasına baktığında berbat göründüğünü fark etti. Yüzü bembeyaz olmuştu ve tişörtünde kan lekeleri vardı.

Yüzünü yıkadıktan sonra üstündeki tişörtü çıkartıp yere attı. Hızlıca başka bir tişört giyip gerekli eşyalarını yanına aldı. Evden çıkmadan önce duvarda gördüğü fotoğrafla gülümseyecekken ağzından çıkan yapraklar ona izin vermedi. Mavi gül yapraklarını sinirle eline alıp evin kapısını kapattı. Bu gülleri doktora örnek olarak gösterebilirdi.

Araba sürerken umarım öksürmem diye düşündü, eğer az önce yaşadığı gibi bir krizi araba sürerken yaşarsa sonu iyi olmazdı.

Kendi kendini telkin ederek yola çıktı, özel bir hastaneye geldiğinde arabasını otoparka çekip elinde sıkıca tuttuğu çiçek yapraklarıyla içeri girdi.

Danışmadaki kadın ona gülümsediğinde hafifçe baş selamı verdi. Acile geldiğini belirttiğinde kadın gerekli işlemleri halledip onu doktorun odasına götürdü.

Doktorun odasına girdiğinde gerginlikle elini pantolonuna sildi, umuyordu ki kötü bir şeyi yoktu. Gerçi kötü bir şeyi olmayan insan neden çiçek kusardı? Kendi düşüncelerine son verip ona selam verip eliyle oturmasını söyleyen doktorun yüzüne baktı. Genç bir doktordu.

Elindeki yaprakları doktorun masasına bıraktığında adamın gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Ne olduğunu anlamış gözüküyordu.

"Bunları kusuyorum."

Sessizce konuştuğunda genç doktor kafasını salladı.

"Daha bilgili birini çağıracağım, burada bekle lütfen."

Adam odadan çıktığında Hyunjin stresle tırnaklarını yemeye başladı. Telefonuna gelen aramayla tırnaklarını serbest bırakıp aramayı reddetti. Arayan kişi yakın arkadaşı Jisungtu.

Odanın kapısı yeniden açıldığında içeri doktor ve orta yaşlarının sonlarında bir kadın girdi, gözleri hüzünle parlayarak Hyunjin'e bakıyordu. Genç çocuk işte o zaman hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını  anladı.

Kadın, gülümseyerek Hyunjin'in karşısındaki koltuğa oturdu.

"Merhaba, ben Kim Luna. Hastanenin baş hekimiyim."

"Bunların ne olduğu açıklar mısınız?"

Hyunjin midesini düğümleyen stresle sorduğunda kadın başını bir kez daha olumlu anlamda sallayıp konuşmaya başladı.

hanahakiWhere stories live. Discover now