DEĞİŞİM

156 12 45
                                    

Evveet söz verdiğim gibi 2021 kelimeden oluşan bir bölüm yazdım. Başlıktan'da anlayacağınız gibi Kokichi'nin değişimi bu bölümde olacak.

Lütfen bol bol yorum yapın.
Sizi seviyorum iyi okumalar.

    Uyandığımda Kokichi hala uyuyordu. Ellerindeki eldiven çıkarılmış yerine daha güzel ve düzgün bir eldiven takılmıştı. Belliki gerçekten tehlikeli'ydi tırnakları.

    Yüzüne baktım. Bir değişiklik yok gibi gözüküyordu. Yine melek gibi uyuyor, narin bir şekilde kıvrılmıştı. Parmağını emmiyor, ememiyordu. Eldivenlerden çok tırnakları uzundu. Acaba emzik almalımıyım diye düşünmedim değil aslında. :D

    Yanından ayrılmamalıydım çünkü uyandıktan 10 dakika sonra kanatları çıkacaktı. Nasıl olacağını çok merak ediyordum. Büyük mü olucak yoksa normal mi? Kırmızı mı olucak yoksa beyaz mı? Tüylü mü olucak yoksa gergin bir deriden mi?

    Tüm bu soruları kendi kendime sorarken yerinde kıpırdayan bir bebeği unutmuştum. Hemen ona göndüm. Gözlerini hala açmamıştı. Hemen kalkması gerekiyordu yoksa geç kalabilirdik. Gözlerini açtığında şimdiye kadarki tüm göz renkleri aklıma geldi. Kırmızı, kan kırmızısı, siyah ve mor. Ama bu renkler bam başkaydı.

    Altın sarısı gözleri şimdiye kadar hiçbir tanrı'da görülmemişti. Okuduğum kitaplar' da ya gözleri kırmızı olurdu yada mor. Bu gözler o kadar parlak ve güzeldi ki kendimi ona bakmaktan alı koyamıyordum. Ama bu kadar oyalanmak yeter de artar dı. Hemen yataktan kalktım ve Kokichi'yi kucağıma aldım.

    Şu an onun uyanması için vakit kaybedemezdim. Kokichi hiçbir şey demeden sadece bana bakıyordu. Ben ise hızlı adımlarla aşağı inmeye çalışıyordum. Kokichi, "Saihara-chan, neden bu kadar acele ediyorsun? Birşey mi oldu?" dedi nazikce. Hızlıca, "Bir azdan değişim geçiriceksin ve değişimi geçirirken aşağıda aile'nin yanında olmalıyız- ahh işte daha 5 dk var ve geldik." dedim yüzüne masum bir öpücük kondurarak.

     Onu kucağımdan indirerek Bay God ve Bayan Miyamaru'nun önünde eğilerek selam verdim. Hemen saat'e baktım ve " Efendim 4 dakika kaldı."dedim yavaşca. Bayan Miyamaru kafasını salladı ve Kokichi'nin yanına gitti. " Bebeğim, lütfen T-shirt'ünü çıkartır mısın? "dedi nazikce. Kokichi anlamadığını belli ederek kafasını yana yatırdı. Bayan Miyamaru gülerek " Seninde bizimki gibi kanatların çıkacak bebeğim. T-shirt'ünün buna engel olmasını istemezsin değil mi? "dedi. Kokichi gülerek kafasını salladı ve T-shirt'ünü çıkardı. Ben durmadan saatime bakıyordum. 2 dakika kalmıştı. Canı acıyacak mıydı?

     Bayan Miyamaru yanıma gelip oda benim gibi beklemeye başladı. Kokichi babası ile konuşurken ben sessizce Bayan Miyamaru'ya, "Canı yanacak mı?" diye sordum. Bayan Miyamaru kafasını iki yana sallayarak, "Bilmiyorum, o bu dünyadaki ilk melez. Ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz." dedi ve işaret parmağını dudağına bastırarak, "Şşş sessiz ol... Başladı..." dediği an Kokichi'ye baktım. Babası ile normal konuşurken bir anda durdu. Gözlerini bana ve Bayan Miyamaru'ya dikti. Gözleri'nin rengi şimdi beyazdı. Ben hareket edemiyorum. Zorda olsa baktığımda Bayan Miyamaru'da hareket edemiyordu. Bay God'a ve askerlere baktığımda hepsi korku ve dehşet ile Kokichi'ye bakarak donuk bir şekilde onu izliyordu. Bir anda odayı beyaz ve kırmızı ışık ve dumanlar kapladı.

      Gözlerime inanamıyorum. Bu ne kadar korkunç olsada inanılamayacak kadar güzeldi. O bakılanayacak kadar güzel gözüküyordu. Nasıl anlatmalıyım bilmiyorum. Ben ben gözlerime inanamıyorum. Odadaki herkes ona şaşkın gözlerle bakıyordu. Onun toplam 4 tane kanadı var. 2 melek kanadı, iki şeytan. Kafasında 2 tane boynuz ve bir tane sarı halka var. Bu bu çok güzel. Şeytan kanatları'nın etrafından ateşler çıkıyordu. Melek kanatları parıl parıl parlayan kurdaleler ile süslüydü.

YOU'RE SCARING US! Where stories live. Discover now