Calling me drunk when it's too late at night.

355 19 14
                                    

"YEONJUN HYUNG, DUR!"

Ve her şey saniyeler içerisinde gelişti. Silah patladı, mermi karşısındakinin alnını delip geçti ve yaptığı şeye şaşkınlıka bakan çocuğun eli yüzü kana bulandı.

Yeonjun oflayarak ağzına bir cips attı. Az önce sevgilisinin onu aldattığını öğrenen birisi için normal olarak, huzursuzdu. Bu olayı ilk yaşayışı değildi ancak her seferinde morali bozuluyor ve saçma sapan bir ruh haline giriyordu. Tekrar oflayıp üzerindeki yumuşak battaniyeye daha çok sarındı.

Biricik ev arkadaşı Beomgyu ise işleri kesinlikle kolaylaştırmıyordu. Üzerinden battaniyeyi çekiştirirken "Kalk artık yerinden, EnayiJun hyung." diye söylendi. Fakat Yeonjun bu tepki üzerine battaniyesine daha da çok sarındı. Beomgyu ise biraz daha uğraştıktan sonra pes edip koltukta arkasına yaslanmıştı.

Ve şimdi ise Beomgyu'nun söylenme vaktiydi. Yine, her seferinde olduğu gibi Yeonjun'un bunları da dinlemesi gerekiyordu. Artık gerçekten rutin olmuştu. "Zaten o çocuğa en başından beri güvenmiyordum ben. Yok neymiş, çok mu havalıydı? Al sana havalı sevgili, hyung. Öyleleri hep böyle olur zaten... Taehyun hariç yani."

Yeonjun iç çekip başını arkadaşının omzuna yasladı. Susturamayacağını bildiği için uyum sağlamak en iyi seçenekti. Eğer bir şey yapmazsa sabaha kadar konuşabilirdi, sonra da okula geç kalırlardı. "Tamam Beomgyu, tamam en haklı sensin." diye mırıldandı. Bu sırada arkadaşı otomatik olarak onun saçlarını okşamaya başlamıştı. "Asla akıllanmayacaksın hyung, değil mi..."

Bir süre öyle oturdular, Yeonjun'un telefonu çalana kadar ortamdaki tek ses Beomgyu'nun sinirli mırıldanmalarıydı. Yeonjun kucağındaki telefona uzanıp ekranda yazan ismi kontrol etti. Tahmin ettiği gibi o arıyordu işte. Telefonu açmadan hemen önce yazan ismi arkadaşına da gösterdi. İsmi gören çocuk sinirle iç çekip telefona uzanmış ve açıp hoparlöre almıştı. Telefondaki hemen konuşmaya başladı.

"Jun.. Jun, seni çok.. Ben seni seviyorum... Yeonjun lütfen... Sadece beni dinlemeni istiyorum. Açıklayabilirim. Lütfen."

Sürpriz. Tabii ki de arayan onu hiç aldatmamış gibi konuşan sevgilisiydi. Ve birisi -Beomgyu- müdahale etmezse tabii ki de Yeonjun bir aptal gibi onu affedecekti. Yine. Bunu anlayan arkadaşı ise o daha sözüne başlayamadan telefonu kapattı. "Hey!" Yeonjun sinirle seslendiğinde telefona uzanmaya çalışıyordu.

"Hayır hyung. Ne yapacağını biliyordum ve buna daha fazla izin vermem. Komik olduğunu sanıyor, değil mi? Daha kaç kez bunu yapmaya devam edecek? Hayır, asıl soru daha kaç kez onu affetmeye devam edeceksin?" Sesini biraz fazla yükselttiğini Yeonjun'un düşen yüzünden ağlayınca bir kez daha iç çekip kollarını arkadaşına sardı. "İyiliğin için söylüyorum, gerçekten. Ben de üzülüyorum..." Söylediği son cümle ile Yeonjun hafifçe sırıtmaya başlarken arkadaşının saçlarını karıştırdı. En azından Beomgyu'ya sahipti.

"Biliyorum Gyu, ama o çaresizmiş gibi konuşup o saçma ses tonunu yapınca affediyorum işte. Elimde olan bir şey değil. Yine de ayrılmayı deneyeceğime söz veriyorum." dediğinde arkadaşının saçlarını rahat bırakıp cips kasesine uzandı. Bir süre Beomgyu'nun onayını bekledi, çocuk pes edip başını sallayınca ise cips kasesini ortalarına koyup kumandaya uzandı. Ortamdaki sessizlikten hoşlanmamıştı.

Beomgyu ise telefonunda bir şeyler kurcalamaya başlamıştı. Yeonjun eski filmlerden veren kanallardan birisinde durunca telefondan başını kaldırıp konuştu. "Hyung."

Yeonjun ağzı dolu olduğundan dolayı bir homurtu çıkarınca Beomgyu kolunu dürttü. Telefonundan bir şey gösteriyordu. Yeonjun bir süre ekrandaki mavi saçlı, yakışıklı çocuğun fotoğrafını inceledikten sonra sordu. "Bu kim?"

Arkadaşı iç çekip arkasına yaslandı. "Hyunjin'in seni aldattığı çocuk, yani muhtemelen. İsmi Choi Soobin. Takip ettikleri arasında videodakine uyan tek kişi. Hem çocuğa Soo diye sesleniyordu. Başka birisi olabileceğini sanmıyorum. Daha da kötüsü, bizim okulda."

Yeonjun kaşlarını çattı. "Ama ben hiç görmedim. Görsem hatırlardım."

" O da Hyunjin gibi 3. yıllardan. Chenle'nun arkadaşları Jaemin ve Donghyuck ile aynı sınıftaymış. Bu sene okula geldiğini söylemişler. Ama hiç de kötü birine benzemiyormuş. Jaemin sessiz ve şirin olduğunu söylemiş hatta. Sizin sınıftan Hendery ile takılıyormuş genelde." Sözünü bitirince Yeonjun'un kucağındaki kaseden bir cips alıp ağzına attı. "Öyle işte."

"Anladım. Yarın Mark'a sorarım ben, Hendery ile konuşmuşluğumuz yok." Ardından aklına gelen şeyle sırıtarak ekledi. "Belki onu randevuya davet ederim, ne dersin? Hyunjin sinirlenir mi sence? "

Beomgyu ağzına bir cips daha atacakken duraksadı. "Bu... Saçma diyeceğimi sanıyorsan çok yanılıyorsun. Harika bir fikir hyung."

Merhaba demeliyim sanırım. Kısa bir başlangıç bölümü ile kitabı başlatıyorum ama birkaç uyarı yapmam gerekecek.

Kitap şiddet, madde kullanımı ve benzeri ögeler içerecek. Eğer rahatsız olacağınızı düşünüyorsanız lütfen devam etmeyin. Bir diğer uyarım ise kitaptaki idollerin bu kurgunun karakterleri olduğunu ve gerçekle hiçbir alakası olmadığını unutmamak.

Şimdiden herkese teşekkür ederim ve keyifli okumalar diliyorum.♡

CheckMate (YeonBin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin